Film bittiğinde saat beşe geliyordu.
"Güzel filmdi. Ama yazık oldu oğlan kurta dönüşmeyecekti. Kadın çocuğuyla kaldı."
"Hem çocuğuyla kaldı hem de aşksız."
"Hemde tam kavuşmuşken." Kısa bir sessizliğin ardından "Keşke lise zamanlarına geri dönebilsek." Diyerek sessizliği bozdu. "O zaman her şey çok farklı olurdu."
"Keşkelerin hiç bir zaman bir önemi olmamıştır. Geçmişe geri dönemeyeceğimizi biliyoruz."
"Haklısın. Artık önümüze çıkan fırsatları iyi değerlendirmemiz gerek. Hayat herkese ikinci bir şans vermiyor."
Bana neden bu kadar yakındı ve neden anlamlı sözler söylüyordu. İkinci bir şans.
"Güneş doğmak üzere çıkalım mı ?"
Balkona çıktım. Ağaçtan evin yaşlı gövdesine yaslandım. Cenk elinde bir battaniyeyle arkamdan geldi.
"Üşüme" dedi battaniyeyi uzatırken. "Çakıl diğerinin üstünde uyuyor alamadım."
Gülümsedim. Battaniyeyi üstüme örtüp bir ucunu ona uzattım. "Beraber kullanabiliriz."
Yanıma oturdu. Gençken hayalini kurduğum her anı yaşıyordum, gerçekliğinden hala şüphe etsemde.
Güneş denizin üstünde yavaş yavaş belirmeye başladı. Biraz daha biraz daha derken tüm çıplaklığıyla denizin üstündeki yerini aldı ve insanlığı yeni bir güne çağırdı.
"Büyüleyici" bana doğru döndü. "Geçmişi açmak istemiyorum ama içimde de kalsın istemiyorum. Sana bakınca suçluluk duygusu kaplıyor içimi. Sana yaptıklarımdan dolayı,suçluluk duyuyorum, yüzüm kızarıyor."
"Boşver. Çocuktuk, ben biraz fala içine kapanık bir çocuktum hepsi bu. Geçmişi bırakıp şimdiye, şu ana dönmeliyiz. Bak yan yana oturuyoruz ve bütün bir geceyi beraber geçirdik. Seninle ilk diyaloğumuz ve iyi geldi. Ben iyi arkadaş olabileceğimize inandım."
"Bende. Ve her geçen saniye sana hayranlığım hızla artıyor ve her kelimenle beni kendine bağlıyorsun. Bir şey itiraf edeceğim." Geçmişe sıkışan gözlerine baktım. "Lisede senden hoşlandım. Hemde çok. Okuldaki herkesten çok farklıydın alışılmamış,gizemli bir yanın vardı. Ama biliyorsun popülerliğe adamıştım kendimi. İşte en büyük pişmanlığım bu. Karşıma ikinci bir şans çıktı ve seni kaybetmişken yeniden buldum. Burak'ın abin olduğunu öğrendiğim an, odanda kaldığım süre boyunca hep sana ulaşmak istedim ama cesaret edememiştim. Demek ki kaderimizde varmış yeniden karşılaşmak, seni tanımak."
Ufak bir tebessümün ardından "Artık dönem mi ? abim gelince koşuya çıkacağız."
"Doğru. Biraz dinlen."
Cen yan oda da kalıyordu. Kapılarımızdan içeri girmeden önce biribirimize baktık." İyi uykular" dedi
"Sanada"
Bundan önce benim yatağımda uyumuş başını benim yastığıma koymuştu. Ve en önemliside bir zamanlar benden hoşlanmış olmasıydı.Kafamı yastığa koymamla yorgunluğun beni düşüncelerimden ayırıp esir alması bir oldu. Çoktan uykuya dalmıştım. Saatin sesiyle uyandım. Su yeşili askılı tshirt ve mor bir şortu kombinleyip saçlarımı at kuyruğu toplayıp aşağı indim. Herkes uyanmıştı. Annem mutfakta, babam bahçede, abimle Cenk'te salondaydı. Abimin yanağından öptüm. "Günaydın."
"Günaydın prenses"
"Koşuya çıkmayacak mıydık ?"
"Çıkacağız ama Aysel Sultan kahvaltı yapmadan çıkartmıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yine mi sen
RomanceGeçmişte birbirinden tamamen bağımsız iki insanı bir araya getiren nedir ? Şans mı, kader mi ? yorumlarınız benim için değerli. Yorum yaparsanız çok sevinirim.