Öğle tenefüsünde Henry ve Katy ile yemek yerken bütün kızlar bizim masaya hipnoz olmuşcasına bakıyordu. Aslında sadece Henry'ye bakıyolardı...Henry, Katy ile arkamızın dönük olduğu tarafa el kaldırıp işaret çaktı.
'Olaaamazz!Aklıma gelen şey mi?? Henry düşündüğüm seyi yapma! Onu tanıdığını söyleme bana lütfenn' diye
içimden geçirirken...
'Kızlar bu benim kuzenim Jhames West. Jhames bu kızlarda papağan Katy ve kıvırcık Lilo.' dedi aniden Henry.
Bu gerçek olamazdı dimi! Hoşlandığım Henry'nin kuzeni Jhames olamazdı! Kabus bu! Kötü bi kabus! Kötü Karmaa!!... Katy'nin yüz ifadesine bakılırsa kabus değil gibi gözüküyordu. Katy ve ben buz kesilmiştik resmen. Henry bizi öyle görünce:
'Lilo ağzın... Liloo! Heyy! Çenen düşecek..! Lilo bizimle misin? Şiştt!' dedi ve ekledi. 'Jhames'e bu kadar hayran kalıcağınızı bilseydim baştan sizinle tanıştırırdım.' dediği anda aklım başıma geldi ve söze başladım.
'Selam ben Lilo bu buz kesmiş arkadaşımda Katy.'
' Evet biliyorum.' Sinsi bir gülüş attı.
Hayır jhames sakın Henry'e bizimle alakalı bişey söyleme! Lütfenn! diye içimden yalvarırken... Jhames:
'Demin aynısını Henry de söyledi.' diyerek aşağılarcasına bi gülüş attı. Sanki aklımdan ne geçtiğini bilercesine.
'Zaten seninlede tanışıyoruz dimi Lilo?' diyerek ekledi yine aşağılarcasına gülüş atarak.
OFFF işte başladık. Neden Jhames! Neden beni tanıdığını söyledin..! Henry :
'Bi dakika siz nerden tanışıyosunuz böyle?' Jhames'e dönerek. 'Kuzenine anlatmadığın başka neler var senin?' diyerek gülümsedi ve omzuna hafif bi yumruk vurdu.
Jhames'in konuşmasına fırsat vermeden lafa atladım:
'Jhames ile bir tanışıklığımız oldu... Geçti ve gitti bu yüzden anlatmamış olabilir.' diyerek Jhames'e anlamasızca baktım.
'Biz Katy ile sınıfa geçiyoruz. Siz kuzenlerde istediğiniz geyik muhabbetlerinizi yapabilirsiniz.' dedim ve güzel
bir gülüş attım. (Yani güzel gülümsediğimi umuyorum... Gülmemeliydim.) İçimdeki sese hakim olmaya çalışarak sınıfa çıktım.
Okul çıkışı Katy ile biraz konuştuk ve evlerimize gitmek için ayrıldık. Eve geldim ve direk odama çıktım. Nasıl
bir gündü böyle. Jhames Henry'nin kuzeni nasıl olur... Diye düşünürken telefonum çaldı. Arayan her zamanki
gibi Katy'di:
' Efendim Katy?'
Katy soluk soluğa kalmış, nefes almaya çalışıyordu.
'Bugün Henry ve arkadaşlarının
basketbol maçı var ve bil bakalım kim davetli?'
Katy nin hevesini kırarcasına söze daldım. 'Katy ben o maça gitmicem.'
'Ama neden Lilo?? Henry senin için önemli değil mi yoksaa??' Katy bunu söylerken telefonun arkasındaki sinsi
gülüşü hissedebiliyordum.
'Katy ben gerçekten Henry'i görmek istemiyorum. Hele hele bugün duyduklarımdan sonra.'
dedim ama Katy ikna olmamıştı.
'Peki ya Henry seni görmek istiyorsa?'
Şaşırmıştım. Devam etti:
'Lilo'yu al ve maça gel diye bi emir verdi bana.'
Vayy ikinci şok... Henry Katy'ye neden böyle bir emir verir ki?
'Peki madem... Hazırlanmam lazım 15 dk sonra kapındayım.' dedim. Anneme basket maçına gideceğimi
söyledim ve evden çıktım .Katy nin evinin önünde bekliyordum. Geleli 5 dk olmuştu. Katy evinin kapısından çıkarken üstünde ne var ne yok, ne yakışmış ne yakışmamış diye bi göz geçirdim.
'Katyyy! Diskoya gidiceğimizi söyledinde ben mi yanlış anladım. Bu kılık ta neyin nesi böyle..!'
'Liloo canım biliyosunki basket maçı demek sadece basket maçı izlemek anlamına gelmez benim içinn.'
Seksi bir gülüş attıktan sonra topuklu ayakkabısıyla yolda takır tukur yürümeye başladı.
KESKE YÜRÜYEBİLSE!
'Eee cevap?'
Hain bir gülüş attıp:
'Tabikide yakışıklı ve kaslı erkekler!' Gülmeye başladı. Katy'nin yanına gelerek 'Ahh Katy. Yakışıklı
bir erkek bulup çıkmaya başladığın zaman seninle işimiz kolay ama ayrıldıktan sonra seni düşünemiyorum.'
Sokağın ortasında bir kahkaha patlattım ve ekledim:
'Haberin olsun o gün ben seni avutmaya gelmicem,karşında gülerek meksika dansı yapıcam.'
Kötü gülüşümüde sokakta duyurduktan ve Kayt'inin beni itip
kakmasından biraz sonra basket sahasının olduğu yere gelmiştik.
Henry bizi görüp el sallamıştı ve anında düdük çaldı, maç başladı.
Henry her zaman ki gibi kaslı
vücuduyla inanılmazdı ve gerçekten süper oynuyordu. Maç molası verdiklerinde Henry kaptan olduğu için arkadaşlarının ne yapıp yapmaması gerektiğini bir bir söylüyordu. Nasılda hakimiyetçi bir yapısı vardı. Onu nasılda bu kadar hoş yapıyordu öyle... Hayranlığım üstümde olsa gerek...
Karşılarında gerçekten inanılmaz güçlü rakipleri vardı. Birinci çeyrek bitti... Son durum 21-28... İkinci sette
Henry mükemmel bir üçlük attı herkes ayağa kalkıp moral verici sloganlar atmaya başladı. Yanımızda bir kız vardıki kız gözüme hiç hoş gözükmedi... Çok güzel ve alımlı bir kızdı...Gözü kulağı da hep Henry nin üstünde gibi!
Kıskanıyormuydum?Ahh hemde nasıl! Neyse kızı boşver! Maça odaklan!
Maça odaklanmaya çalışırken okulun ineği Alex aniden yanımızda belirdi.
'Selam kızlar maç kaç kaç?'
Bu çocuk kendini çekici mi buluyordu? Kızlara yakınlığıda neyin nesi böyle. Çok itici! Derin düşüncemden sonra ancak cevaplayabildim :
'Bizimkiler yeniliyor Alexxx.'
'Hadii ÇOCUKLARR! ALEX sizin yanınızdaaa!'diye bağırınıyordu.
İTİCİ!! Hemde çokk!
4. setin son dakikalarındayız! Çok heyecanlı! Durum 97-93 tü ve bizim takım yeniyordu. Son saniyelerrr!
Ve EVET! Yendik! İnanılmaz ve efsana bir maçtı!
Sevinç gösterilerinden sonra Henry koşarak bizim yanımıza geliyordu.AHH tatlım yaa! Beni unutmadı ve
sevincimizi birlikte paylaşmak için yanıma geliyor! Ne kadar da tatlı...
Henry gittikçe yanımıza yaklaşıyordu bende kollarımı Henry'nin geldiği tarafa açarkenn...
Dur bidakikaa!
Henry bana sarılmaya gelmiyordu! Henry napıyordu?! Yanımdaki kıza mı!
NE??
OOHH olamazz!..
Henry koşarak yanımdaki kıza sarıldı. Öpüşme fastına geldiklerinde onları izlerken...
IYY galiba kusacağım!
Henry yanındaki güzelle birlikte yanımıza geldi ve ' Selam kızlarr! Maçtaki şovlarım nasıldı ama!
Eğlendiniz dimi? '
Katy yanımda mırıldanarak:
'Nee demezsin... Hemde çook!'
Henry devam etti:
'Bu güzellikte benim sevgilim Mia ROSE.'
BİDAKKAA! Mia Rose..! Henry! Sevgilisi! Bunlar ne demek şimdi..! Tamam aklımı yitirmek üzereydim!
Kesinlikle!
Kötü karma yine kötü karma ! Hep beni bulan yeni bir karma bu. Henry nasıl bir sevgili yapabilir!
Yıkılmıştım. Katy ile evin yolunu çoktan tutmuştuk. Bundan 10 dk öncesini neden hatırlamıyordum ki?
Henry'ye ne cevap vermiştim..? Hatırlamıyordum. Psikolojik bir durummuydu bu?
Katy'e baktığımda oda benim gibi şok olmuşa benziyordu. Yüzünde tonlarca makyaj ve fondoten olmasına rağmen benzinin attığını görebiliyordum. Söze zor da olsa başlayabildim:
'Katy? Demin ne oldu?'
'Bugün seni çağırmamalıydım Lilo. Henry seni çağırmamı söyleyince heyecanlandım ve...' söze atladım:
'Bana bişey hissettiğini söyliyeceğini sandın dimi... Bende öyle sandım...Kendini suçlama.'
'Henry'den vaz mı geçiceksin şimdi?'
'Olmayacak dua ya da amin denmez biliyorsun... Çabaladım...Ama yine kendi benliğimle ortada kaldım...
Henry beni sevgilisi olarak görmeyecek bunu biliyorum ve gereksiz heyecanlanıyorum... Bugünkü gibi...'
'Biliyosun dimi Lilo... Canım dostum. Unutma seviyorum seni.'
'Biliyorum deli kız.' Kollarımı açtım ve birbirimize sımsıkı sarıldık. Şevkatli kolları her zaman bana açıktı
bu deli kızın... Sonra yine aklıma takılan soruyu tekrar sordum:
'Katy? Ben hala Henry'nin yanında ne olduğunu hatırlamıyorum.' Katy bir kahkaha patlatarak söze
başladı. Tedirgin bir kahkaha atmıştı. Hiç içten bir kahkaha değildi bu.
'Şok oldun ve hiç kıpırdamadın.'
Hala tedirgindi.
'Sonra onlar adına mutlu olduğunu söyledin..' Söze girdim:
'Katy lafı geveleme ve yüzündeki tedirginliğin açıklamasını yap!'
'Şeyyy... Asıl olan... yani... işte...' bir hışınla kelimeler Katy'nin ağzından gökten meteor yağmuru yağarcasına
dökülü verdi:
'Basket maçına gelen sivilceli Alex'in senin yeni sevgilin olduğunu söyledim...'
İŞTE tam o noktada ona gözlerimi ne diyosun dercesine pörtlettim ve olduğum yerde şımarık çocuklar gibi
bağırarak çığlığı bastım.
'KATY !.. NE DEMEK OLUYOR! ... BEN!.. ALEX! BUNU NASILL SÖYLERSİNN!'
Bütün okul beni konusmaya başlamıştır bile... Alex ile benim yeni aşkımı... Katy'nin başlattığı yapma, saçma aşkımı!
Kendimi toparlayıncaya kadar sustu ve söze girdi:
'Bu sözümden sonra kendinden geçtin...'
Sinirle ona bakıyordum... Devam etti:
'Ama iyi yönden bakalım senin bayılman sayesinde Henry seni kucağına aldı ve soyunma odasına götürdü. Ayılana kadarda başında bekledi...' kendini affettirmeye çalışırcasına.
İşler ilgiçleniyordu... Devam etti:
'YAANİİ...Sayemde hem Henry Mia ile vakit geçiremedi... Bende soyunma odasında birkaç yakışıklıyla tanışıp
numarasını aldım.'
Katy halinden memnun gözüküyordu ama benim Alex'le çıktığım doğrusunu değiştirmiyordu. Katy benden cevap beklercesine bön bön bakıyordu. O esnada da zaten evimin kapısına gelmiştik.
Somurtarak:
'İyi geceler Katy!' diyip eve geçtim.