Çantamdan anahtarı çıkarıp Derin'e uzattım.
"Siz girin ben geliyorum."
Derin kulağıma eğilip:
"Sakın düşündüğüm şeyi yapma onu görmemezlikten gelip bizimle birlikte yukarı çıkıyorsun!"
"Merak etme beş dakikaya yukardayım."
Offlayıp çocuklarla birlikte apartmana girdiler.
"Senin ne işin var burda? Bırak peşimi. Ne konuşmak ne de görüşmek istemiyorum!"
"Deniz dinle beni ne olursun. Hiçbir şey düşündüğün gibi değil."
"Ne düşündüğüm gibi değil ya? Dalga mı geçiyorsun sen benimle? 2 sene önce hayatımdan siktir olup gittin. Bir de üstüne evlendin. Şimdi karşıma geçmiş düşündüğün gibi değil diyorsun!"
"Bana inanmak zorundasın! Ben o kızla evlenmek istemedim."
Kahkahayı bastım o an! "Bir de babam zorla evlendirdi de de tam olsun!"
"Aynen öyle oldu! Ben o kızl..."
Sözünü kestim ve "Ne olduğu beni hiç alâkadar etmiyor. Umrumda bile değilsin. 2 sene önceki gibi nasıl çekip gittiysen aynı performansı şu anda da bekliyorum!"
Arkamdan bir şeyler söylediğini duydum ama anlamadım koşarak apartmana girdim. Sinirden resmen çıldırmak üzereydim. Bir de gelmiş düşündüğün gibi değil diyor! Gerizekalı! Yukarı çıktım ve koşarak banyoya girdim biraz sakinleşince bizimkilerin yanına döndüm.
"Gençler kusura bakmayın beklettim sizi."
Hep bir ağızdan sorun değil dediklerinde mutfağa yöneldim. Hemen arkamdan Derin geldi. Ne konuştuysak hepsini bir bir anlattım.
"Ben çocuğu öldürürüm kızım. Dalga geçiyor pezevenk resmen!"
"Umursamıyorum. Ama onu birazcık tanıyorsam benimle konuşmak için her türlü fırsatı kollayacaktır. O konuşma resmen kaçınılmaz."
"Sıçtırtmasın ağzına! Neyse yemeği yapalım çocuklara da ayıp oldu. Tolga o çocuk Deniz'in sevgilisi mi diye sordu ben de hayır tabiiki dedim üstelemedi sonra."
"Oyy yerim ben onu yaa! Neyse ben marifetimi konuşturayım." (İkimiz de kıkırdadık)
1 saat içinde masayı donatmıştık resmen. Tavuk sote, pilav, gavurdağı salata ve 4 çeşit meze! Allahım kendime inanamıyorum ben ne ara bu kadar kalorili şeyler yemeye başladım!
"Haydi masa hazııır!"
İkisi bir ağızdan "Vaaoovv!"
Mütevazi gülümsememi takındım ve hep birlikte masaya oturduk. Hepimize birer kadeh şarap doldurdum. Muhabbet gerçekten çok sarmıştı. Bir ara yine Tolga'ya dalıp gitmişken sesiyle irkildim.
"Deniz sen neler yapıyorsun?"
"Ben beslenme ve diyetetik okuyorum. Kısaca diyetisyen olacağım. Bakma böyle kalorili şeyler olduğuna masada normalde göremezsin." Deyip gülümsedim.
"Hadi ya. O zaman sana beslenme programı hazırlatabilirim. Uzun zamandır spor yapıyorum." Dedi ve o tatlı gülümsemesi yayıldı dudaklarına.
Allahım bu erkeklerin hepsi mi aynı kafada olur. Yemin ediyorum hepsi aynı fabrikadan çıkmış gibi. Beslenme programı dedi adam ya!
"Hahahaha. Hazırlarım tabi." Dedim ve güldüm.
Şarabın etkisinden olsa gerek uykum gelmişti, esniyordum sürekli. E saat 12 buçuk oldu şunlar kalksa da yatıp uyusam ya. Tolga'nın bir yere odaklanmış olduğunda baktığı yere baktım ve annemle benim yan yana fotoğrafımıza baktığını gördüm.
"A-annen mi o?" Dedi ama suratında saçma bir ifade vardı.
"Evet, neden sordun ki?"
"Hiiç. Me-merak ettim çok benziyorsun annene."
"İltifat olarak kabul ediyorum o zaman teşekkür ederim annem çok güzel hatundur." Dedim ve gülümsedim. Ama o suratındaki ifade hala duruyordu. Annemi görünce şeytan görmüş gibi oldu yüzü anlayamadım.
"Hadi bro biz kalkalım saat 1'e geliyor."
"Aynen kalkalım hadi"
Çocukları yolculadıktan sonra sofrayı ve bulaşıkları toparlayıp uyumuştuk.
♧♧♧
Sabah Derin'in üzerimde tepinmesiyle uyandım.
"Hay ananı avradını..."
"Aaa ne kadar ayıp senin kadar piremses bir hanım efendiye bu tarz konuşmalar yakışıyor mu hiç!"
"Kalk lan üstümden canımı çıkardın!"
"Tamam be kalktım carlama hemen!"
"Saat kaç yahu?"
"2'ye 10 var!"
"OHA!"
"Kahvaltıyı hazırladım ben."
"Yuppiiiii!"
Kahvaltımızı yaparken bi yandan da dün akşam hakkında konuşuyorduk.
"Aa bana bak bu arada dün gece biz uyuduktan sonra Tolga mesaj atmış sabah gördüm numaranı istemiş ben de verdim."
"Neee! Kızım şimdi mi söylenir bu yaa!" Telefonuma baktıktan sonra "Ee mesaj atmamış ama bu bana."
"Bekle kızım belki akşam atar."
"Bekleyelim bakalımm. Aa bu arada kuzucan ben kahvaltıdan sonra çıkayım da evin artıı telefonların faturalarını ödeyeyim."
"Tamam kuzuşum."
Kahvaltıdan sonra üstümü değiştirip güneş gözlüğümü ve çantamı kaptığım gibi çıktım. Kulaklığımı da takıp yürümeye başladım. Tam fatura merkezine girerken öküzün teki de çıkıyordu ama üstüme çıktı hayvan.
"Önüne baksana be!"
"Asıl sen önüne bak! Küçücük boyun olduğu için görmemem gayet normal de sen benim gibi adamı nasıl görmedin anlamış değilim!"
"Aa şuna bak! Hem suçlu hem güçlü! Deli midir nedir çekil şurdan be!"
"Bana deli diyene bak! Bütün manyaklar beni buluyor resmen!" Dedi ve bir şey dememe izin vermeden çıktı gitti.
AYI!
Faturaları ödeyip tekele girdim 8 tane bira, biraz çerez aldım. ALLAHIM İNŞALLAH BUNLAR BANA KİLO OLARAK DÖNMEZ! Eve geldiğimde Derin'in sevinç çığlıklarıyla karşılaştım. Telefonla konuşuyordu. Anlamadım ne olduğunu.
"Kız ne bağırıyorsun deli gibi?"
"Sana minik bir sorum var?"
"Dinliyoring."
"Bu hafta okula gitmesen ne olur?"
"Hiçbir şey olmaz. Neden ki?"
"O zaman akşam bavul hazırlıyoruz bebeğim. 1 haftalık tatil ayarladım. Hem deee going tooo Cundaaa!"
"Yaaa seni yeriiim! Nereden çıktı kızım durup dururken?"
"Üzümü ye bağını sorma demişler balım."
"Öyle olsun bakalım. Bira aldım bize hazırlığımızı yapıp terasa çıkalım mı?"
"Oluur!"
Çerezlerimizi tabaklara koyup biralarımızı kaptığımız gibi terasa çıktık. Hava da o kadar güzel ki resmen temmuzdaymışız gibi.
2. biramı da bitirdiğimde telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı.
"Efendim?"
...
"Siz kimsiniz?"
...
"Ne kazası? İyi mi o? Hangi hastanedesiniz?"♧♧♧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatın Renkleri
Teen FictionGençler toplaşın bakayım! Okurken dehşet eğleneceğiniz, bazı anlarda bir o kadar sinirleneceğiniz ve bazen de gözlerinizi doldurtacak bir hikayeye hazır olun! Aslına bakarsanız bu benim ilk hikayem. Biraz kendi hayatımdan biraz hayal gücümden yardım...