Şarkı: Coldplay-ParadiseMultimedia: Yağmur
HATIRLATMA
"Hangi haber?" dedim odaya giriş yaparak. Her zamanki gibi abimin yanındaki yerime oturdum. Ben geldiğimde susmuşlar, sessizce yemek yemeye devam etmişlerdi. Kendime bir bardak çay doldurdum ve hepsinin yüzünü tek tek taradım.
"Kötü bir şeyler mi var?" dedim tedirginlikle. Babam konuşmayacak gibi olsa da en sonunda söze başladı.
"Arkadaşın Gizem. İntihara kalkışmış. Şu an hastanede."
***
Duyduklarım karşısında büyük bir şok yaşarken aynı zamanda yerimden fırlayıp, arkamdaki sırt çantamla birlikte kapıya koşmaya başladım. Kapıda Çisil'le karşılaşmıştım. Annem ve babamın seslerini duysam da aldırmadım."Yağmur ne oldu? Neden ağlıyorsun?" diyen Çisil'in endişeli sesini duyduğumda ağladığımı yeni farketmiştim.
Benim bu halimi görüp, koşarak yanıma geldiğinde sıkıca sarıldım ona. "Lütfen bir şey olmasın ona , o benim kardeşim."hıçkırıklarım arasında söylediğim cümleyle birlikte Çisil'den ayrıldım.
"Beni hastaneye götürür müsün?" sesim bir çocuğun sesinden farksızdı.
"Benimle gelin." diyen Rüzgar'a baktım. O ne zaman geldi bilmiyordum ama gelmesi iyi olmuştu.
Neden intihar etmeye kalkıştı? Ben yurttan ayrılmadan önce ters giden bir şeyler yoktu aslında. Buraya geldiğim günden beri ne değişmişti de bu hale gelmişti? O, ikizi Gamze'nin ve benim aksime hiçbirşeyi kafasına takmayan biriydi. Ve intihar için sebebi neydi, çok merak ediyordum.
Rüzgar'ın yönlendirmesiyle arabaya bindik. Rüzgar'ı arada aynadan bana bakarken yakalamıştım. Sanki benim bu halimi gördükçe arabanın hızını arttırıyordu. Ağlamalarım artarken Çisil beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sonunda hastaneye geldiğimizde hızlı bir şekilde arabadan indim. Arkamdan onların da koşarak geldiğini biliyordum. Hastaneye girdiğimde kayıt yapılan yere doğru koştum.
"Gizem Yılmaz . " dediğimde bilgisayarıyla uğraşmaya başladı.
"Kendisi 206 numaralı odada. Üçüncü kat."
Merdivenlere doğru koştum. Klostrofobim asansöre binmeme izin vermiyordu. Koridorun sonunda Gamze'yi gördüğümde ona doğru koştum. Ağlamaktan gözleri şişmişti kardeşimin.
Sıkıca sarıldım. İkimizde ağlarken koştuğum için bir an durup derin nefesler almaya çalıştım. Zorlukla Gamze'ye bakarken konuştum.
"O neden intihar etmeye kalkıştı?"
"Bilmiyorum. Herşey çok normaldi. Gizem yine neşeliydi ama gece onu odadan çıkarken gördüm. O benim uyuduğumu sanıyordu. Ama ben onu bekledim. 10 dakika sonra geldiğinde ise nerede olduğunu sordum. Yüzü bembeyaz olmuştu. Hava almak için çıktığını söyledi bana. Bende üstüne gitmek istemedim. Sabah kalktığımda da..." hıçkırdı.
"Yatağın üstünde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Elinde de, içi boş ilaç kutusu vardı."
"Şimdi nasıl?"
Eliyle gösterdiği odaya baktım.
"Şu odada. Biraz daha iyi. Midesini yıkadılar. Eğer biraz daha geç getirseydik..."hıçkırırken ona sarıldım. "Tamam geçti, sakin ol kardeşim. Şşş."Durumunun biraz daha iyi olduğunu duymak beni rahatlatmıştı doğrusu. Kendimi az önceki halime göre, çok daha iyi hissediyordum. Ama yine de onu görmeden tam olarak rahatlayamayacaktım. Onlar benim 17 yıllık hayatımın içindeydiler. Hiçbir zaman ayrıldığımızı, onların olmadıklarını düşünmemiştim. Zaten bütün korkum da bu yüzdendi ya. Bana hep aralarında en güçlünün ben olduğumu söylerlerdi. Ama bilmiyorlardı ki ben gücümü onların varlığından ve sevgilerinden alıyordum. Kan bağımız olmasa da kardeştik biz, ki kan bağımız vardı. Kısacası kankardeştik diyebilirdim. Omzumdan dürtülmemle Gamze'ye odaklandım. Arkama bakarken konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
Teen FictionRüzgar ve Yağmur. Fırtınanın iki özgür savaşçısı. İkisinden biri inadını kırmak zorunda. Yoksa fırtına durmaz , ve etrafındaki her şeyi yıkar. Peki , ilk hangisi inadını kıracak ? Her bir asi damlasıyla fırtınayı harlayan Yağmur mu ? Yoksa , fırt...