Kızartılmış ekmek kokusuyla uyandım.Ayy bir de bu çocuk bana kahvaltı mı hazırlamış.Yerim ben bunu ama...
Gözlerimi yavaşç açtım.Ama yanımda yatan Serkan'sa kahvaltıyı hazırlayan kimdi.Tabi ya.Bulut.
Centilmen çocuk ne de olsa.Hiç ikizine çekmemiş.Bu da anca götünü devirip yatsın.
Yataktan çıkmadan hemen önce Serkan'ı ayaklarımla yataktan aşağı itti.İbnelik değil mi?Ben uyumuyorsam o da uyumayacak.
Koşarak mutfağa indim.Yukarıdan Serkan'ın bağırışlarını duydum."Amına koyim kim itti lan beni."Bayağı sinirlenmiş anlaşılan.Bu şimdi beni bulursa öldürür falan ben en iyisi saklanayım.İste ibneliğin bedeli.
Hemen kapının arkasına geçtim.O sırada mutfakta 4 kişilik kahvaltı hazırlayan Sude ve Gamze'yi gördüm.
"Kumsal nerdesin?Çık dışarı."Serkan'ın yaklaştığını anlayınca kapının arkasından çıkıp ayaklarım götüme vura vura koşmaya başladım.O sırada Serkan da beni belimden tuttuğu gibi omzuna attı.
"Seni küçük cadı,demek uykumun en güzel yerinde sen beni ittin."diye sahte bir şekilde bana kızdı.Ben onun omzundayken mutfağa gittik.
Mutfak masasının üstünde hazırlanmış 4 tane tabak duruyordu.O tabaktan birkaç patates kızartmasını ağzıma attım.Arkadan Sude geldi ve"O tabağa dokunma,onları biz Serkan'la Bulut'a yaptık.Siz de kendinize hazırlarsınız artık.
Tam ağzımı açmış ona bir şey söyleyecekken Serkan benden önce davranıp konuşmaya başladı."Onlara da hazırlasan kolun kopmazdı.
"Ama ben sabahın 6.00'sından beri kahvaltıları hazırlamak için uğraşıyorum."deyip dudak büzdü.Hakkını yemeyelim tatlı kızdı.
"O zaman ben kendi tabağımı ona vericem."deyip tabağındaki patatesleri ağzıma tıkmaya başladı.Beni sandalyeye oturtup çikolatalı ekmeği de ağzıma tıktı.
Ben de ona reçelli ekmek hazırlayıp ilk reçeli burnuna değdirdim,sonra ağzına tıktım.Reçel demişken,ulan ayva reçeli olaydı da yiyeydik.
Biz böyle tıkınırken Sude de ağzı bir karış açılmış,sinirle bizi izliyordu.
DURU.
Uyandığımda yanımda Bulut yoktu.Banyodan su seslerini duyunca duşta olduğunu anladım.Bir süre tavanı izledikten sonra yalnızca belinde havluyla Bulut geldi.Hemen onun muhteşem vücudundan gözlerimi kaçırdım.
Sen de bu çocuğu hep havluyla yakalıyon hee.
Sana ne lan içses.Sanki sen görmüyon,burada bana şekil şukul yapıyon.
Senin ağzın iyice bozuldu.Biraz daha beni sinir edersen gider başkasının iç sesi olurum.Çıldırtma beni.
Tamam ya,ne kızıyon,çok şaaapma yani.
"Utanmana gerek yok"dedi Bulut iç sesimle kavgamı ayırarak."Utanmıyorum zaten,neden utanayım?Utanmam gereken bir olay mı var?Hayır yani sebep ne niye utanayım?"diye çıkıştım.O sırada içeri tangasıyla Gamze girdi.
"Sana kahvaltı hazırladım."diyip Bulutun dudağının kenarını öptü.Bulut onu kendinden hafifçe itti.
"Kahvaltı istediğimi sanmıyorum.Ama sen Duru'nunkini getir."dedi."Duruya kahvaltı hazırlamadım."dedi."sebep?"diye soğuk bir şekilde sordu."Baş başa kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm.""o zaman benim kahvaltımı getir Duru yesin."dedi.
"Ha hem benimle yemiyeceksin hem o sürtüğe yedireceksin hemde ben getircem öyle mi?!"dedi.İşte benim damarıma bastın."Sen kime sürtük diyosun,o giydiğinle kimin sürtük olup olmadığı gayet açık."dedim ve ona saldırdım.Bulut beni belimden tuttu ve arkasına aldı."Ben böyle rahat ediyorum rahatımı sana sorcak değilim."
"ÇIK DIŞARI GAMZE!,Duru sende sinirlerine hakim olmayı öğren,ben kahvaltıyı almaya gidiyorum."diyerek gamzeyle çıktı.Beni bırakıp Gamze ile çıktı ya.Gamze dışarı çıkmadan hemen önce bana piç smile yaptı.Bu kızın sahte saçlarını yolmak için can atıyorum.
Bulut elinde tepsiyle odaya geldi.Başka zaman olsa çok romantik bula bilirim ama şuan ona kızgınım.Elime tepsiyi tutuşturdu"Hadi ye!"dedi.Omuz silktim ve kollarımı göğsümün altına bağladım."Çocukluk yapma bana."diye kızdı bana.Tekrar omuz silkince patatesleri aldı ve ağzıma tıktı.Ve sonra ekmeğe çikolata sürdü ve onu da ağzıma tıktı.Ben kahkaha atmaya başlayınca o da gamzesini göstererek gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY DÖRTLÜ
ChickLitNormal bir bad boy hikayesi değil,buz adamın hırçın bir kızla erimesi hikayesi; Normal bir bad girl hikayesi değil,göz kırpmanın gücünün hikayesi... ''ATEŞİM OL AMA YAKMA BENİ ISIT SADECE'' Peki çok mutlu olursak hayal kuracak neyimiz kalır,ya da he...