"Elektrik sistemimizde oluşan bir arızadan dolayı Take Wish Day'i burada bitirmek zorundayız.Özür dileriz." dedi sahnedeki adam. İtiraz nidaları yükseldi kalabalıktan.
"N'apıcaz şimdi Harold?Daha dilek balonlarımızı bile uçuramadık."
Çocuk bir şeyler düşünüyordu.Bu gece böyle bitmemeliydi. Bir anda aklına bir fikir geldi.
Kızı elinden tutup kalabalığı delip geçerek alanın dışına çıkardı ve yürütmeye başladı.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu küçük kız nefesini toparlamaya çalışarak.
"Özel bir yere..." diye karşılık verdi çocuk.
"Daha yürüyecek miyiz Harold?Ben yoruldum."
"İşte burası." dedi çocuk aniden durarak.
Kız kafasını kaldırdı yavaşça.Neresi olduğunu biliyordu. Harold'un onu düşmekten kurtardığı kayalıklardı burası. Hafifçe gülümsedi anısını aklına getirerek.
Çocuk aklını okumuşçasına "Bu sefer tehlike yok.Tamam mı?"
"Tamam."
"Dans etmeyi biliyor musun Vic?" diye sordu çocuk elini tutması için kıza uzatırken.
Kız çekingen bir tavırla elini tuttu.Dans etmeyi bilmiyordu.
"Bana uymaya çalış." dedi çocuk bir elini Victori'nın beline koydu ve diğer eliyle ellerini kenetleyip hafifçe kaldırdı. Ve bir şarkıya başladı çocuk...
O şarkıyla güneşi görene kadar dans ettikler.Yorulmak bilmeden,usanmak bilmeden...
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Uyandığımda yastığımda bir not vardı. Kahvaltıya çıktım tatlım.Hemen dönerim xx -H
Nota bakıp gülümseyerek "Serseri ergen."
Notu elimden bırakmadan ağır adımlarla aşağı indim.Sonuçta benim de kahvaltı etmem gerekiyordu.
Dolabın birinde bulduğum bilmem kaç yılından kalma kahveyi çay içmeyi planlayarak kaynattığım suyla buluşturdum.
Buzdolabını açıp içine bir göz gezdirdim.İsteyebileceğim türden bir şey yoktu.
Ben de muffin yapmaya karar verdim.Canım bir şey istediğinde üşenmek nedir bilmezdim."Film mi izliyorsun?"
Kollarımı tezgaha dayarak boş boş baktığım fırından kendimi alıp karşımda dıran Harry'e baktım.
"Evet.'Muffinler fırında 3!Müthiş bir film!" dedim gülerek."Sen de izlemek ister misin?"
"Seni izlemeyi tercih ederim."
Yüzümü ekşiterek "Şu vıcık vıcık romantizm şeyinden yapma.Çok eğreti duruyor."
"Kızlar seviyormuş diye duydum." dedi kollarını tezgaha dayayıp yerini alarak.
"Kızlar demek.Kaç kız?10?100?Aman Tanrı'm!Daha fazlası!"
"Saçmalama Victoria.Sen ilkim ve sonumsun."'Sonu olacağın kesin' diye fısıldadı içimden bir ses...Bu da neydi şimdi?
Tam ağzımı açıp bir kelime edecekken Harry'nin dudakları susturdu beni."Hala aynı kokuyorsun..." dedi parmaklarını saçlarımda gezdirerek "Yasemin çiçeği gibi."
'Ve taze kan gibi...' diye karşılık verdi içimdeki ses.Bunu Harry'e söylemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Love
FanfictionPaylaşmayı hepimiz severiz,değil mi?Ekmeğimizi,suyumuzu...Peki paylaştığımız şey kalbimizse?.. İki bedenin ve tek kalbin hikayesi...Kanla yazılmış bir "aşk" hikayesi... I am thinking of you (seni düşünüyorum ) In my sleepless solitude tonight (ıssız...