4.BÖLÜM

66 12 22
                                    

HATIRLATMA

Arkamdan gelen küfür sesiyle Rüzgar Cem'in yanına gitti ve kolundan tutup kulağına bir şeyler söyledi. İçeri geçirmeye çalışınca Cem , öne doğru sarsak bir attığında içmiş olduğunu anlamıştık.

"İçmiş." diyen Çisil'e baktıktan sonra bakışlarımı tekrar Cem'e yönlendirdim. Gözlerini bana sabitlediğinde neden olduğunu anlayamadığım öfke dolu bakışları beni korkutmuştu. Az önce tanıştıklarım anlamsız bir telaş içerisinde arkada kıpırdandı. Neler oluyordu?

"Hediyemi beğenmene sevindim, kardeşim. Mavi sana çok yakışmış."

Bölüm şarkısı: MIKA - Underwater

4.Bölüm

Anlam veremediğim bir uğultu kulaklarımı doldururken, konuşmayı kesmemişti. '' Yerimi doldurmak bu kadar kolaydı demek anne, baba.'' diye bağırarak önce Yeliz Hanım'a sonra Erdem Bey'e dönüp dik bakışlar yolladı. Erdem Bey Cem'e yaklaşarak bir şeyler söylemeye başladı, fakat duymuyordum. Ne demek istediğini anlamamakla birlikte, herkesin de benim kadar şaşkın olduğunu farkettiğimde , koşarak bahçeden uzaklaştım. Nereye gittiğimi bilmeden hızlı adımlarla yürümeye başladığımda, arkamdan gelen adım seslerini duydum. ''Yağmur!'' Çisil'in sesini duymamla birlikte adımlarımı iyice hızlandırdım ve sitenin çıkışına doğru yürüdüğümü farkettim. Kolumdan tutup durdurduğunda gözlerimin dolmasını umursamadım. Sinirlerim bozulmuştu. Çok mutlu olduktan sonra illa ki bir şeyler olmak zorunda mıydı ? Sadece mutlu olsak olmaz mıydı ?
"Bak gerçekten ne olduğunu hiçbirimiz anlamadık. Cem, normalde böyle bir insan değil. Sadece..."duraksadı, söyleyip soylememekte kararsız kaldığı gözlerinin bir o yana bir bu yana hareket etmesinden anlaşılıyordu. "Sadece Yeliz abla ve Erdem abi ile aralarında kötü şeyler yaşandı. Bundan dolayı onlara öfkeli."
"Anlamıyorum, onlara öfkeliyse bana neden bağırdı söylesene." diye konuştum.
"Cem'in kötü bir niyeti yoktu, onun için üzülme." diyerek elimi tuttu. İkizler ve Mina'dan sonra bu kadar samimi birini tanımamıştım, kimseye güvenmemiştim. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde Çisil güven vermişti.Çisil'le konuşmamızı bölen şey adım sesleriydi. Kafamızı çevirdiğimizde Çisil'in ağabeyini,Rüzgar'ı görmüştük. Adımları yanımızda son bulduğunda,kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Doğrudan gözlerime bakıyordu.
"Çisil sen git." Çisil kafasını sallayarak yürümeye başladı. Bizi duymayacağı kadar uzaklaştığını anladığında, bana dönerek tekrar gözlerini gözlerime sabitlediğinde aynı şekilde karşılık verdim.
" Bak o, sana tepki göstermedi anladın mı? Cem'in sadece biraz sorunları var ve gördüğün gibi fazla içmiş." Benimle ilk defa konuşuyordu. Açıklama yapmasına şaşırsamda , bunu sonra düşünebilirdim.
Söylediklerine odaklandım. Belki de fazla tepki vermiştim. Sorunları olabilirdi. Belki de kötü bir olay yaşamıştı buraya gelirken.
"Evde düşünmeye devam edersin, üşüdüm burada. " dediğinde gözlerimi devirdim. Hâlâ öküzdü. Yavaş adımlarla arkasından yürümeye başladım. "İşidim biridi. İyi ki bir açıklama yaptın, öküz ne olacak."diye söylendim. " Seni duydum. " dediğinde çoktan içeriye girmişti. Bende içeriye girdiğimde Çisil ve az önce tanıştığım arkadaşları vardı. Kalabalığın dağıldığını görünce rahatladım. Çisil bizim geldiğimizi görünce , arkadaşlarının yanından ayrılıp hemen yanıma geldi. "İyi misin? " diye sorduğunda hafifçe gülümseyip kafamı olumlu anlamda salladım.
"Dinlenmek istiyorum."
"O zaman yarın görüşürüz." diyerek arkadaşlarının yanına gitti. Onları yalnız bırakarak evin içine girip merdivenlere yöneldim.

Odama doğru ilerlerken Erdem Bey'in çalışma odasından sesler geliyordu. Biraz daha yaklaştığımda kapısının hafif aralık olduğunu gördüm. İçeriden gelen sesleri net bir şekilde duyabiliyordum. Kapıya kenarına yaslanıp onlara bakmaya başladım. Ne zaman çıktığını bilmediğim Rüzgar, Yeliz Hanım'a ve Erdem Bey'e birşeyler anlatıyordu. Biraz daha dikkatli baktığımda Cem'in de odadaki koltukta sızıp kalmış olduğunu gördüm.

FIRTINA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin