3. Bölüm

161 13 4
                                    

Multimedia : Yağmur'un partide giydiği elbise.

Bölüm şarkısı : The script- Hall of fame (Parti bölümünde dinleyebilirsiniz.)

HATIRLATMA
Arka koltuğa binip son bir kez pencereden dışarı baktığımda, Müdire Hanım da dahil olmak üzere herkes elini sallıyordu. Ağlayan Mina'yı içeriye geçiren kızlardan gözlerimi çevirerek göz yaşlarımı sildim.

Yeni bir hayatın başlangıcı olan bugün, hayatımla birlikte bir çok şeyi değiştirecekti. Bunu hissedebiliyordum.
*****************
3.Bölüm

Arka koltukta oturmuş , dışarıyı seyrediyordum. Hayatımın değiştiğini şimdiden hissetmeye başlamıştım. Şöför amcanın yanında Erdem Bey, benim yanımda ise Yeliz Hanım oturuyordu. Bindiğimizden beri tek kelime etmemiştik. İçimde biraz burukluk, çokça heyecan vardı.

"Okulunu değiştirdik." dedi Erdem Bey, sessizliği bozarak. Neden bana sormadan böyle bir şey yapmışlardı ki? Tamam böyle çokta güzel bir okul sayılmazdı ama en azından alışmıştım.
"Araştırdım okulunu.Ahlâk açısından bazı uygunsuz davranışlar var ve eğitimi çokta iyi değil. Senin için en güzelini istediğimizden, seni daha iyi bir okula göndermek istiyoruz. " dedi Erdem Bey. Ön camın aynasından bana umutla bakıyordu. Onlara karşı gelmek istemediğimden onayladım.
"Siz nasıl isterseniz." dedim, başımı tekrar pencereye çevirerek.

45 dakikalık bir yolculuğun sonunda büyük bir bahçesi olan kocaman bir villanın önünde durmuştuk. Şaşkın gözlerle etrafa baktığımda, burada aslında bir villa olmadığını gördüm. Sanırım siteydi ve gerçekten ev çok büyüktü. Tamam her hafta yanıma gelirken giydikleri kıyafetlerden veya arabalarından zengin olduklarını anlayabiliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Hayal gücümün üstündeydi bu ev. Ağzım bir karış açık kalmıştı. Ben arabanın önünde durmuş evi incelerken, Şoför Ufuk amca valizimi evin kapısında duran kadına verdi. Yeliz Hanım ve Erdem Bey de evin kapısına doğru yürümeye başladıklarında, onları takip ederek eve girdim.

"Yorgunsan odana geçebilirsin Yağmurcuğum." diyen Yeliz Hanım'a onaylarcasına kafa salladım. Kocaman camlardan görünen yemyeşil bahçe gerçekten fazla büyüktü. Salonun içerisine ise diyecek tek kelime yoktu, her yer zevkle döşenmiş, alabildiğine zenginlik kokarken kendimi buraya ait hissetmediğim için koşarcasına uzaklaşmak istedim.

Bembeyaz duvarlar ve yüksek beyaz tavan eve ferah bir hava katmıştı. Merdivenlerin alt kısmında iki tane minik basamak vardı, ve geniş zemine iniyordu. Koltukların kenarları ve duvarlardaki çerçeveler altın rengine sahipti. Aksesuarlar genelde kenarlara dizilmiş, orta alan olabildiğince boş bırakılmıştı. Buradan ne çok kutlamaların, ne çok yemeklerin, sohbetlerin, insanların gelip geçtiğini düşündükçe mideme istemsiz bir ağrı saplanmıştı. Üst kata çıkan merdivenleri tırmanırken Erdem Bey'in sesini duydum.

"Koridorda, sağdan üçüncü oda Yağmur. İçerisinde ihtiyacın olan her şey var. Yine de bir isteğin olursa, Sevda teyzen hemen gelir." dediğinde son basamakta durdum ve Erdem Bey'e döndüm. Gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Kendimi hiç bu kadar ilginç hissetmemiştim. Kimseyi ayağıma çağıracak halim yoktu, herhalde kendi işimi kendim halledebilirdim.

"Ben.." dedim uygun kelimeyi arayarak. "Hallederim." dedim ve sağdan üçünçü odaya girerek hızla kapıyı arkamdan kapattım. Kenarda olduğunu farketmediğim bavulum çarpmamın şiddetiyle yere düşmüştü. Merdivenden adım sesleri duymamla, kapıda gördüğüm teyzenin sesini duymam bir oldu.

"Yağmur hanım, iyi misiniz?" diye soran teyzeye karşılık, kapıyı açarak ona döndüm. Baş parmağımı onaylarcasına kaldırdım.
"Sadece bavul. Ayrıca bana Yağmur derseniz daha mutlu olurum." dedim gülümseyerek. O da aynı şekilde karşılık verdi.

FIRTINA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin