0.2

57 2 0
                                    

Don olmuş hayallerin,

Fısıltı bir misali,

Kulağına üflemek,

Dudaklarında en güzel uyantıyı uyandırmak istiyorum.

(Bölüm müziği: Wiz Khalifa-See you again)

Medya: Deren Kırvan

------

Taşı hemen alıp ayağa kalktım. Sürgülü kapıya gidip sonuna kadar açtım. Güvenliğe doğru hızlı adımlarla ilerledim. Bilimsel olarak taş suyun üzerine çıkamazdı. Bu yüzden de cebimden düşmesi imkansızdı. Bir tane daha mı var aynısından diye düşündüm. Fakat bu dün ki taşın aynısı,tıpkısıydı. Gerçekten korkuyordum ve kalbim ölesiye darbelerle hızlıca çarpıyordu. Düşüncelerim birbirine girmiş adeta kendimi bir salak gibi hissediyordum.

Kafamı sert bir yere çarpmamla acıyla sızlandım.

"Ah..h!" deyip elim başıma kaydı ve şişeceğine yüzde yüz emindim. Güvenlik beni farketmesiyle bana doğru koşmaya başladı.

"İyi misin Deren kızım?" dediğinde başımla onaylayıp "İyiyim" dedim. Hiç duraksamadan "Kutuyu kim gönderdi?" dedim yalandan tebessümle.

Yeni çıkan kirli sakallarını sıvazlayıp "Getiren kişiyi tanımıyorum. Ama üzerinde kargocu olduğuna dair üniforması vardı." dedi emin bir şekilde. Bu kadar mı bakışı gönderdiğimde ellerini havaya kaldırarak "Kızım,bildiğim bu kadar. Ama istersen senin için öğreneyim." dediğinde gözlerim irice açıldı.

"Yok..yok sadece merak etmiştim kim olduğunu. Herhalde okuldan biri." dedim geçiştirerek. O da fazla zorlamamıştı zaten. Güvenliğimizi seviyordum çünkü beyaz bıyıkları,beyaz kaşları ve kafası tamamen kel olan bir tipi vardı. Yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü benim deyişimle "Tontiş." bir insandı. Nazik,saygılı,kimi zaman bana babalık yapan kimi zaman en kötü günlerimde beni teselli eden. Ben doğduğumdan beri yanımızda çalışıyordu. Belki de önce ki yıllarda da çalışıyordu fakat bu umrumda değildi. Çünkü yalnız olduğum konusunda Hasan amcayı içeri katmıyordum. Doğduğumdan beri yanımda olan bir kişinin hesabını yapamazdım çünkü.
Bildiğim kadarıyla karısı hamileyken ölmüştü. Onun için zor olmalıydı. Bu konuyu yanında açmamaya çalışıyordum. Çünkü iki can,iki değerli varlığını birden kaybetmişti. Nasıl bir his olduğunu bilemezdim fakat ben onun yerinde olsam intihar eder,bana değer verenleri düşünmezdim,düşünemezdim. Çünkü hayatım o zaman bitmiş,zaman durmuş olurdu. Nefes alışverişlerim gittikçe azalır,kalbim son haykırışlarını göğsümde sergilerdi. Ölmekten ne korkar ne de kaçardım. Çünkü her seferinde kaçınılmaz bir son,acı gerçek ve kaybettiklerimin verdiği bütünü kaldıramayacak kadar güçsüz olurdum. Dünya benim etrafımda bile dönse o an yaşamak istemezdim. Son nefesimi saniyesine kadar işler,karanlık bir kuyunun etrafında ağlayanları görecek kadar ciddi ve kararlı bir duruş sergilemek isterdim.

Yanından gidecekken kalbimin izin vermediği bir düşünceye kapılarak Hasan amcaya sarıldım. Rahatsız etmeyecek bir şekilde kollarımla belini kavradım. Başımı göğsüne yasladım.

"Hasan amca ailemin bir parçasındansın. Kendini yalnız hissetme." dedim içtenlikle. Bunları dememe karşılık sırtımı eliyle sıvazladı. Gülümseyip kollarımı belinden çektim. Kahverengi yaşlı gözleri dolmuş,yüzünde ki kırışıklarını gizlemişti. İlk defa bu kadar birine sarılmaya ihtiyaç,Hasan amca da sevgiyi aramak istemiştim. Biraz da olsa yalnızlığımın çaresizliği durgunlaşmıştı. Elinin tersiyle hafif yaşarmış gözyaşlarını sildi. Tebessüm edip elini omzuma koydu.

DEREN YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin