18.Bölüm

3.2K 270 145
                                    

Aşkım senin kadar çok çok maheretli olamam ama bende ufacıkta olsa senin için olsun istedim. Teşekkür ederiiimmmmm❤❤❤❤❤❤❤


Gün batmış ve tekrar doğuyordu.

Kai oturduğu ağacın altından hiç kıpırdamadan durup beklemişti.

Soğuk, açlık ya da başka herhangi bir şey aklına gelmemişti sadece beklemişti.

Saçmaydı belki ama beklemişti işte.

Çalıların arasından yüzüne çarpan güneşe doğru bakarak kafasını kaldırdı.

Derince iç çekti.

Ne ileri gidebiliyor ne de geri dönebiliyordu.
Arafta asılı kalan ruhlar gibiydi.
Gülümsedi...
Öyle canı çekilmişti ki gerçekten ruh gibi hissediyordu.

Sonra güneş en tepeye çıktı.
Çiçekler açtı.
Bütün orman uyandı.

Ama Sehun gelmedi.
Gelmeyecekti.

Yavaşça doğrulduğunda ne yapacağını bilemeden kalakalmıştı. İskit topraklarına geri dönemezdi. Çünkü bu anlaşmayı bozar ve iki krallığı tekrar savaşın eşiğine getirirdi. O zaman yaptıkları şimdi komik görünse bile bütün her şeyi boşa atmak istemiyordu. Bir sürü insanın-askerin hayatı söz konusuydu sonuçta. Daha da korkunç görüneni ise ailesini utandırmaktı. Hata üstüne hata yapmıştı şimdi geri dönüp yüzsüzce kendini kabul etmesini isteyemezdi kimseden. Bütün kusurlarıyla bir kez dikilmişti zaten karşılarına. İkincisini yapamazdı...

Sehun'a da gidemezdi...
Kim dönebilirdi ki aşık bir adamın yanına.
Belli ki çocukları da vardı.

Gözyaşları ruhunu boğarken, gururu Kai'yi tüketiyordu.

Onuru daha fazlasına izin vermiyordu.

O yüzden beklemişti zaten Kral'ı.

Kai geri dönemezdi ama Sehun onun için gelebilirdi. Bir umut demişti yüreği, ikisi içinde tutunacak küçük bir umuttu Kral'ın adımları...

'Ama gelmedi.' Diye bağırdı bütün benliği. Yüreği bu ağırlığı kaldıramazken az ilerde onu sabırla bekleyen askere seslendi.

"Roa!"

Yapılı adam yaslandığı kayanın arkasından çıkarken Kai'de ona doğru yürüdü ve üzerine doğru gelene alayla gülümseyerek

"Eeee Kralınız şimdi ne emretti?" diye sordu.

Ne kadar umursamaz görünmeye çalışsa da alacağı cevabın endişesi ve kalbinin acısı yüzüne yansıyordu.

"Kral sadece size eşlik etmemi ve güvenliğinizden emin olmamı emretti. Yapmak istediğiniz her şeyde özgürsünüz." Dedi ve Kai

'Ve işte bu kadar' diye düşündü.
Sehun ve o bu kadardı.
İkisi için daha ilerisi yoktu.

Kral onu istemediğini defalarca yüzüne vurmuştu. Ne kadarda aptaldı. Nefesini titrekçe içine çekerken ne zaman bu kadar onursuz olduğunu hatırlamaya çalıştı. Yüzünde acı bir gülümseme oluşurken en başını düşündü. Kral'ı öldürmek için çadırına girmişti ama onun yatağını ısıtan bir fahişeden öte olmamıştı. Ve gururunu ilk orada ayaklar altına almıştı.

Gözyaşlarını yutmaya çalışırken

"Siyahın matemi olmaz." Dedi ve saraya doğru döndü.

*****

Lay, Kris'in kılıç kullanamadığını öğrenmesi ihtimalinden öyle tedirgin olmuştu ki bütün günü ondan kaçarak geçirmişti. Akşamsa o gelmeden yatarak uyumuştu.

The Emperor's LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin