Bölüm 3

24 4 0
                                    

"Cause I'm only human." diyordu dinlediğim şarkıda. Bir cümleyle ne çok şey anlatıyordu. Christina Perri'nin de dediği gibi, sadece insanım. Hatalarım oldu. Ağladığım oldu. Bazen de yenildiğimi düşündüğüm oldu. Sadece insanım işte. Sizin de olmadı mı canınızın yandığı? Gülerken, içten içe ağladığınız olmadı mı? Belki de içinizden oldu diyorsunuz. Şu an bu kelimeleri okuduğunuza göre, her şeye rağmen ayaktasınız. Siz kazanansınız. Yenilenler ise yok oldular. Öldüler. İşte bu yüzden siz güçlüsünüz, ben güçlüyüm. Bunun farkına varın. Ben bunun farkına vardım. Kısacık ömrümde kendimce acılar yaşadım. Çok üzüldüm. Çok kırıldım. Ama ne farkettim biliyor musunuz? Ben ne kadar acı çekersem çekeyim, kimse farketmedi. Anladım ki kimse benim ne hissettiğimle ilgilenmiyor. Ben o zamandan beri acıdan ağlamıyorum. Hep gülüyorum. İnsanlar acılarını gözyaşlarıyla anlatıyor ya, ben gülerek anlatıyorum ve emin olun en güzeli bu. Kimse size acımıyor.

Odamın kapısının açılmasıyla kulaklığımı çıkarıp yattığım yatakta doğrularak bağdaş kurdum. Yağmur da gelip yatağıma oturarak benim gibi bağdaş kurdu. Bir şey söyleyecek gibiydi çünkü sürekli ağzını bir şey söyleyecek gibi açıp tekrar kapatıyordu.

"Söyle bakalım." gözlerini büyütüp 'ha.' dedi. "Yağmur hadi bir şey söyleyeceksin anladım. Söyle." kafasını salladı. Birkaç saniye bekledikten sonra konuşmaya başladı.

"Biliyorsun biz Emir'le aramızdaki sorunu hallettik ya, bugün buluşalım dedi. Akşam bir barda görüşeceğiz. Ama onun arkadaşları olacak yanında ve ben tek başıma rahat olamam. Diyorum ki, sende gelsen?" ellerimi olmaz dercesine salladım. Bar diyordu bir de. Ben bara gidecek bir kız değil de daha çok akşamları eline kitabını alıp evin küçük balkonunda kahvesini içecek biriydim. Zaten daha önce en fazla barı dışardan görmüşlüğüm vardı.

"Olmaz. Cidden olmaz. Hayatımda hiç bara gitmedim. Gerilirim bir kere. Ayrıca bir sürü alkol alkan insan olacak olmaz." rahat olamazdım ki ben orada. Onun yerine dışarı çıkar gezerdim.

"Öyle sandığın gibi bir bar değil. Karaoke falan yapılıyormuş. Senin verdiğin tepkiyi bende verdim zaten. Sakin oluyormuş. Hem tekin bir yer olmasa Emir beni oraya götürmezdi. Lütfen." bu kıza birisi böyle ikna edici bakışlar atmamasını söyleyebilir mi?

"Başka birinden rica etsen? Gerçekten gitmek istemiyorum. Hem kimseyi tanımıyorum. Lütfen ısrar etme." Yağmur tekrar o acındırıcı bakışlarından attı.

"Rüya, lütfen. Bak ilk kez senden bir şey istiyorum. Senden başka arkadaşım yok." pes edecektim. Kimseyi kıramamaktan nefret ediyordum. Biraz sessiz kaldıktan sonra konuştum.

"Peki." gözleri mutlulukla parladı. Ellerimi tuttu.

"Çok çok çok teşekkür ederim. Bu iyiliğini unutmayacağım. Hadi hazırlanmaya başlayalım akşam oluyor zaten. Ayrıca tost yaptım atıştıralım." şu an yerimden kalkmak istemiyordum aslında. Hele de giyinme kısmı, hiç yapmak istemediğim bir şeydi. Rahattım ben pijamalarımla. Bir dakika giyinmek mi dedi o? Sahi, ben ne giyecektim. Bara nasıl bir kıyafet giyilir bilmiyordum ki. Dizilerde, filmlerde iddialı kıyafetler giyiyorlardı. Duruma bakın ki, benim hiç iddialı kıyafetim yoktu.

"Yağmur ben ne giyeceğim?" yerinden kalkıp kıyafetlerime göz gezdirdi. Hepsini teker teker inceleyip yatağa, yani benim üstüme atıyordu. Bana dönüp konuştu.

"Birazcık tarzını değiştirebilir miyiz? Cidden kıyafetlerin çok sıkıcı ve hepsi günlük." neyi varmış benim kıyafetlerimin? Çok güzeldi bence. Hem rahatlık, şıklıktan daha önemliydi. Omuz silktim. Yağmur ise her kıyafetime gözlerini deviriyordu.

"Sen kız olduğuna emin misin?" sevmiyordum cici kız kıyafetlerini. Pullar, boncuklar, hele de pembeler bana çok iğrenç geliyordu. Yağmur oflayıp bana döndü. "Benim kıyafetlerimden bulalım bir şey. Mesela seni elbiseyle görmek isterim." gözlerimi büyüttüm. Ben ve elbise? Hatırladığım kadarıyla hayatımda sadece iki kere elbise giymiştim. Elbiselerden nefret ederdim.

BOŞLUKLARIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin