Şok

113 17 0
                                    

(Multide Tuğçe'nin annesi var yani Güneş Şimşek)

Neredeyse sabah oldu ve annemden hala bir ses seda yok. Tam 8 saattir ameliyathanede. Gözlerim gerçekten çok ağrıyordu. Şuan tam bir canavar gibi göründüğüme emindim. Babam ise kafasını başını koltuğun gerisine atmış yarı uyanık bir şekilde bekliyordu. Oda çak ağlamıştı. Ve benim söylediklerimde anlaşılan baya koymuştu. Ona söylediklerimden sonra hiç yüzüme bakmamıştı. Eee tabi adam da haklı nasıl baksın bundan sonra yüzüme?! Yüzü batsın! Atlas ve kaya ise hastanenin onlara ayırdığı odalarda yatıyorlardı. Kaya anneme kan verdiği için bayağı bitkin düşmüştü çocuk. Gerçekten çok iyi biriymiş. O olmasa annem belki şuan ameliyathanede bile olmayabilirdi. Ben annemin daha ne yüzünden ameliyat olduğunu bile bilmiyorum. Hayırsız evlat tanımına harfi harfine uyuyorum resmen. Ameliyathanenin kapı açıldığın hemen yerimden sıçrayıp daktorun önüne atladım. "Annem nasıl? Yaşayacak değil mi?" doktorun yüzünde hafifte olsa bir gülümseme oluşmuştu. Bu ne anlama geliyordu? "Evet kızım yaşayacak. Ameliyatımız başarılı geçti. Kısa sürede ayağa kalkacağından eminim. Geçmiş olsun." diyerek yanımızdan ayrıldı ve iç sesim horon tepmeye ve çiftetelli oynamaya başladı. Annem yaşayacaktı! "Benim annem ölmedi. Lalalala. Benim annem yaşayacak. Lalalala." dediğimde herkes bana bakmaya başladı ama umursamadım. Sonuçta annem yaşayacaktı. Ben zaten yaşayacağını biliyordum da size çaktırmadım bir kere(!) Babam koşarak üstüme geldi ve sarıldı. Al işte sonra senin morelin niye bozuk. Babamın sarılması morelimi bozdu ama onu itmedim fakat karşılıkta vermadim. Kim bilir sonra onu affettiğimi sanırdı. Kafamı çevirdiğimde atlas ve kaya üzerimize doğru geliyorlardı. Onları görür görmez yüzüm yine gülmeye başladı. "Atlas annem yaşayacak. Annem beni bırakmadı" dediğimde gözümden bir yaş aktığını farkettim. "Gerçekten mi Tuğçe? Çok sevindim ya!" dediğinde babamın beni bırakmasını sağlayarak hemen atlasa sarıldım. "Gerçekten bu günlerde duyduğum en güzel haber Tuğçe." Bu çocuk gerçekten benim kankam olacak kapasitededeydi. Atlasın omzunun üstünden kayaya baktım ve oda bana bakıyordu. Ona baktığımı fark edince hemen gözlerini kaçırdı. Atlasa sarılmayı bırakıp kayanın yanına gitti. Sonuçta ona bir teşekkür borçluydum. "Kaya gerçekten çok teşekkür ederim. Sen olmasaydın belkide annem" dediğimde baş parmağıyla dudağıma bastırdı ve cümlemi kesti."Böyle konuşma. Ben vardım ve annen hala yaşıyor. Hem benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı güzelim" dedi ve göz kırptı. Ona sarıldım. Üzgün olan tarafım ona sarılınca hemen mutlu olan tarafa geçmişti. Bu çocukta gerçekten garip şeyler vardı. Onu sevmediğimi biliyorum. Yada hayır belkide seviyorum ama sevmemem gerekir. Zaten belkide sevgilisi vardır. Kim bilir. Kaya kollarını belime sardı ve beni kendine daha da çekti. Vucütlarımız birbirine değiyordu. Hadi ama! Ben utangaç biri olarak hemen kalbim yanaklarıma sinyal veriyor ve ( bu sayede allık kullanmama gerek kalmıyor.) yanaklarım kızarıyor. Kayanın boyu bayağı uzundu. Kafamı yana çevirdiğimde atlasın bana bakıp kafa salladığını gördüm ve ardından birde göz kırpmıştı. Hadi ama zaten yanaklarım yeterince kızardı atlas! Hem o neyi ima etmeye çalışmıştı? Kollarımı kayanın boynundan çektiğimde kafamı hemen eğdim kaya utandığımı görmesin diye. Çok iyi taktiklerim vardır övünmek gibi olmasın. (Mesela ayakkabı bacıklarım çözülmesin diye onları japon yapıştırıcısıyla yapıştırdım. Sakarım zaten. Asdfdfd ) Ameliyathane kapısının açılma sesini duyduğumda kafamı hemen o yöne çevirdim. İçeriden bir sedye çıktı üstünde annem vardı.( zaten başka ne olabilir ki:) ) Daha uyanmamıştı ki zaten uzun bir süre uyumasını bekliyordum. Hemen sedyenin oraya koştum. "Canım annem. Seni çok seviyorum. Zaten ölseydin seni öldürürdüm" dediğimde herkes kahkahalarla bana bakmaya başladı. Komik mi?! Şurda bir ağlamalı ortam kurmaya çalışıyorum hemen gülünde bozun. Gözlerimi devirerek annemin elini tuttum ve eğilip alnından öptüm.
                   **************
Annem uyanalı neredeyse yarım saat olmuştu. Fakat daha doktarlardan içeri girememiştim. Telefonum çalmaya başladığında elimi cebime atıp telefonu çıkardım. Gönül arıyordu."Efendim gönül" dedim."ne efendimi ya. Güneş teyzem nasıl ameliyathaneden çıktı mı?" dedi kulak zarımı patlatabilecek bir sesle." yavaşlan lan kulağımı şeetin. Evet annem ameliyathaneden çıktı ve uyandı bile." dediğimde derin bir nefes aldı. "Çok sevindim. Bir ara Güneş teyzeye bir şey oldu diye korktum" dediğinde gözlerimi devirdim. "Senin  nereden haberin oldu?" "Annem söyledi" dediğinde doktorların odadan çıktıklarını gördüm."Gönül şey doktorlar annemin yanından çıktı. Annemle konuşmak istiyorum. Sonra kanuşalım" dedim ve cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Babam ve kaya doktorun söylediklerini dinliyorlardı. Ne söylediğini duymak için koştum ve yanlarına geldiğimde doktara çarparak durdum."özür dilerim ve annemin yanına girebilir miyim. Teşekkür ederim." dedim sanki doktor izin vermişcesine ve hemen odaya daldım. "Öh be azıcık yavaş içeride öküz yaşamıyor" dediğinde koşarak anneme sarıldım."ahh! Yavaş kızım kırılmayan yerlerimide kırdın" dediğinde hemen annemden ayrıldım."nasıl oldu bu" dedim."insan bi iyi misin bir şeye ihtiyacın varmı diye sorar. Kızımsın diye demiyorum ama tam bir kalassın. Aslında odundun ama ben seni yontarak kalas yaptım" dediğimde ağızna elimi bastırdım."ne o çenen düşmüş annem. Ameliyat sana yaramdı. Doktora söyleyeyimde senin şu çeneni diksin" dediğimde annem elleriyle ellerimi çekti ve gözlerini devirmeyide unutmadı." o değilde doktor taş gibiydi he! Bayağıda gençti. Bende gencim. Olur bu iş." dediğinde anneme bıkkın bakışlar atmaya başladım. Daha yeni iyileşmiş erkek peşinde koşuyordu. Hayır bikere yani. Kısmetimi kapatıyor erkeklere dik dik bakarak."yuh be! Yavaş. Daha yeni uyandın az durda biraz iyileş bu ne acele be?"dediğimde ellerimi tutup öptü."Amanda aman! Kızım büyümüşte bana laf sokmayada çalışırmış."dediğinde elimi yanağıma uzattı ve sıktı. "Off anne tamam. Sen onu bunu bıraktı nasıl oldu anlat. Annem yüzüme bakarak sandalyeye oturmamı işaret etti. Bende akıllı ve anne sözü dinleyen bir kız olduğum için kabul ettim."kızma ama tamamı". Cidden bu kadın hala kızıp kızmama mımı düşünüyordu. Ben anneme çekmemişim. Hemde en ufak bir hücrem bile." anlat be kadın hala ne düşünüyorsun" dediğimde tekrer gözlerini devirdi." tamam be! Sanada bir şey söylemeye gelmiyor" dediğimde birazcık kaşlarımı çattım." şey kaldırımdaydım ve karşıya geçecektim işte. Sonra bir baktım karşı kaldırımda taş bir çocuk. Dedim hemen bunu ben kapmalıyım falan. Ben yolda olduğum için işte araba beni görmemiş çarptı. Bu kadar." dediğinde kalkıp ona bağırmaya başladım." nedir lan bu senin erkek sevdan. Lan bir erkek yüzünden ölüyordun be. Bir erkek yüzünden beni bırakıp gidiyordun. Ben sana şimdi nasıl anne derim". Annem bana bakarak iç çekti. Ama ben haklıyım. Bir erkek yüzünden beni bırakıp gidecekti. Eğer öyle bir şey olsaydı onu öldürürdüm ama o zaten ölmüş olurdu mantıken. Neyse oraları kurcalamayayım." şimdiye kadar nasıl anne demişsen şimdide öyle dersin." sanırım annem kendini megazeka sanıyor."Şimdiye kadar anne dedim şimdi kadın dedim. Yani şimdiye kadar kadın demiş sayılıyorum" dediğimde annem kafasıyla kapıyı işaret etti. Kapıya baktığımda Kaya kapıya yaslanmış beni izliyordu."Senin bu kadar zeki biri olduğunu öğrenmem iyi oldu. Sonuçta her güzel senin kadar akıllı olamıyor" dedi ve yanıma geldi. "Geçmiş olsun Güneş teyze iyi ve güzel görünüyorsun her zaman ki gibi." dediğinde bana iltifat edişine mi yoksa annemi tanıyor oluşuna mı şaşırayım bilemedim. "Sen annemi tanıyor musun?"dediğimde kaşlarım bir karış yukarı çıkmıştı. "Tabiki annemin en yakın arkadaşı. Bize gelip giderken hep görüyordum. Asıl ben seni gibi güzel bir kızı nasıl göremedim." dediğinde bu sefer ağzımda açılmıştı. Anneme baktığımda annem bana ve kayaya kalp işareti yapıyordu. Annem bana bakarak" o hep evde oturur oğlum o hiçbir yere gelmezdi benimle." dedi. Ah be annem! Sen bana taş bi oğlunun olduğunu söyleseydin ben tek ayağımla sekerek gelirdim." ne alakası var ben seninle gezmeyi sevmiyorum. Hep dedikodu hep dedikodu. Çok sıkıcı bir kere. Yoksa yani ben gelirdim." dediğimde annem kafasını salladı." bundan sonra geleceğinden eminim benim güzel kızım" dedi benim anlayabileceğim şekilde kayayı göstererek. Mübarek benim annem mi düşmanım mı belli değil. Pek utangaç olmasamda utanmıştım." neyse ben sizi anne kız baş başa bırakayım. Tekrar geçmiş olsun Güneş teyze."dediğinde bana el sallayıp odadan çıktı." bu çocuk sana abayı yakmış kızım" dediğinde annemin ameliyat olduğu yarasını bastırdım" ahh! Oydun be!" dedi yüzünü buruşturmuş bir şekilde
Ohh valla benimki de inat. İyi oldu. İçimin yağları eridi. Açıkcası annemin bu kadar çabucak iyileşmesini beklemiyordum. Demek ki abartılacak kadar çok değilmiş ama o benim annem. En ufak şeyde canım yanıyor sonuçta. Anne kız ilişkisi! " kızım git sen kayaya benim adıma teşekkür et. Çocuk o kadar kan verdi hayatımı kurtardı." Gözlerimi devirip kafamı onaylarmışcasına salladım ve hızlı adımlarla odadan çıktı. Koşarak asansörün yanına gittim ve asansör tam kapanacakken ayağımı araya koydum. Kapı açıldığında şok oldum." kaya s-sen!!" diyebildim o anın şokuyla. Gözlerim dolmuştu." Tuğçe bildiğin gibi değil. Dur bi! " dediğonde aldırmadım. Ve merdivenlerden aşağı koşmaya başladım. Niye bu kadar etkilemiştiki bu yaptığı. Off şuan aklım çok karıştı ve ben ne yapacağımı bilmeden merdivenlerden aşağı doğru iniyordum. Ağlamamam , hatta umursamam gerekiyordu ama bu beni gerçekten çok etkilemişti. Belkide böyle bir şey görmeyi beklemiyordum. Önüme çıkan silahlı adamla şok oldum. Silahlı adam bana doğru adım attı."olduğun yerde kalmazssan seni vururum!"

Acaba tuğçe asansörde ne gördü. Meraktan çatlayın diye söylemdim. Nfnbcb. Neyse beğendiyseniz lütfen oy ve yorum ekleyin sizi seviyorum. Bu arada bir dahaki bölüm çok ekşınlı olacak. Sizi seviyorum galp galp galp.

EBEDİ SİYAH #Wattsy2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin