BOŞLUKLARIN ARDINDA

Bölüm 2

Multimedia: Görkem

\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

Üniversite hayatımın ilk gününde tam 20 dakikadır Yağmur'u bekliyordum. Benim hazırlanmam 15 dakika sürmüşken onunki neden bu kadar fazla sürüyor anlamıyorum diyecekken önümde beliren Yağmur'a şaşkın bir bakış attım.

"Cidden mi?" kahkaha attı.

"Ne cidden mi?"

"Bir ara seni manken zannettim." karşımda bir top model duruyor gibi hissediyordum. Beyaz elbisesiyle ve beyaz topuklu ayakkabılarıyla mükemmel görünüyordu. Gözlerimi ondan çekip kendimi inceledim. Siyah taytım, uzun siyah t-shirt, siyah spor ayakkabılarım ve her zamanki doğal düz olan saçlarımla iyice çirkin hissediyordum.

"Kendine kötü bakma öyle sen doğal güzelsin. Ayrıca bugün Emir'le buluşacağım için böyle hazırlandım." bana teselli vermek için doğal güzelsin dediğini hissediyordum. Emir konusuna gelirsek, bu güzelliği bırakacak kadar aptal olduğunu düşünmüyordum.

"Her neyse gidelim hadi." İlk günün verdiği tedirginlikle yürümeye başladık.

##################################################

Yağmurla koridorun başında ayrılmıştık. Şimdi ise yıl boyu bulunacağım salona ilk adımımı atıyordum. Kapıyı açıp içeri girdiğimde neyse ki birkaç kişi dışında kimse bana bakmıyordu. İlerleyip arka sıralara oturdum. Hiçbir zaman önlere oturmayı sevmemiştim. İnsanlara sırtımı dönmek pek güvende hissettirmiyordu. Belki de fazla evhamlıydım kim bilir? Kapının açılmasıyla ve içeri giren kişiyi görmemle şaşkınlık beni esir almıştı. İstemediğin ot burnunun dibinde bitermiş diye söylenirken göz göze gelmemizle içimden küfretmeye başladım. Beni görmesiyle dudağının bir kenarı kıvrıldı. Tabi buldu yine alay edecek kişiyi mutlu olmuştur. Gözlerini benden çekmeden yanıma gelip oturdu.

"Sanırım sınanıyorum." ne demek istediğini anlayamıyordum. Tek kaşımı kaldırıp konuştum.

"Ne demek istiyorsun." bana iğrenirmiş gibi baktı.

"Senin çirkinliğini görmeye daha ne kadar dayanabileceğim diyorum." gözlerimi devirdim.

"Benimle uğraşmaktan vazgeç. Amacın ne?"

"Bir amacım yok. Senin çirkin olduğunu söylüyorum ya tipim olmadığını anlaman için, sonra bana aşık olursun falan senle uğraşamam çirkin." gülmekle yetindim.

"Ben mi sana aşık olacağım? Hah! Tipsizsin be bir kere. Ayrıca bana çirkin deyip durma. Adım Rüya benim." dilini şaklattı.

"Hayır senin adın çirkin. Bana aşık olacağın konusuna gelirsek, bana aşık olacağın belli. Neyse biraz daha seninle aynı ortamda bulunmak istemiyorum kısmetimi kapatıyorsun." Eliyle biraz önümüzde oturup kendisine gülümseyen kızları gösterdi. Ardından bana sahte olduğu belli olan bir gülümseme gönderip kızların yanına ilerledi. Kısmetini kapatıyormuşum. Tipsiz bi kere. Tekrar ona baktığımda kızların arasına oturmuş ellerini de omuzlarına koymuştu. Ego yığını. İçimden söylenirken tırnaklarımın etime batmasıyla derin bir nefes aldım.

Dersin hocası sürekli bir şeyler anlatıp duruyordu. Elimdeki kağıtlara küçük notlar alırken gözüm ona kaydı. Hocayı dinlemeyip, kızlara sessizce bir şeyler anlatıyordu. 'Kız düşkünü' diye geçirdim içimden. Bir de bana aşık olacaksın demesi yok mu? Aşkın ne olduğunu bilseydim çok düşük bir ihtimal de olsa ona aşık olabilirim diyebilirdim. Ciddi anlamda aşkın ne olduğunu bilmiyordum. İnsanlar bilmediği şeylere inanmazlardı. İşte bu yüzden ona aşık olacağıma ihtimal vermiyordum. Hoşlandığım insanlar olmuştu ama iki senedir o bile yoktu. Sadece bir kez sevgilim olmuştu lisedeyken, o da aldatmıştı zaten. İşte o zaman dünya üzerinde güzel duyguların anlık olduğunu anladım. Mutlu sonlara inanırdım. Aldatılmak... Çoğunuz yaşamışsınızdır. İşte bunu bir de ilk sevgiliniz yapıyorsa, sevgi konusunda kimseye güveniniz kalmıyordu. Ben güvenimi kaybetmiştim. Tek avantajım, birinden kolay vazgeçebilmemdi. Vazgeçmiştim. Ama şimdi hissedemiyordum. Ben şu an kimseyi sevemiyordum. Kalbim küllenmişti ve yeniden yanmıyordu. Anka kuşunu bilir misiniz? O güzel kuş küllerinden yeniden doğuyordu. Benim sevgi adındaki hislerim anka kuşu değildi ki, yeniden canlansın. Ölmüştü benim sevgiye dair hislerim, yeniden canlanacağına da inanmıyordum.