Eveeet, yavaş yavaş olaylar çözülmeye başlayacak :D:D Onun haberini verebilirim :D Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Yakında vote, reads ve yorum sınırı koymaya başlayacağım. Önerileriniz için hesabıma mesaj atabilirsiniz :D
5. Bölüm
Jennifer ufak bir çığlık attı ve gözlerini yumdu. Saçlarından ve yüzünden süzülen şampanyaya baktım. Etrafımızdaki ufak çaplı kitle bize döndü. Sonra diğerleri ve ardından onun yanındakiler. Sonunda anladım. Herkes bizi izliyordu. Müzik devam ediyordu ama dans eden yoktu.
Gülmek ile şaşırmak arası gidip geldim. İkisi arasındaki köprüde turluyor gibiydim. Bir yandan yerlere yatarak ve karnım acıyarak gülmek istiyordum ki bu çok cazip geliyordu. Diğer yandan bunu nasıl yaptığıma inanamıyordum. Ben bu değildim ki. Ben genellikle başından aşağı şampanyayı yiyen olurdum. Kendimi de rezil ettiğimin farkına vardım. Yüzüm kızarıyordu ve ellerim terlemeye başlamıştı. İki şampanya bardağı avucumun içinde su misali kayıyordu.
Jennifer yüzünü sildi. Bana gözlerini dikti. Gözleri neredeyse öfkeden kırmızı olmuştu. Derin derin nefesler alıyor ve kendini tutmaya çalışıyordu. Dudaklarını birbirine bastırmıştı.
Elimdeki şampanya bardaklarını düşüp kırılmadan masanın üzerine koydum. Bana güven verecek kimse yoktu. Şimdi Lauren olsaydı güler veya bir şey yapardı ve ben de devamını getirirdim.
Sinirden gözlerimin dolduğunu hissettim. Müziğin sesi birden kesildi ve şu koca odada sanki sadece ben ve Jennifer var gibi hissettim.
Bu partiye gelmem kesinlikle yanlıştı. Lauren'ı dinlemeyip onunla evde oturmalıydım.
''Sen...'' Jennifer'ın sesi hırıltı gibi çıktı. Jennifer'ı daha önce sinirli görmüştüm. Ama böylesini görmemiştim.
Çantamı alıp arkamı döndüm ve hızla ilerledim. Süper! Duygudan duyguya sürükleniyordum. İlk komik gelmişti. Ardından bunu yaptığıma şaşırmıştım. Sonra pişmanlık pençelerini geçirmişti. Şimdi ise sinirliydim. Hem Jennifer'a hem de kendime.
Jason'ı kapıdan çıkarken gördüm.
''Neler oluyor?'' diye sordu kaşlarını çatarak.
Ona beni bu partiye sürüklediği için bağırmak istiyordum. Ama daha fazla rezil olma riskini göze almadım ve başımı iki sallayıp koridorda hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.
Dışarı çıktım ve topuklularımı çıkartıp elime aldım. Eve gitmek ve bir şeyleri kırıp dökmek istiyordum. Ardında sakinleyip yorganımın altına girerdim ve uyumaya çalışırdım.
Sonra birden buraya Jason'ın arabasıyla geldiğim aklıma geldi. Sessizce sövdüm. Nasıl gidecektim eve? O arabayla geri dönmek istemiyordum. Jason'ı, Jennifer'ı hatta bu okulu bir daha görmek istemiyordum.
Çıplak ayakla nasıl eve gideceğimi düşünürken kolumu elektrik çarpma hissiyle çektim.
''Evelyn...''
''Bak buraya gelmem hataydı. Senin gelmem için zorlaman da hataydı. Benimle uğraşmayı bırak. Bay Bartlett ile de konuşacağım ve yerimin değişmesini söyleyeceğim. Ben...'' derin bir nefes aldım. ''Bunu istemiyorum. Beni etkilemeyi bırak.''
''Yani etkilendiğini kabul ediyorsun.''
Şu durumda da söylediği tek cümle bu muydu? ''Şu an yüzünün ortasına yumruk atmak için deliriyorum.'' Diye tısladım.
''Hadi, Eve.'' Dedi Jason. ''Neden bu kadar sinirleniyorsun?''
''Neden mi?'' güldüm. ''Jennifer'dan sürekli tehditler alıyorum. Bir bok yapacağından değil ama benimle ve arkadaşımla uğraşıyor. Ben normal bir okul hayatı istiyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibirli Gri (ASKIDA)
Paranormalİnsandan ayrı bir tür... Yemek yiyorlar, uyuyorlar, ölüyorlar... İnsanlarla neredeyse aynılar. Sadece insanlardan biraz daha üstünler. Kendilerine ait yetenekleri ve güçleri onları insanlardan ayrı kılıyor. Vampirler, kurt adamlar gibi artık sıkıcı...