Ertesi sabah okula gittiğim de sınıfta Melis ve birkaç kişi vardı hoca öğrenci olmadığı için pek fazla ders işlemedi. Melis bir sandalye çekip yanıma oturdu o dakikalar da kalbimin atışlarını kulağım da hissedebiliyordum ve avuç içlerimde anormal bir terleme hissettim. Melis;
- Selam Soner, naber? Yanına oturabilir miyim sakıncası yoksa
dedi. Şaşkın ve çekingen bir tavırla
- Tabii neden olmasın
dedim. Kendimden bahsetmekten hiç hoşlanmayan biri olarak o gün çenem düşmüştü, gülüyorduk, şakalaşıyorduk işin garip yanı bunları daha ikinci günden yapmak biraz garibime gitti. Öğle arası geldiğinde Melis'le beraber okulun arka sokağında ki kafeye gittik. Çikolatayı ve muzu çok sevdiğini öğrendiğim için ona muzlu pasta söyledim. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmadığımız için öğleden sonra ki ilk iki dersi kaçırmıştık, okula döndüğümüzde son dersi yakalayabildik çıkışta otobüse beraber binmiştik onların evi bizim olduğumuz sokaktan fazla da uzak değildi onunla beraber bende otobüsten indim ve Melis'i evine bıraktıktan sonra evin yolunu bulmak için biraz gezintiye çıktım. Evi bulmam on - onbeş dakikamı bulmuştu eve girdiğimde yine yalnızdım. Mutfağa gidip annem gelene kadar birşeyler atıştırmak için buzdolabının kapağını açtım ufak bir sandviç hazırladım bu arada annemin geldiğini kapının kapanmasından anlamıştım. Mutfağa gelip elindeki poşetleri yere bıraktı yanağıma bir öpücük kondurup poşettekileri tezgaha sıralamaya başladı. Görünüşe göre akşama ziyafet var gibiydi yemek hazırlanana kadar vakit geçirmek için dışarı çıktım. Arka bahçedeki hamakta sallanırken çitlerin arasından Melis'lerin evini seyrediyordum. Bulunduğum yerden Melis'in odasının penceresi gözüküyordu. Perdenin hareketlendiğini gördüm ve doğrulup dikkatlice pencereyi izlemeye koyuldum. Melis pencereyi açtıktan sonra etrafa göz gezdirip içeri girmişti suratımda anlamsız bir ifade oluşmuştu hava hafiften kararmaya başlayınca eve girdim. Babam yarım saat sonra eve geldi akşam yemeğinden sonra odama çekilip kendi halimce takıldım...
Aradan geçen iki haftanın sonunda artık sınıf tamamlanmıştı birçok sevimsiz, bencil ve egoist insanın arasında okumaya çalışıyordum. Melis dışında kimseyle muhattabım yoktu adeta olmasına istemezdim zaten, öğle yemeği zamanı gelip çatmıştı gözlerim yine Melis'i arıyordu ama onu bulamıyordum pek iştahım olmadığı için okulda yemeğimi yedim. Sınıfa girdiğimde gözüm hep onu arıyordu gözlerimi kapıdan ayıramıyordum nerde kalmıştı bu kız daha sabah derste beraberdik, öğle arası çoktan geçmişti son derse girerken bir aksilik olduğunun farkına vardım. Melis'i aradığımda telefonu sürekli meşgul çalıyordu son birkez daha aradığım da telefonu tamamen kapanmıştı telaşlanmamak elde değildi. Okuldan çıkar çıkmaz evinin yolunu tuttum kapılarının önüne geldiğimde oda camının açık olduğunu fark ettim bahçelerine girip camı gözetlerken ağlama seslerini işitir oldum. Hava kararmaya başlamıştı artık ama pencereden gelen ağlama sesleri hiç dinmiyordu dikkatimi çalan telefon bozdu elimi cebime atıp telefonu çıkardım. Annem beni arıyordu beklerken saatin farkına bile varmamıştım. Ürkek bir ses tonuyla
- Alo
dedim. Annem
- Soner neredesin? Saat kaç oldu. Neden hâlâ eve gelmedin?
dedi endişeli ve ciddi bir ses tonuyla ne diyeceğimi bilmiyordum yalan uyduramazdım
- Hemen geliyorum anne
diyerek telefonu kapattım. İster istemez gitmek zorundaydım ama Melis'i de bu şekilde bırakmak istemiyordum. Telefonlarımı açmıyordu başka biri duyar diye seslenemiyordum da ayrıca, mecburen suratım asık bir şekilde bahçeden çıktım ve anayoldan gelen otobüse bindim kulaklığımı takıp yola koyuldum..
Kısa bir süre sonra evdeydim annem kapıyı açar açmaz nefes almama fırsat dahi vermeden soru bombardımanına tutuyordu beni başımdan geçenleri anlatmaya başlayınca biraz durgunlaştı. Babamın gelmesiyle hesap sorma faslını kapatmış olduk beraberce akşam yemeğini yedik ve hemen odama çıkıp kendimi yatağın üzerine attım ve Melis'i düşünmeye başladım.
Gözlerimi açtığımda gün çoktan ağarmıştı Melis'i düşünmekten üstümdekilerle öylece uyuya kaldığımın farkına varmam pekte uzun sürmedi bizimkiler hâlâ uyuyorlardı bir duş alıp aşağıya indim mutfakta birkaç birşey atıştırıp hemen yola koyuldum okula vardığımda pek kimse yoktu kantinden kahve alıp Melis'le ilk tanıştığım banka oturdum. Gözüm heryer de onu arıyordu. Bir türlü kestiremiyordum ders zilinin çalmasına on dakika kala herkes okulda toplanmaya başladı..
Sınıfa girdiğimde Melis yoktu hayal kırıklığı ve endişe içerisinde kimseyle konuşmadan sırama geçip oturdum..
O gün akşama kadar onu düşündüm eve gittiğimde kimse yoktu arıyordum ama telefonlarımı da açmıyordu. Odam da takılırken annemin geldiğini fark etmedim. Kapının bir anda açılmasıyla birden irkilip derin bir nefes aldım adeta kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi annem gülümseyerek
- Seni korkutmak istememiştim tatlım, akşam yemeği için alışverişe çıkmam gerekiyor bana eşlik eder misin?
dedi. Onaylarcasına kafamı sallayıp üstümü değiştirdikten sonra aşağıya indim yakınlardaki bir avmye gidip alışveriş yapıyorduk ki tam o esnada uzaktan Melis'i gördüm. Kitapçıdaydı almış eline bir kitap karıştırıp duruyordu bir an yanına gitmek istedim ama bir türlü cesaret edemedim. Bir süre sonra Melis'in kolundan bir adam tuttu ve azarlar gibi bir tavrı vardı net duyamıyordum ne konuştuklarını Melis'i çekiştirip duruyordu.
Melis elindeki kitap yere düşürdü adam yerden almasına bile fırsat tanımadan Melis'i kolundan çekip hemen dışarı çıkardı bir an ne yapacağımı şaşırdım. Ağzım açık olanları izledim dikkatimi toparlamaya fırsat bile bulamamıştım anneme seslenmeden hemen dışarı doğru koşmaya başladım. Avm'nin kapısından çıktığımda adam Melis'i çoktan götürmüştü çevreme iyice göz gezdirdim ama Melis'e dair hiçbir şey yoktu. Avm'ye girip annemim yanına gittim olanları anlattıktan sonra o bile olanlara şaşırmıştı. Alışverişi tamamlayıp eve döndüğümüzde aklım hâlâ Melis'deydi. Yanındaki adamın kim olduğunu az çok kestirebiliyordum ama bunu kendisinden duymak beni daha tatmin edecekti, akşam yemeğinden sonra odama çıktım. Melis'in ertesi gün okula gelmesi için dua ediyordum cevaplanmasını bekleyen birçok soru vardı kafamda geç saate kadar kitap okuyup sonra uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİMARHANE
Teen FictionKendi benliğinde kaybolmuş, insanların gözünde akıl hastası olarak bilinen bir insan, adam mecnun kadın ise leyladır artık, umutsuz bir bekleyiş içerisinde çaresiz ve bitkin bir adamın hikayesidir bu anlatılan ...