Medya: Kai
İşe gidip Max ile ilgilendim. Bugün hava güzel olmadığı için Max ile evde ilgilenmeye başladım ayrıca Amber Hanım beni yanına özel asistanı olarak almak istemişti. Beni kendine yakın tutması beni biraz kıllandırmadı değil ama... Neyse. Sonuçta iş iştir. Hem hindilerin parasını ödemek için bir ayım vardı. Zaten bakıcılığın pek de bi getirisi yoktu. Ama Max'i seviyordum. Sahibinden çok daha tatlı bir köpekti. Evet Kai tam bir köpek. Hem de arsız bir köpek. Max'in yemeğeni verip beraber balkona çıktık. Yağmur yağıyordu. Yağmurlu günleri pek sevmezdim. Yağmur altında gezip ıslanmak bazıları için dinlendirici ve hoş olabilirdi ama bana daha çok can sıkıcı ve katlanılmaz geliyordu. Hayatım boyunca herşeyi uzaktan izlemeyi tercih etmiştim. Yağmurda bunlardan biriydi. Aslıda yağmuru izlememin tek sebebi ıslanan insanların telaşla kaçışmasının hoşuma gitmesiydi.-Yağmur ne kadar güzel yağıyor değil mi?
-Hayır. Sadece insanların kaçışmasını izlemek hoşuma gidiyor.
Dış kapının kapanma sesini duyunca kafamı oraya doğru çevirdim. Çakma barbi gelmişti. Şaşırdığımı söyleyemem. Kızın zaten Kai'ye yazdığı belliydi. Max'i de alıp balkondan çıktım.
Kai
İçeri Rosa girince Manner rahatsız olup gitti. Rosa koluma girip başını koluma koydu. Rosa'nım bu hareketleri hoşuma gitmiyordu. Onu istemediğimi bildiği halde çevremeden ayrılmıyordu.-İnsanların yerlerini bilmesi ne kadar da güzel değil mi?
-Ne demek istiyorsun?
-Bakıcınızın ben gelince gitmesi. Onunla aramızdaki sınıf farkını hatırlaması çok hoşuma gitti.
Alaycı bir şekilde güldüm.
-Manner'ın babası ve benim babam hastanenin ortağı. Yani emin ol o senden bile zengin.
Dediklerime alınmasını beklerken o aldırış bile etmedi.
-O zaman neden işde çalışıyo.
-Senin gibi şımarık olmasındansa çalışması dünya için daha iyidir.
-Ya da sana daha yakın olmak için.
Sesinden kıskançlık tınıları yükseliyordu.
-Bundan sanane.
Sadece yarım bir şekilde gülümsedi. Yanağımı öpüp evden çıktı. Yanağımı iyice sildim. Çünkü yanağımda resmen ruj fabrikası vardı. Manner'ın yanına gittim.
-Selam.
-Mesai saatlerindeyim.
-Neden beni tersleyio duruyosun?
-Acaba bu konuşmak istemediğimin verdiği sinyal olabilir mi?
Arkamı dönüp odama gittim. Bu kızın beni tersleyip durması beni ona daha çok itiyordu. Amacıma ulaşmam için daha da hırslandırıyordu. Manner mesaisini bitirip eve gitmek için çıktığında hızlıca peşinden gittim.
-Eşlik edebilir miyim?
Yüzü her zamanki gibi soğuk ifadesini takmıştı.
-Manner sen neden hiç gülümse miyorsun?
-Ortada komik birşey yok çünkü.
-Ama mutlu olmak için illa ortada komik bir şey olmalı mı?
-Herneyse. Neden geldin?
-Konuşmak için.
-Ne istiyosun.
-Aslında bana neden bu kadar soğuk davrandığını öğrenmek istiyorum. Seninle arkadaş olmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALAN
Teen FictionÇatalımı son patates parçalarımdan birine geçirip azıma attım. Sunny lütfen bana öyle bakma diyecekken o konuştu." Sen gerçekten normal değilsin." Gözlerimi devirip patatesimi azıma tıktım ve " kime göre ve neye göre?" Sunny gözlerini devirip odamda...