The Emperor's Love

5.Bölüm

Kamu spotu: Tomris İskitlerin ilk kadın kralı *-* burada erkek ve baba oldu ama olsundu :D birde Türkler asla savaşmadan geri dönmezdi arkadaşlar heheheh 😂😂

Nesem benim Hüzünlü Kelebeğimin sesi çok güzeldir. Medyadaki şarkıcının sesine çok benziyor sesi. Bence daha bile güzel, kalbi gibi kendi gibi. Seni seviyorum kelebek gene yanıma uç ❤❤❤ Kırmızı kollu ahtapot daha kocaman sarılabilesin diye ❤❤❤❤

Yazılı olmayan gelenekler vardı.
Sadece söz olsa bile adının Töre diye geçtiği ve tüm krallıların bağlandığı gelenekler.

Bunların uygulanabilirliği tartışılırdı ama Töre belliydi. Savaşa giden iki komutan kılıcını çekmeden önce son bir kez karşı karşıya gelip barışı ararlardı.

Nesilleridir olduğu gibi bu kural gene iki ordunun Kral'ını yüz yüze getirmişti.

İki Kral da görkemle atlarının üstünde duruyordu.

İlk kimin konuşacağı meçhuldü. Havada sadece bir birini tartan gözlerin ağırlığı vardı.

Sonra Çin Kral'ı konuştu ve

"Sana ait olan bir şeyi benim yaptım." dedi.

Söz havada asılı kalırken Roa arkasında gizlediği çocuğu öne çıkardı.

****

Gök yıldırım olup ortalarına düşse bu kadar büyük bir şaşkınlığa sebep olamazdı...

Sadece birkaç saniye şokun neden olduğu rüzgar aralarında esti.

Sadece birkaç saniye...

Sonrasında ise havanın ağırlığı tufan olup gürlerken herkesi bir birine katmış gibiydi.

Kai titreyen bacaklarının üstünde durmaya çalışırken sadece abisini gördü. Sonra Roa'nın öne atılışını ve hızla çekilen kılıçları.

İstemsizce feryat etti.

"Abi!"

Kris her zaman merhametliydi. Yüreği öyle yüceydi ki peşinden ölüme yürümek için sadece gözlerine bakmak yeterdi. Ve öfkesi öyle bir alevdi ki tüm dünyayı yakardı.

Kris güçlüydü...
Ve korkusuz.

Merhameti hafif meltem gibi yüreğini serinletirken, siniri çölün ortasında kalbini yakardı. Ve gücü acımadan öldürürdü...

Kai, Abisinin yenilmeyeceğini biliyordu. Kuvvetine defalarca şahit olmuştu ama Roa öyle kalıplıydı ki Kai korkuyordu.

Sonra kılıçlar birbirine çarptı.

Kai gözleriyle görmese inanmazdı. Roa, Kris'in hamlesini savurarak geriye doğru adımlamasına neden olmuştu.

Daha fazla izleyemezdi.

Bacakları onu taşımaz hale gelince dizlerinin üstüne düştü.

Sonra bir ses emretti.

"Roa! Silahını indir!"

Herkes taşlaşmış gibi kıpırtısız kalırken bütün bakışlar Sehun'a döndü. Kai duyduğunu anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Gelenekleri unuttum mu Tomris! Kılıcının sesini savaş meydanına sakla!"

Sehun'un demesiyle Kai'nin bakışları babasına kaydı.

Babası gözlerini kısmış ona bakıyordu ölçer gibi... Ve bakışları öyle yoğundu ki Kai sadece gözlerine bakarak ruhuna -kalbine- kadar görebileceğini düşündü. Ve hemen bakışlarını kaçırdı. Yaptığı hatalarla ailesinin karşısına çıkamazdı.