÷ 4 ÷

796 100 74
                                    

"Burada prenstim.
Kostümüm nasıl ama?
Yakışmış bana değil  mi?"

" Evet yakışmış. Dinazor prens."

" Yaaahh KyungSoo. "

" Tamam tamam. Devam et hadi. "

" Dangalaklık yapma sen de."

Jongdae albümün sıradaki sayfasını tereddütle çevirdi. .
Özenle dizilmiş fotoğraflarda sıradaki karenin diğerinin keyfini kaçıracağını biliyordu.
Ama aklında cevap isteyen sorulara kapı aralaması için bu bir fırsattı.
Gözleri diğerinin yüzündeki en küçük hareketi dahi kaçırmamak üzere devriye geziyordu mimiklerinde.
Diğer sayfayı çevirdiğinde Jongin ile fotoğrafı açıldı önlerine.
KyungSoo yüzündeki gülümsemeyi bozmadan konuştu.

" Güzel fotoğraf. "

Jongdae inatla duygularını gizleyen KyungSoo'nun savunmasını düşürmek için bir sonraki fotoğrafı açtı; yine Jongin'le çekilmiş bir fotoğraftı.
KyungSoo hala gülümsüyordu.
Jongdae bir sonraki fotoğrafı da açtı.
Jongin, Jongdae'nin prens kostümünü giymiş elinde kılıcı ile poz vermişti.
Gerçekten de prens gibi görünüyordu. Jongdae KyungSoo'nun yutkunmaya çalıştığını ve gözlerinin perdelendiğini farketti.
Sayfanın arasında ters dönmüş küçük fotoğrafı eline aldı KyungSoo.
Şimdiki oturdukları koltukta uyuklayan bir Jongin vardı fotoğrafta.
Üzerinde battaniye örtülüydü.
KyungSoo'nun gözlerinin dolduğu artık farkedilebiliyordu.
Jongdae onun bu kadar dayanabilmesini inadına bağlıyordu.

" Bu fotoğraf bebeğinizin olduğu haberini öğrendiği günden.
O gün bana geldi.
Onun o halini görseydin, baba olduğun için sevinemezdin.
Geldiğinde darmadağındı.
Beni görür görmez ağlamaya başladı.
Öncesinde de ağladığı tükenmişliğinden belliydi.
Uyuyana kadar ağladı Soo.
Sessiz sessiz değil.
Bağıra çağıra ağladı.
İsmini haykıra haykıra ağladı.
Seni sevdiğini bütün bu duvarlar duydu.
Özlediğini..
Sensiz yaşamaya devam edemeyeceğini ..
Ben ve evim onun çaresizliğine şahit olduk.
Bu çok zordu.
Ben onu izlerken dahi yıkıldım.
Jongin'in ne kadar harap olduğunu düşünemiyorum.
Takati kesilince burada uyuyakaldı.
Bu fotoğrafı ondan gizli çektim.
İnadının bir insanı nasıl yakıp yıktığını görmen için. "

" Bu inat değil Jongdae.
Olması gereken, olacak olan buydu ve oldu."

" Neden olması gereken bu oluyormuş?
Exo zaten dağıldı.
Artık  gözler  üzerinizde değildi.

Rahatça birbirinizi sevip sevişebilirdiniz."

" Jongdae on yılı cehennem ağzında geçirdiğimizi bilmiyormuş gibi konuşuyorsun.
Exo dağılınca gözler üzerimize daha çok çekildi.
Ona gidişim, onun bana gelişi, ne yaparsak yapalım mutlaka bizi gözetleyen bir üçüncü göz vardı.

Bu aşk bizim felaketimiz olacaktı.
Zaten Exo varken de bizim yüzümüzden siz de çok zor durumda kaldınız.
Tedbirsizliğimiz yüzünden yakalanışımızı şirket örtbas edene kadar kaç oyun koydu ortaya.
Jongin sevdiği bir arkadaşı ile anılmak zorunda kaldı.
Onun ne kadar zorlandığını sen de gördün.
Onunla birlikte benim tükendiğimi de gördün sen.
Sonrasında saklanarak da olsa aşkımızı korumak için kaç oyuna daha dahil olmak zorunda  kaldığımızı da biliyorsun.
Bu şekilde yaşamaktan yoruldum ben anlıyor musun?
Sürekli saklanarak ve paranoyak gibi gizlenmiş gözlerden korkarak.
En çok da onun bu ilişki yüzünden yıpranmasından nefret ettim.
Hastalıklı gibi üzerimize açılan ateşe rağmen birbirimize tutunmaktan bıktım.
Hem ailelerimiz var ortada.
Herkesi aşabilsek onları aşamayız.
Evlenip yuva kurmamızı isteyecekler.
Torun sevmek isteyecekler.
Onlara bu isteklerini veremeyiz."

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin