Bu bölümü de Wattpad'de tanıştığım Harry seven(aynı ben beyaa) arkadaşıma armağan ediyorum.Sanal alemin best friendi olabilecek seviyede,güzel bir kız :)
İyi okumalar diliyorum.Lütfen vote ve yorum bırakın.Özellikle uzuu...un yorumlar olsun taam mı?
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Güç bela uyanabildiğimde,istisnasız her yerim ağırıyordu.Ama başımdaki ağrı "Yılın Sinir Hücrelerini Ağlatan Baş Ağrısı" ödülü alabilecek türdendi.
Yumuşak yatakta hafifçe doğruldum.Etrafımdaki nesneler yabancı geliyordu."Günaydın bebeğim.İyi uyuyabildin mi?"
Yavaşça başımı ovaladım.Bu adam kim?Ben neden buradayım?Cevaplandıramadığım sorularım beynimi kemiriyordu.
"Ben sizi tanımıyorum." dedim usulca.
Yanıma gelip yatağa oturdu.
"Sevgilini nasıl unutursun tatlım?" dedi imalı bir ses tonuyla,ellerimi tutarak "Ben,Marius."
Benim bir sevgilim mi var?
"Özür dilerim...Ihmm...sevgilim.Başımın ağrısından ne dediğimi bilmiyorum...Burası senin evin mi?"
"Ah,evet." dedi mahçupça gülümseyerek. "Dün gece biraz kutlama yaptık.Sen uyuyakalınca yatağıma yatırdım."
Muhtemelen alkolden kaynaklanıyordu.Bünyemin kaldıramayacağı -ki bir bardak bile kaldıramaz- kadar içip sızmış olmalıydım.Ama beni utandırmamak için üstü kapalı bir şekilde söylüyordu.
"Ah,çok içtim galiba...Ihm...Bebeğim."
Adını az önce söylemesine rağmen yine unutmuştum.Yaşlanıyorum galiba...
"Kesinlikle!7-8 insanı bulmuştur."
7-8 bardak beni-Bir dakika!İnsan mı?
"Ne insanı?"Ciddiyim bu soru Oscar alır.
"Vampir olduğunu da unutmadın,değil mi?" dedi gülerek.
"Hayır...Yani...Unutmadım sanırım..."
Şaşkınlığımı bu kadar benimseyeceğimi ben bile tahmin etmemiştim.
Hangi insan-pardon insanüstü- vampir olduğunu öğrenince tepkisiz kalabilirdi ki?
"Hadi bir şeyler yiyelim." dedi ellerimi sıkıca kavrayıp beni yataktan kaldırarak. Erkek arkadaşım zengin biri olmalıydı.Bu devirde böyle bir ev,bir oda dolusu külçe altına mal olurdu.Turuncu-siyah ağırlıklı modern mobilyaları,duvar kadar bir televizyonu ve dışarıyı tüm netliğiyle gösteren boydan boya camları olan,mimar elinden özlenle çıkmış bir dekoru vardı.
"Çıkabiliriz." dedi kapıyı açıp beni beklerken.
"Dışarıda mı yiyeceğiz?"
Gülümseyerek "Taze kan daha iyi olmaz mı?"
Hadi beni tebrik edin!Vampir olduğum gerçeğiyle yüzleşiyorum ve hala aklım peynir-zeytinde!
"Bayat şeyleri sevmem." dedim kapıdan dışarı çıkarken. "Ben şu kızı istiyorum." dedim mızmızlanarak.Marius kollarımı tuttu. "Hayır,Vic.O sızmış.Kanı berbattır."
Dudaklarımı büktüm.
Marius,bana av beğendirmeye çalışıyordu.Ama o hangisin önerse ben başka birini isteyip onu çileden çıkarıyordum.
"Şu köşedekinin kanının kokusu buraya kadar geliyor.Ona ne dersin?"
Göz ucuyla işaret ettiğim adama baktı.Arkasını dönmüş telefonuyla oynuyordu.Kahverengi kaşe mantosu rüzgardan savruluyordu.Marius önce tereddüt etti.
"Başka birini bulabiliriz bebeğim." dedi kollarımdan tutup beni kendine çevirerek.
Lacivert gözlerini gözlerime odaklamış, yalvarır bir bakış atıyordu.
Istemsizce dudağımı ısırınca bakışları dudaklarıma kaydı.
Kafamı hafifçe aşağı eğdim. Böyle anlar yaşamak planladığım bir şey değildi.
Eli hafifçe kollarımdan yukarı çıktı ve yanaklarımı buldu.
"Sevgilim..." diye fısıldadı dudaklarını benimkilere bastırmadan önce.
Öpüşüne karşılık vermek benim için çok zordu.Sevgilim olmasına rağmen dudaklarından ne şehvet ne de aşk tadı alıyordum.Şişe çevirmecedeki iddialardan farksızdı. Eline geçirdiğin ilk erkeği öp.
Ağızlarımızda dönen soluklar tükenince kendimi çektim.Ani tepkim ağzı açık halde ellerini yanaklarımdan çekmesine ve iki yanına salınmasına neden olmuştu.
İçimdeki dudaklarımı silme dürtüsünü bastırmakta zorlanıyordum.Elbette yapmadım.Ben hatırlamıyor olsam da bir geçmişimiz vardı.Belki geleceğimiz de olacaktı.
Beynimi biraz zorlamak istedim.Geri dönüşüm kutusundaki anılarımı geri yükleyebilirdim.Kaşlarımı çatıp yerdeki ufak taşlara odaklandım.
"Susuzluğun geçti mi yoksa?"Düşünememin nedeni buydu demek ki.Karnım aç.
"Hala o adamı istiyorsan gidip al bebeğim." Sesi sakin ve yumuşaktı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"İstiyorum."
Rüzgarı karşıma aldım ve ağır adımlarla yürümeye başladım.
"İyi günler." dedim masum bir gülüş takınarak. Bu halimle kaybolmuş bir kız çocuğuna benziyordum.
"İyi günler." diye tekrarladı adam bana doğru dönerek. Daha önce karşılaşmış mıydık?
Uzun soluklu bir duraklamanın ardından "Nasıl yardımcı olabilirim?"
Yeşil gözleri ve ikide bir sallanan kahverengi bukleleri olan yirmili yaşlarda bir gençti.Çoğu genç kızın hayallerini süsleyebilecek kadar seksi bir vücudu vardı.Ve itiraf etmeliyim:Fırından yeni çıkmış kurabiye gibi kokuyordu.
"Threadneedle Caddesi ne tarafta?"
Adam,telefonu cebine sokup eliyle tarif etmeye başladı.
"100 metre ileriden sağa dönün...Ya da şu kestirmeden gidebilirsiniz."
"Acil bir işim var.Ama bilirsiniz...Kestirmeler tekin olmaz.Bana eşlik eder misiniz?" dedim dudağımı ısırarak.
Gülümseyerek "Bana neden güveniyorsunuz?"
Sorusu beni çalışmadığım noktadan sözlü yapmıştı.
"İyi biri olmasaydınız,beni o kestirmeden götürmeyi siz teklif ederdiniz."
Adam isteğime ufak bir baş sallamayla cevap verdi. "Gel peşimden."Kestirmede biraz ilerledikten sonra adamı sertçe duvara yapıştırdım.
"Kıpırdayıp işimi zorlaştırma tatlım." dedim kafasını yana yatırıp boynunu gererek. Ağzımı iyice açıp dişlerimi beyaz boynuna sapladım ve kuvvetlice emmeye başladım.
İtaatkar bir köle gibi ne sesini çıkarıyor ne de tepiniyordu.Hadi ama,bu normalliğin kıyısından bile geçmiyor!
Düşünme bunları Vic.Tadını çıkarİç sesimin tavsiyesine uyup emişlerimi hızlandırdım.Kanı bende bir atom bombası etkisi yaratıyordu.Tüm hücrelerim Rio Karnavalı'nı kutlayan birer Brezilyalı'ymış gibi çılgınca zıplıyordu.
"Bunu gerçekten istiyor musun?" dedi zorlukla konuşarak.Boğaz kaslarının kıpırdayışını hissetmiştim.
Kanlar damlayan ağzımı boynundan çekip adama baktım.
"Neyi istiyor muyum?"
"Beni öldürmeyi.Biraz daha içersen ölürüm." dedi sakin bir ses tonuyla. Bunu fark etmek için Stephen Hawking olmaya gerek yok değil mi?
"Kimseye söylemeyeceğini nereden bilebilirim?" dedim kolumla ağzımı silerek. Bir saat önceye kadar bunun iğrenç olduğunu düşünüyordum.Ne tazat ama!
"Bana güvenmemiş miydin?" Benim yaptığım tabiri caizse ayılığa karşı onun cebinden bir mendil çıkarığ boynunu silmesi bayan-erkek ilişkilerinde yeni bir çığır açabilirdi.
"Birinden duyarsam seni ateşe veririm.""Aeternum!" diye bağırdğını işittim ağır adımlarla geri giderken.
"Bitirdin mi işini?"
"Ah,elbette."
Harika bir yalancıyım.
"Rotamız ev sanırım." dedi gülümseyerek.
Parmaklarımla oynayarak "Hayır." dedim usulca "Doymadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Love
FanfictionPaylaşmayı hepimiz severiz,değil mi?Ekmeğimizi,suyumuzu...Peki paylaştığımız şey kalbimizse?.. İki bedenin ve tek kalbin hikayesi...Kanla yazılmış bir "aşk" hikayesi... I am thinking of you (seni düşünüyorum ) In my sleepless solitude tonight (ıssız...