Kadın elinde ki örgüyü sehpaya bırakarak yavaşça ayağa kalktı, sevecen gülümsemesi suratındaydı. Daha önce hiç bu kadar gülen yüzlü bir kadın görmemiştim.
''Merhaba tatlım ben Mariya. Kendimi tanıtmam lazımdı üzgünüm, sadece bir şeye ihtiyacın olursa diye buradayım. Bay Sokolov'un ev işleri ile ilgilenen yardımcısıyım.'' Son söylediğini sanki dünyanın en gurur verici işini yapıyormuş gibi söylemişti. Bu kadın burasının bir ev olduğunu falan mı düşünüyordu gerçekten? Eğer öyle düşünüyorsa kafayı yemiş olmalıydı. Ona kabaca itiraz ederken ellerim belimdeydi.
''Burası bir ev değil, bayan.'' dedim. Kadın güldü, beyaz dişleri pembe dudaklarından birer inci tanesi gibi gözüküyordu.
''Hayır, tatlım burası Bay Sokolov'un iş yeri evi değil. Beni sadece senin için getirdi, dediğim gibi sana göz kulak olacağım.'' Burasının iş yeri olduğunu ne kadarda rahat söylemişti. Burası lanet olası bir genelevdi. Muhtemelen bolca orospu ve yatakla dolu bir genelev birde bu Sokolov denen soğuk yaratığın evi mi vardı? Tabi vardı dün gece burada yalnız uyumuştum adam gelmediğine göre demek ki gittiği bir evi vardı. Ya da aşağıda ki orospulardan birinin pis yatağında uyumuştur kim bilir. Kadına yaptığım kabalığa devam ederken ellerimi şimdi önümde bağlamış ona bir iki adım daha yaklaşmıştım tam odanın ortasında duruyordum.
''Benim bir dadıya ihtiyacım yok.'' Kadın bir süre bana baktı, hala sakin görünüyordu. Bu sakinliği gerçekten sinir bozucuydu.
''Haklısın, ama mutlaka bir şeye ihtiyaç duyacaksın değil mi? Yemek, kıyafet, içecek bir şeyler ya da özel istediğin bir şey bunları yapmak için yanında birinin kalması gerekiyordu.'' Şu kadın neden bu kadar cana yakın ve her boku alttan alan bir tip olmak zorundaydı. Bu içimde ki fazla nefreti birine kusmalıydım, bunu ananem yaşında masum bir kadına yapmak istemiyordum. Kadın sessizliğimden istifade ederek bana iyice yaklaştı. Boyu göğsüme gelecek kadar kısaydı başını kaldırarak beni süzdü.
''Karnın aç mı tatlım?'' Aslında açtım ama açlıktan ölme sınırına gelene kadar yemek yemeye niyetim yoktu. Ona cevap verme zahmetine bile katlanmadan kafamı iki yana salladım. Üzerimde ki kıyafetlere bakarak konuştu.
''Peki, o halde, önce kıyafetlerini değiştir istersen. Bay Sokolov senin için kıyafetler sipariş ettirdi. Hepsini dolaba yerleştirdim. Banyoda da sana lazım olabilecek özel şeyler var. İç çamaşırları sağda ki komodinde.'' Ne yani bunların hepsi ben uyurken mi olmuştu? Bu insanlar bana bayılmam için ilaç falan mı vermişlerdi. Bu kadın on saat benimle beraber bu odada oturmuş, benim için alınan kıyafetleri dolaplara ve banyoya yerleştirmişti ben ise ölü gibi uyumuş muydum gerçekten? Bende üzerimde ki kıyafetlere şöyle bir baktım, o adamın kıyafetleri hala üzerimdeydi. Şu Boryenka mıdır, Sokolov mudur artık adı her neyse... Sanırım üzerimi değiştirsem gerçekten iyi olabilirdi. Dolaba doğru yürüyerek kapaklarını açtım. Dolabın yarısına adamın kıyafetleri sıkıştırılmış diğer yarısı da benim için doldurulmuştu. Bir sürü kıyafet vardı, hepsi açık renklerdeydi sade ve günlük hiçbir şey yoktu. Pastel tonlarda pantolonlar, yumuşak açık tonlarda kazaklar, gömlekler. Beni süsleyip bir barbie bebek gibi etrafta adamların ağzını sulandırmam için dolaştıracaktı bunu tamamen reddediyordum. Kapakları sertçe kapattım.
''Ne oldu canım? Kıyafetleri beğenmedin mi? Bay Sokolov hepsini senin için aldırdı.'' Ayağımı sertçe yere vurarak konuştum.
''Umurumda değil. Beni bir süs köpeği gibi süsleyip adamların ağzını sulandırmam için gezdirmesine izin vermeyeceğim. Ben o aşağıda ki orospulardan biri değilim ve asla da olmayacağım.'' diye gürledim. Tam o sırada kapıdan gelen bir geniz temizleme sesi ile kapıya döndüm. Soğuk adam kapıda dikiliyordu. Elleri pantolonunun cebindeydi. Üzerinde yine üç parçalı bir takım elbise vardı, bu seferki siyahtı. Boynunda ki kravat haricinde siyahlar içindeydi, kravatı ise kırmızıydı. Bir şeytan ya da azrail gibiydi, kötü olan şeylerden birisiydi işte. Ona karşı olan nefretim onu gördüğüm anda tüm bedenimi sarıyordu, gözlerimi kısıp kaşlarımı çatarak ona baktım ama bu hareketim onu zerre kadar etkilemedi. Kadına Rusça bir şeyler söyledi kadın hafifçe bir baş hareketi yaparak odadan çıkıp kapıyı arkasından kapattı. Adamın odadaki varlığı ile biranda her yer buz kesmişti. Üşüdüğümü hissederek kollarımı tekrar önümde bağladım. Bütün vücudumda bir titreme ve ürperme geziniyordu, adam bir şey söylemeden öylece kapıda dikiliyordu kafası hafifçe yana eğik gözünü kırpmadan bana bakıyordu. Uzun sessizlik beni boğarken adam üzerimde ki kıyafetleri inceliyordu. Onun kıyafetleri içinde ne kadar komik ve acınası görünüyordum kim bilir? Benimle konuşmadan bende ona tek kelime etmemeye kararlıydım zaten odanın ağırlaşan havasından çok rahatsızdım onunla yalnız kalmak korkutucuydu. İlerleyerek pencere kenarına doğru yürüdü tam önümden geçerken kokusu burnuma doldu varlığının rahatsız edici duygusu tüm bedenime işledi. Pencerenin önündeki koltuğa oturarak kolunu koltuğun arkasına yasladı ve bacak bacak üstüne attı hala bana bakarken oldukça rahat bir tavır takınmıştı. Yanında ki koltuğu göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARTANESİ (Soğuk Serisi - 1)
RomanceİKİNCİ BASKISIYLA RAFLARDA. Tüm masalları unutun... Büyük, kötü Ejderha belki de sandığınız gibi değildir. Belki de sadece yaralıdır ve Prenses belki de masallarda anlatılandan çok daha cesurdur. Ülkesindeki iç savaştan kaçan Zaina kadın ticareti ya...