Öncelikle söylemek istediğim bir şey var :) Whatpadde ilk kitabım, fakat 6 yıllık bir geçmişim var. Umarım kitabımı okur desteğinizi eksik etmezsiniz :)
**
""aşıklar, aşkları karşılık görmediğin de yapılacak en mantıklı şeyin o kişiden vazgeçmek old...
⭐Uzuuun bir bölümle geldim sizlere :) Daha da önemlisii ❗❗ TANITIM VİDEOMUZ medyada :) Ölürken Bile Hasretim Sana hikayemizin tanıtım videosunu izleyip bölümümüzü okuyun ve yorum ve votelerinizi eksik etmeyin :)
(DÜĞÜN!)
Yasemin aylardır hayalini kurduğu günün gelmesiyle kendine hayran aynanın karşısında bakıyordu.
-Yasemin bunlar ne olacak
-Ne bileyim Sevil teyze of herşeyi bana sormayın!
-Kime soracağım. Senin kuşağın sonra kaynanam kuşağımı kaybetti diye ç..
-Anneee.. ver sen bana onu.
Kuşağı almıştıı Yalın. Annesi odadan çıkınca tek kalmışlardı..
Sabahtan beri kaprisi öldürüyordu yaseminin.Düğün sitresi diye tölere ediyordu ama farkındaydı ki yasemin hep böyleydi.
-Of yalın dikil orada sen! Benim makyajım akıyor sen dikil
-Ne yapmamı bekliyorsun?
-Bir şey beklemiyorum. İşe yarayacağın yok bari nedimelerimden çağır. Odada annenin ne iş var sinirlerim hopluyor!
-Yasemin! Sabredeyim diyorum ama sende de hatır gönül yok.
-İşine geliyorsa. Verirmisin şu fondeteni.
-Sen varya yasemin ciddi bana tahammül edemezsin ha. En ufak birşey yapsam ortalığı birbirine katarsın farkında mısın?
-Ne tahammülü? Herkes yapması gerekeni yapacak tahammüle gerek kalmayacak.Ben senin moralin düzgün dursun diye pohpohlayacak biri değilim sürekli!
-Seninle varya kötü gün geçmez ha
-Kötü gün kimseyle geçmez yalın! kötü gün geçircek olsam seninle evlenmezdim. ben iyi günler için evleniyorum.
Elbette herkesin temennisi buydu ama kötü güne de var olmalıydı insan.. Yalın o an uzun uzun baktı yasemine.
-Ben hastahanedeyken günlerce beni bekleyen, ateşlendiğim gün başımda bekleyen, bana çorba yapan o gün ki yürekli kadın sensin yasemin! şimdi ne oldu!
Yasemin dudaklarını ısırdı. Bu konuyu deşecek değildi. Yalını bu şekilde etkilemişti. Ateşlendiği gün bayılan yalını arabasına atıp evine götüren başında bekleyip çorbasını yapan kişinin Verda olduğunu yalnızca Verda ve Yasemin biliyordu. birde Esra..Yalının halsiz ve ateşli olduğundan haberdar olan yasemin geçmiş olsun deyip telefonu kapatmıış okulda bayılan Yalını ise Verda eve getirip bakmıştı. Yalının baygın halleri, kendine gelene kadar devam etmiş ve Verda yalının çorbasını yapıp Yalın'a farkettirmeden çıkmıştı evden. Yalının kendisini görmesinden korkmuştu. Zira bir keresinde yalının burnu kanadığında verda ona peçete uzatmış, yalın ise;
-Ya bana yardım edecek en son kişisin uzak dur benden!
diyerek tüm eforunu bitirmiş o günden beri yalının yanında hep farkettirmden olmuştu.. Yalına kızgınlığı kadar sevgiside büyüktü.. Bu yüzden o uyanmadan çekip gitmişti. Kapıda karşılaştıkları yasemin, olayı bu şekilde öğenmiş ve çok güzel üslenmişti bu iyiliği. Yalın kendine geldiğinde iyilik meleği yasemini görmüş hissettiği şevkati yaseminle tamamlamış ve o gün yalın ve yasemin yakınlaşmışlardı. Yalının en son hatırladığı okulda gördüğü kantin duvarıydı sonra bayılmıştı. Bir gün boyunca mayışık bir haldeydi ve uyandığında başında ıslak havlusu sirkeli suyu ve hazır çorbası vardı. ve birde yasemin..
Yasemin o gün bu olayı üstlendiğinden beri yalın, Yasemini seviyordu. Ama sonrasında kafasına oturttuğu şevkatli yaseminle bir yıldır birlikte olduğu şuan ise gelinlikler içinde saattler sonra karısı olacak yasemini kafasında hiç uyuşturamıyordu. Yasemin mi değişmişti, yoksa hep böyleydide yalın mı farkında değildi..
Annesine bile kötü davranırken üstelik haklı bile değilken yalın neyin kahrını çekiyordu.
Yalın 'hadi ya' deresine alaylı bir ifadeye baktı.
-Birincisi karşında sürekli kullanacağın bir hizmetçin değil evleneceğin adam var. Hani sen kahır çekmek için evlenmiyordun ya benimle, bende senin kahrını çekecek değilim.
-hadi ya?
-ve annemin bir suçu olsa uyarımı yaparım. Onlar nerede ne yapacağını bilen insanlar sahip çıkmama gerek yok!
Gülümseyerek yalının yanına geldi seda. İkisinin düğün üstü kavga etmesini istemiyordu.
-Hadi enişte gel sen biraz alttan a..
-lan daha ne kadar alttan alacağım!
Yalın kapıdan bir hışımla çıkmış düğün salonunun balkonuna geçmişti.
- lan bu Esranın bedduası falan mı tuttu anasını satayım.
Yalın kendi kendine söylenirken aşşağıya indi iyice bir havasını alacak sakinleşecekti.! Şuan nasıl bir hata yaptığı düşünüyordu ve bunu şuan hiç mi hiç düşünmemesi gerekiyordu. 'pişmanlığın sırası nikah masası değildi..' Sigara paketini çıkarmış bir tane sigara yakmış düğün arabasına yaslı bir halde duruyordu
-Ne zaman annemi görse çıldırıyor! N'aptı kadın anlamıyorum tahammülü yok.
Yalın toz olan damat ayakkabısını sildi.
-lan ben geçen ateşlendiğimde yasemin tatildeydi bir kerelik mi gösterdi bana o şevkati. Nasıl bir kadın oldu bu böyle.
Kendi kendine söylenen yalın sustu. Elindeki sigarayı atıp yeni bir tane daha yaktı.
-Varya şu kadar insan toplanmış olmayacak bu kadar masraf yapılmış olmayacak birkez daha düşünürüm bu olayı. Kadına bak ya hep ters!
Yalın sigarasından bir nefes almıştı ki ensesinde duyduğu acıyla yere kapaklandı.
**
HUUU :) BU MÜTHİŞ(!) DÜĞÜNÜN DAMADINI KAÇIRANDA KİM. NE DERSİNİZ? ESRA İŞGÖREN, İŞBAŞINDA OLABİLİR Mİ :) VOTE VE YORUMLARİNİZİ BEKLİYORUM :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
