8.Bölüm

106 39 7
                                    

Yalın esranı elindeki makbuzu çekerek aldı.İnanamıyordu.

-Allahım ben ne yaptım

Esra güldü

-işte bu. Pişmanlığını yaşadıysan kalk git yalın hadi. Amacım yalnızca buydu. Verdanın ne kadar temiz sevdiğini kabullendiysen nolur çek git. Seni bekleyen bir düğün var!

**

yalın şuan gitmek istemiyordu. aşırı derecede rahatsızdı durumdan. verda bu kadar iyiyken nasıl görememişti.

-verda, benim için çalıştımı

-zevkle çalıştı hemde. sen iyi ol diye herşeyi yaptı ama sen yaseminle bir olup ona fotoğraf gönderdin

-o işten haberim yoktu

-bana davetiyeni verdin. yasemini durdurmadın. verdada gelsin vazgeçser belki dedi açıkca

-düğün üzeri kavga etmek istemedim yaseminle yoksa durdur..

-verda düğününüzden haberar oldu. davetiyeyi gördü bugün.şimdi ne durumda benim arkadaşım haberin varmı!

yalın ağrıyan başını zor kaldırdı yukarıya.

-ben ona hep kötü davrandım. çok kırdım değilmi

esra inanmayarak baktı yalına. sonunda beklediği gibi kabullenmişti

-evet!

-bana okuldayken bir kitap vermişti ya duruyor hala

tebessüm ederek itiraf etti

-o kitabın aynısından verdada da var. ha birde senin yoklama kağıdını eline tutuşturduğun günki o kağıt hala odasında duruyor.

tebessüm ederekk dertleşiyorlrdı. hemde kaçırdığı adamla. kaçırdığı adama git diyordu ama yalın gitmiyordu

-gerçektenmi

tebessümle baktı yalın.

-neden bunları bilmiyorum

-çünkü kibrinden görmedin. esrada gurursuzca değil sessizce savaştı. e siz erkeklerde sessizlikten hiç anlamıyorsunuz

-beni rahatsız edecek hiçbir hareketi olmamasına rağmen.. ben onu cepte gördüm sanırım

-pisliksin çünkü

hiç sözünü esirgemeden beklemeden söylüyordu esra..

-verda bunu yaptığımı bilse kızar bana. o senin gelmeni bekliyor. gurursuz olmak istemediğinden sessizce bekliyor. ama o gün bana sanki verda gurursuzmuş gibi sıkıldım sizden dedin ya delirdim yalın!

-gerçekten egomu besliyormuşum ne kadar aptalım

-öylesin!

yalın bir saniyeliğine gözünü makbuza çevirip tekrar esrya baktı

-verda iyimi?

-değil. verda çok kötü yalın

-nakil olmaya mı ihtiyacı var? öyleyse ben halledebilirim. gerçekten yaparım. hem bu sefer başındada beklerim!

-o bile tehlikeli artık.

bir süre sessizce durdular. yalın farkına vardığı şeylerle yıkılıyordu. yasemini geçmiştide. verdaya ne büyük haksınzlık etmişti. pişmandı. kendisine nasıl değer verildiğini görememişti.

-şey yapmıştı esra hatırlıyormusun, boynum tutulmuştuda krem aramıştım. bana krem göndermişti hani?

-evet evet hatırlıyorum. gidip eczaneden almıştık senin boynun tutulunca

-ama ben tabi verdanın gönderdiğini sonradan öğrendim

tebesüümle söylemişti yalın esrada gülümsedi

-ama çok iyi gelmişti biliyormusun. hep ondan kullandım sonra. duruyor hala evde. tarihi geçtimi bilmiyorum

gülümsedi esra

-hadi yalın.. yarım kalmış bir düğünün var. yakınsın salona dışarı çıkınca bulursun

yalın gitmek istemiyordu

-yaseminde çok merhametliydi esra. sonradanmı değişti hep mi böyleydi şimdi dank ediyor. biz sevgili olduğumuzda hastalıktan yeni çıkmıştım. bayıldığım gün, sizde vardınız hatırlarsın. hep bakmış bana yasemin uyandığımda o vardı çorba yapmıştı

güldü esra

-yasemin yaptı sanıyorsun değilmi onları

-eee. sende yani o kadarda değil canım. yasemindi tabi.

-verdaydı canım. sen kendine gelmeden evden çıktı. kızarsın diye. verdayı ne zaman yakınında görsen küçümseici bakmıyormuydun. olan her kötü şeyi ona yıkmıyormuydun.

yalın hayretler içindeydi. verda iyi birisiydi ama bu doğru olamazdı. bildiği tüm doğrular bu şekilde yalan olamazdı. bu kadar kör olamazdı!

-bu doğru değil değil mi esra? bak bu doğruysa eğer ben çok üzüleceğim

-üzülürsen üzül. arkadaşım o gün herkesten çok üzüldü. eve geldiğinde ne kadar ağlamıştı. senin evinden çıkıyor ve eve yasemin giriyor. hangi kadın kaldırır bunu?

-ve biz o gün sevgili olduk

yalın idrak etmeye çalışıyordu

-esra inanmam için birşey söyle.. o gün benim yanımda olanın verda olduğuna inandıracak birşey de bana

-çorban, mercimek çorbasıydı yalın. bol limonlu bilendırdan geçmiş ve içinde defne yaprağı vardı

yalın inanamayarak bakıyordu. hayır hayır bu doğru olamazdı.. bu gerçekten doğru olamazdı. çorbadaki yaprağın kokusuna bayılmıştı ve adının ne olduğunu bilmiyordu. mercimek çorbasını hep taneli yemişti. o gün yediği öyle değildi. bol acılı ve limonluydu. çok net hatırlıyordu.

ve yalın aşık olduğu şevkati verda'ya değil yasemine oturtmuştu..

-b..beni beni verdaya götür ben ondan özür dileyeceğim esra.

kesik kesik konuşuyordu yalın. hiçbirşey umrunda değildi. kötü bir adamdı ve verdanın iyiliği altında eziliyordu gitmek ve verdayı görmek onun ayaklarına kapanmak istiyordu.. verda ne ceza verecekse kabul edecekti yeter ki affetsindi.. yalın verdaya gitmek istiyordu..

-Git düğününe yalın. ben istediğime ulaştım. şimdi arkadaşımın yanında olmak istiyorum!

esra ayağa kalkmış gözleri yaşlı yalına bakmıştı. böylesini tahmin etmemişti. yalının kalın duvarları, minnetsiz hali, kimseyi takmaz görntüsü, verdayıda esrayıda ezercesine bakışları esrayada veraya da hep yalının kalpsizliği görünmüştü.

verdanın cesareti kırılmıştı..

verdanın kalbi kırılmıştı

verda saç uçlarına kadar kırılmıştı..

-esra Allah aşkına götür beni. evini bilmiyorum bana bunu yapma. göreyim onu nolur. son kez ya tamam belkide ilk kez özür dileyeyim elini tutayım.. verdaya iyi gelir belki? benim için değil verda için yap..

Ölürken Bile Hasretim Sana (#bulbeniİlkbahar2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin