KAVGA

91 25 7
                                    

Sonunda arkadaşım olmuştu. Yani 2 tane. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak onlarla tanıştığım için mutlu olduğumu yüz ifademle göstermeye karar verdim ve yüzüme kocaman bir ben mutluyum gülüşü koydum. Sanırım ne demek istediğimi anlamışlardı. Iyi. Zil çalınca büyük bir nefes aldım. "Hadi gel kızım seni okulunla tanıştıralım" Kızım mı? İlk günden bu ne samimiyet. Ben böyle insanları pek sevmem. Arkadaşım dese daha iyi olurdu ama kızım dedi. Bu okul gerçekten garip. "Tamam geliyorum". Aslında bunu kabul etmemem lazımdı. Sonuçta daha yeni tanıştık ve bana ne yapacaklarını bilmiyorum. "Hadi ama Tuğçe seni yemiyeceğiz " diyerek bana göz kırptı Atlas. Komik mi diyesim geldi ama o aptal çenemi tutup rezil olmamaya karar verdim. Ve bu oldukça iyi birfikir. Aferin KIZIM. Atlas ve görkemi takip ederek peşlerini takıldım. Aslında kendi kurallarıma göre ' bir erkek sana bir teklifte bulunuyorsa asla kabul etme.' kuralını çiğnedim. Açıkçası kendi kendime verdiğim sözleri tuttuğum pek söylenemez. Atlas görkemi el sallayarak uğurladı. Görkem bana bakarak kendine iyi bak kızım işim çıktı gitmek zorundayım dedi ve yanımızdan ayrıldı. Kızımmış. İçimden bir ses buna alışsan iyi edersin diyordu. Kapa çeneni iç ses seni sevmiyorum! Atlas bana bakarak dışarı çıkmaya ne dersin dedi. Kafamı sallayarak onayladım. Neredeyse bütün okul dışarıdaydı. "Selam Atlas". Yan tarafıma baktığımda Atlas bir kızı yanağından öpüyordu. Oha!! Tamam bu abartılacak bir şey değildi ama burada herkesin içinde yapmaları tuhafıma gitti. Eski okulumda bir öğretmen görse direk disipline gönderirdi. Kız bana bakarak selam dedi. Öne gelmiş saçımı tekrar kulağımın arkasına sıkıştırarak kızın elini sıktım. "Merhaba". Kız yüzümü süzerken bende onun kini süzdüm. Oldukça narin ve pürüzsüz bir yüzü vardı. Ve gözleri yeşildi. Gerçekten çok hoş bir kızdı. Vay be! Analar neler doğuruyor diyesim geldi. "Benim adım Gül tanıştığıma memnun oldum." Başımı salladım ve benimki de Tuğçe dedim. Kız güzel olmasının yanında da oldukça sinsi birine benziyordu. İnsanları dış görünüşüyle yargılamayı seviyordum ve onların böyle biri olmadığını öğrenince şaşırmış gibi yapmak hoşuma gidiyordu. Arkamdan biri itince yere düşdüm. Ahh!! Arkamı dönünce 3 tane kız bana bakarak güldüğünü gördüm ayağa kalktım ve o kızlardan birinin saçını elime dolayarak kızın kafasını yere çarptım. Atlas ne kadar Tuğçe dur dese de onu aldırmadım. Diyer kız tam kaçacakken ona da çerme taktım. Yere tam eğilip kızı yumruklayacakken biri arkadan belime sarıldı ve beni tuttu. "Bırak beni!!". Arkamı dönünce beni tutanın Atlas olduğunu fark ettim." Bıraksana ya!" diyerek Atlasın beni bırakmasına zorladım. Kollarımı daha da çok sıkarak canımın acımasına yol açtı. Yine bir çığlık bastım. "Kızım sakin ol!". Hadi ama kız bana vurdu ve ben onun azına etmeden hayatta bırakmam. Sümüklü. "Atlas lütfen !". Dahada çok çırpınmaya başladım. Hem benim karnımdan tikim var ve şuan o bilmeden benim tikimle oynuyor. Atlas elini çekmesi için zorladığım eli belime daha çok deydi ve kendimi tutamayarak istemsizce gülmeye başladım. Herkes sen manyakmısın bakışı atarak bana bakmaya başladı. Atlas elini belimden çekerek yere düşmemi sağladı. Tabiki kızı yolmam daha bitmemişti. Hemen ayağa kalkıp bir tane tekme çaktım. Kız yerde sızlanarak bağırdı. İşte en sevdiğim bölüm. "Geber it". Artık tamamen bana bakıyorlardı. Gözüme bir tane yumruk yiğince dengemi yitirdim ve oradaki bir çocuğun üstüne düştüm. O kadar sert gelmişti ki ayağa kalkabileceğimi pek sanmıyorum. Ve gözlerim kararmaya başladı.
**********************
Uyandığımda kendimi bir sedyenin üstünde buldum. Başım gerçekten çok ağrıyordu."sonunda hırçın ve kızgın kızımız utandı." sesin geldiği yere baktım ve atlasın olduğunu gördüm. "Ne oldu bana?" atlas ayna uzatarak yüzümü görmemi sağladı." ohaa! Bunu kim yaptı söyle hemen döveyim onları". Atlasın yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu .oha ne kadar da yakışıklı. Off yavrum be. "Zaten dövdün kızım. Kızlar şuan hastanede." Tabi ya. Şimdi hatırladım. Kızlar bana vurmuştu. Babam kapıdan içeri girerek sana ne oldu diye bağırdı. Çüş! Yavaş. Azıcık yavaş. Zaten seni sevmiyorum. Hem sanane lan. Ne olduysa oldu. Kavge ettim lan oldumu. Senden nefret ediyorum. Tabiki bunları babamın yüzüne söyleyecek kadar salak değilim. Yani şimdi onu çekemezdim. " önemli bir şey olmadı. Zaten seni ilgilendirmez" en azından bu kadarını söyleyebilmiştim. Buda iyi bir şey. Sonuçta onun yanında istemsizce kalıyordum. Belki hiçbir şeyimi ona söylemezsem beni annemin yanına tekrar bırakabilir. Mantıklıydı. Şişen ve moraran gözüme tekrar baktım. Gerçekten feci gözüküyordu. Emi i morluğun üzrinde gezdirdim. Ahh!! Çok acıyor. Gözlerimi devirerek tekrar aynaya baktım. Allahım ne büyük acılar bunlar. "Bundan sonra hep sani koruyacağım hep sana ben bakacağım." babam bunları söylerken kahkaha bastım. Gerçekten çok komikti. Bana bakacakmış. Canım benim sana belediye baksın(!) Elimi çekerek yüzüme çarpık bir gülümseme koydum. "Sen bana bakamazsın eğer öyle olsaydı bana küçükken bakar beni korurdun." sanki üzülmüş gibi yüzünü astı. Suratsız! Tamam yakışıklı olabilir ama bence değil sence yakışıklı. İstemsizce sırıttım. Ona laf sokmak beni rahatlatıyordu. Atlas boğazını temizleyerek "önemli bir şeyi yok. Hem kendini de iyi hissediyor. Öyle değil mi Tuğçe?" He!ne noluya lan! Atlas sanane oğlum sanane. Yakışlı olabilirsin fakat bu her şeye burnunu sokacağın anlamına gelmiyor. Kafamı sallayarak evet dedim. Yüzümde oluşan o çarpık gülümsemenin yerini sinirli bir bakışa bıraktım. "Atlas oğlum nasıl yok bir şeyi! Kızımın gözü mosmor!" Babam atlası nerden tanıyor? Şakamı bu? Acaba daha neler öğrenicem! " şey eğer isterse tuğçe bugün bizde kalsın." Yuh ama azıcık yavaş gelin. Ben tanımadığım birinin evinde falan kalmam ama düşümdüğümde babama inat olsun diye her şeyi yapardım. Babam kafasını onaylarcasına salladı. "Bence çok iyi olur " diye çıkıştım. Atlas yüzüne memnun olmuşcasına bir gülümseme yerleştirdi. Bir erkeğin evinde kalıcaktım ve babam bunu onayladı. Onun sinir olması gerekiyordu benim değil! "Siz şimdi eve gidin ben Tuğçenin eşyalarını getiririm". Oldu! Yok ya! "Gerek yok. Ben kendi eşyalerımdan ona veririm." izin verinde artık bende konuşayım! Salak salak iş yapiyonuz yaw. "Hadi Tuğçe gidelim artık" Atlas kalkınca bende kalkmak zorunda kaldım. Kim bilir o evde ne yapacaktım. Keşke bir şeye karar vermeden önce beynimi kullanıp düşünsem. Göt kafam!
*************
Atlasın arabasının yanına geldiğimizde bana kapıyı açtı. Centilmen ve yakışıklı he! Sevdim bunu. "Teşekkür ederim" Gülümsedi. Off anam sen gülme gız! Araba bindim ve kapıyı kapattı. Ben kemerimi takarken sürücü koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırdı ve gitmeye başladık. " teşekkür ederim. " Atlas bana şaşkın bir ifadeyle baktı. "Bu ne içindi?" Başımı önüme çevirdim ve yola bakmaya başladım. "Beni babamdan kurtardığın için" Gülümsedi. " ne demek her zaman güzelim. Bu arada kızları nasıl dövdün öyle kızlar bildiğin hastanelik  oldu. " kahkaha attım. Tabiki canım kendim. Şimfi ben ve egolarımı konuşturma zamanı! "Daha önceden boks kursuna gitmiştim. İşe yaradı açıkcası bide çok becerikliyimdir övünmek gibi olmasın." ikimizde gülmeye başladık. "Ee o zaman eve gidince kurabiye isterim becerikli kız" Becerikliyi vurgulayarak söylemişti. Bazen kendimi fazla övüyorum. Brn kim ego takınmak kim ki zaten. Atlası zehirlemek istemiyordum ama kendisi istemişti. "Tabiki sen iste yaparım ama sen yinede dikkatli ol ne olur ne olmaz" bu sefer kahkaha atmıştı. Oğlum sen gülme. Bune tatlılık lan! Danku cennete düşmüş gibiyim ama tabiki atlasa yavşamıyacağım. Bir kuralımı zaten çiğnedim ve ikincisini de çiğneyemem. Ama bu yakışıklı olduğu gerçeğini hiçbir zaman değiştirmeyecek.

Bu sefer uzun ve çok güzel olduğunu düşünüyorum ama sizin görüşleriniz daha önemli yarum yapmayı lütfen unutmayın tabi bide oy vardı. Sizleri gerçekten seviyorum. Hepinize iyi okumalar. Çaktırmayın çoktan okudunuz zaten. Hdgdbhdhd. Neyse sizi seviyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Galp Galp galp

EBEDİ SİYAH #Wattsy2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin