(MULTİDE TUĞÇENİN BABASİ YANİ BURAK AMCA VAR :-* )
Hastaneye gittiğimizde hemen
danişmanın yanına koştum. Gözlerim ve bacaklarım ağrıyordu. Aldırmadım. Öyle yapmam gerekiyordu. O benim annemde ve beni son aradığında ona bağırmıştım. Belkide bu son konuşmamızdı ve ben bağırmıştım. Lanet olsun! Her ne yaparsa yapsın ona bağırmam hataydı. Sonuçta o benim hep iyiliğimi düşünmüştü. "Güneş Şimşek hangi odada!" Danışman halimden anlamış olmalı ki hemen söyledi."Hanımefendi Güneş Hanım 3. kattakı ameliyatta. İsterseniz orada bekleyebilirsiniz." dediğinde koşarak asansöre ilerledim. Asansörü çağırdım ama gelmedi. Hemen merdivenlere yöneldim. Basamakları çıkarken ayağım takıldı ve düştüm. Ahhh! Dizim kanıyordu. Ama annemin yanında olmam lazım. Merdivenlerin korkuluklarına tutunup yerden kalktım ve sekerek merdivenleri çıkmaya çalıştım. Ahh! Canım çok yanıyor. Sanırım başaramayacağım. Merdivene oyurup ağladım. Dizim acıdığından değil, annemi kaybetme korkusundan. O benim annemdi ve ben onu kaybedemezdim. Olamazdı değil mi? Hayır olamazdı. Olmaması lazım! Ben onu çok seviyorken o beni bırakıp gidemezdi. Bana bunu yapamazdı. Kafamı koluma dayadım ve uzun zamandır tuttuğum hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Annemi kaybedemezdim. Onun dayanması gerekiyordu. Benim için dayanması gerekiyordu. Kaya koşarak merdivenleri çıktı. Beni görünce resmen beti benzi attı. O kadar mı kötü haldeydim. Bakışlarını yüzümden çekip dizlerime indirdi. Diz çöktü. Tekrar yüzüme baktı. Bakışları bir kedi gibiydi. Acıyan bir kedi gibi. İleride bir şey görmüş olmalı ki oraya doğru ilerledi. Geri döndüğünde elinde sargı bezi,pamuk ve tentirdiyot vardı. Pamuğa tertirdiyot damlatarak dizime bastırdı. "Ahh! " diye inledim. Ve göz yaşlarım artık sel gibi akmaya başladı. "Dayan güzelim" dedi ağlmaklı çıkan sesiyle Kaya. Ağlıyor muydu? Onun ağlamasını istemiyordum. Her ne kadar onu tanımazamda onun ağlamasını isteyemezdim. Elindeki sargı bezini açıp dizimi sarmaya başladı. Sararken ona baktım. Ne kadar da nazik bir şekilde yapıyordu. Aslında dıştan umursamaz, odun ve sert bir görünüşü vardı. Ve tabi bir o kadar da yakışıklı. "Bitti güzelim" dedi ve kollarını bana sardı. Şaşırmıştım. Sarılmasını beklemiyordum ama benimde sarılmaya ihtiyacım vardı. Kollarımı onun boynuna doladım ve kokusunu içime çektim. Gerçektin çok güzel bir kokusu vardı. Ağırdı ama sanki bu parfüm ona özelmiş gibiydi. Tam ona uyuyordu. Kollarını çekince bende çektim. Gözlerine baktım. Yeşildi. Hemde en güzel tonu. Bir insanın gözleri bu kadarmı içtenlikle bakar. Gözlerinde garip olan bir şey vardı. Ama benim göremediğim daha doğrusu onun göstermek istemediği bir şey. Bunu öğrenmek isterdim doğrusu. O garipliğin nedenini merak ettim. Bana göstemek istemediği şey ne olabilirdi ki? "Seni yukarı çıkarmamı ister misin?" Bu soruyu sorduğunda hemen gözlerimi kaçırdım. O yeşilliklere daldığımı daha yeni farketmiştim. O yeşilliklerde bir şey vardı ve ben o yeşilliklerdeki garipliği bulacağım. "Olur." dedim yüzüne bakmaya çekinerek. Beni kucağına alıp merdivenlerin kalan basamaklarını çıktı. Şaşırarak yüzüne baktım. Açıkçası böyle çıkarmasını beklemiyordum. Salak kafam! Başka nasıl çıkartabilirdi ki zaten bu dizimle. Aslında durumundan rahatsızolduğum söylenemez çünkü burası çok sıcaktı. 3. kata geldiğimizde ameliyathanenin önündeni koltuklara bıraktı ve kendiside yanımdaki koltuğa geçti.
KAYADAN******
Kucağımda onu taşırken bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Ve ne kadar tatlı olduğunun farkında olmadığından emindim. Zaten bu durumda bunu düşünemezdi. Onu ameliyathanenin önündeki koltuklardan birine bıraktım ve yanındaki koltuğa oturdum. Ağladığı için gözlerinin altı şişmiş ve morarmıştı. Nedense onun ağlaması içime dokunmuştu. Sanki içimde bir parçası vardı da açıyormuş gibi. Ama bu duygunun şimdilik benim sersemliğimden olduğuna emindim. Sonuçta yeni tanıştığ biriydi ve ona bağlanmış olmazdım değil mi? Belki de ona acıyorumdur. Öyle olmasını umdum ve yüzüne bakmayı son verip bize doğru gelen atlasa baktım. Arkasında da Burak amca vardı. Burak amcanın da göz altları şişmiş ve daha önce görmediğim kadar bitkindi. Onlarda önümüzdeki koltuğa oturmuşlardı. Burak amca Tuğçenin bacağını görünce yerinden kalktı ve tuğçeye doğru ilerledi. Tuğçe Burak amcanın ona doğru geldiğini görünce hemen kaşlarını çattı. Yeniden kavga etmelerini istemediğim için araya girmeye karar verdim. "Burak amca önemli bir şeyi yok sadace ufak bir kesik o kadar." dediğimde Burak amca biraz bozulmuş bir şekilde bana baktı."tamam öyle olsun" dedi ve yerine oturdu. Tuğçeye döndüğümde kulağıma doğru eğildiğini gördüm ve zorlanmasın diye bende birazcık eğildim. "Teşekkür ederim kaya " dedi. Ve gözlerini gözlerime dikti. Gözleri tekrar dolmuştu ve o kadar yorgun görünüyordu ki gerçekten içimin acıdığını hissettim. Bu duygunun anlık bir şey olmasını istedim. Çünkü onun gibi masum bir kızı sevipte sorunlarım yüzünden onu üzemezdim. Ama mavililleri o kadar güzeldi ki! Gözleri aynı anda birçok şeyi anlatabilirdi. Kapı açıldığında herkes kafazını o yöne çevirdi.
TUĞÇEDEN*******
Kaya gözlerimin içine bakıyordu. Bende onun kilere. O kadar güzelki. Kapı açıldığında kafamı o yöne çevirdim. Hemşire çıkmıştı. Hemen üstüne atladım. "Annem nasıl? İyi değil mi? Lütfen iyi olduğunu söyleyin!" diye yalvardım. "Şuan bir şey söyleyemem ve çok acil kana ihtiyacımız var. 0- kana ihtiyacımız var." Hemen babama baktım. Oda bana bakıyordu. "Tuğçeyle bizim A+ " Hemen atlasa baktım." benim kide A-" dedi atlas."benimki 0- ben verebilirim" dedi kaya. Hemen gözlerim parladı. Annem kurtulmuştu. Yaşasın! " Sizi kan alma odasına alalım beyefendi." dedi hemşire. Hemşireyle beraber koridorun sonundan sağa döndüler. Kaya olmasa belkide annme ölecekti. İyiki var diye düşündüm. Annemin kahramanı! Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Canım annem. Bitanem. Beni bırakmayacağını biliyordum. Aslında daha kurtuldu sayılmazdı. Ama iyileşeceğinden emindim. "Tuğçe gördün mü? Anne iyileşecek. O yaşayacak" hemen yüzümdeki gülümsemeyi silip yüzüme kızgın görüneceğim bir ifade yerleştirdim. "Ama sen beni yanına almasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı. Eğer o ölürse seni zaten yaşatmam kendini baba zanneden tanımadığım adam!" Gerçekten çok ağır konuşmuştum. Eğer babam yerinde olsaydım intihar etmeyi falan düşünürdüm. Yüzünü avuçlarını içine koydu. Büyük ihtimal pişmanlıklatan geberiyordur. Bunu hak etti. "Tamam Tuğçe. Baban seni tanımak istemiş pişman olmuş ve seni almış onun bir suçu yok. Tabi seni bırakıp gitmek dışında." Babam kafasını kaldırıp derin bir nefes aldı."Güneşi bende en az senin kadar seviyorum. İnan bende böyle olsun istemezdim. Tamam geçmişe döndüğümüzde birçok hata yaptım ve en büyüğüde sizi bırakıp gitmekti. Ama geçmişe geri gidemem. Ben bunu şimdi düzeltmek istedim ama..." dedi ve kalan cümlesini tamamlamaya karar verdim." ama bunu yaparak her şeyi daha berbat ettin. Hiç veri dönmemeliydin. Ve zaten bende seni hiç tanımak istemezdim. Ben en ağır şeyi, arkadaşlarımın babalarıyla gezdiklerini gördüm. Hepsi bana bir yetim gibi bakıyordu. Hepsi bana senin baban yok seni terk etmiş diye alay ediyordu. Inan o zaman nasıl olduğumu tahmin bile edemezsin. Senin yüzünden çok acılar çektim. Ağladığımda bile babam diye ağlıyordum. Her gece babam diye uyuyup her sabah babam diye kalkıyordum. Taki büyüyüp senin asla gelmeueceğini anlayana dek. Tam alıştım diyordum ve geldin. Hemde her şeyi altüst ederek. Mutlu musun?! Artık mutlu musun?!" dedim. Hayatımda hiç bu kadar ağır konuşmamıştım. Arkadaşlarımın benle dalga geçtikleri zaman bile. Atla yüzüme şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Ama bunları kesinlikle hak etmişti. Sonuçta benim neler yaşadığımı bilmiyordu. Babam tamamen bitmiş hatta az sonra bayılacakmış gibiydi. Yine yüzünü avuçlarının içine koydu ve " çok pişmanım. İnan çok pişmanım" dedi alçak bir iniltiyle. Ona acımamı beklememeliydi hemde hiç. Hemşire elinde iki tane kn torbasıyla geldi ve hemen içeri girdi. Acaba annem gerçekten yaşayacak mıydı?Bölüm nasıl olmuş. Eğer beğendiyseniz oy verin ve yorum atmayı unutmayın. Sizi seviyorum. Gelecek bölümde görüşmek üzere. En kısa zamanda yani haftaya belkide bu hafta sonu yeni bölüm gelecek. Hem gelecek bölümde kaya ve tuğçe arasında garip ve vüzel şeyler yaşanacak. Görüşmek üzere.❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EBEDİ SİYAH #Wattsy2016
ChickLitBen senin derinliklerinde kaybolmak,seni olduğun gibi değiştirmeden sevmek istiyorum. Biliyorum! Biliyorum bana bir şans versen o karanlığın içinde duran ruhunu aydınlığa çıkarabileceğimi. Sadece inan,sev ve güven. Ve sana kısa bir not "SENİ SEVİYOR...