Kamu spotu: Guatama diye geçen isim aslı Guatama Buddaha dır ve Budizm de ilk iç aydınlanmayı yaşayıp dine yön veren eserleri yazan kişi olarak bilinir. Upali ise onun öğrencilerinden biridir. Bende Budizm hakkında öle çok fazla şey bilmiyorum. Yani benim içinde iç huzuru arayan turuncu giyen barışçıl insanlardan öte değiller ondan yanlışım varsa affola.
Yağmur damlalarının kana boyanmış metali temizlemesine izin vermeden kılıcını tekrar savurdu Sehun. Tüm bedeni sinirden yanıyordu. Korku, öfke ve nefret hareketlerine yön verirken bir Kral'ın olması gerekenin aksine en önde kaçan hainleri avlıyordu.
Kai'ye kurdukları pusu haberinden beri öfkesi öyle bir esiyordu ki gücü tüm askerlerine sıçramış ve senelerce önü alınamayan isyanı bastırır vaziyete getirmişti.
Sehun'un hareketleri iyice vahşileşirken askerleri daha da öne atılmıştı. Ve Kral ezip geçen adamlarını görünce durup etrafına bakındı. Düşünceler beynini kemiriyordu.
Onun olana dokunmaya kim nasıl cüret edebilmişti.
Kılıcı tekrar kesti.
Yetersizdi...
Kral olarak da bir eş olarak da yetersizdi...Hükmüne karşı büyüyen isyan senelerce sürüp giderken şimdide Kai'ye uzanmıştı kolları.
Lanet olası!
Tanrı şahitti ki hepsini kendi elleriyle diri diri gömecekti.Nefesi sıklaşırken beyni öldür emri veriyordu. Bu allahın cezası arbedeye son verip geri dönmeliydi.
Kai'ye dönmeliydi...
-----
Kısa süre sonra isyancılar bozguna uğrarken açık arazide küçük parçalara bölünüp kaçmaya uğraşır hale gelmişlerdi. Bu arada Kral Kai'nin iyi olduğu haberini almıştı ama gözleriyle görmesi lazımdı. Asıl nefret ettiği ise o yanında değilken bunların yaşanmasıydı.
Sinirle tekrar alevlenirken komutanına dönüp emir vermişti.
"Kaçan ve karşı koyan herkesi öldürün."
Komutanı duyduğu emirin ağırlığıyla ezilirken
"Teslim olanlar?" Diye sordu.
"Tutsak alınsın."
"Ama tek bir tanesinin bile kaybolmasına izin vermeyin."
Kral'ın siniri herkesi korkuturdu ama şimdiki buyruğu-hareketleri öyle kesindi ki önüne geleni yutup yok ediyordu. Ve öfkesinin gölgesi etrafı kolaçan ederken şimdilik kazandığını biliyordu. Sonra hızla atını bularak karanlığa sürdü.
Gittiği yer belliydi.
Alacağı canın merakı vardı sadece...
----
Kai önünde yürüyen keşişi takip ederek ilerledi. Geçtikleri ihtişamlı kapının ardından büyülenmiş hissediyordu. Etraftaki heykeller öyle mistikti ki sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi hissettirmişti. Ve çevreye yaydıkları enerji o kadar huzur doluydu ki Kai kaldığı ikilemde iyice şaşkına dönmüştü.
Ruhunun karmaşası yapının sakin sessizliğiyle boğuşuyordu.
Gözlerini çevresine bakmaktan alamazken takip ettiği keşiş önce onu ıslanmış kıyafetlerinden kurtarmış sonra ise kurulanmasına olanak sağlayarak temiz rahat kıyafetler vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Emperor's Love
Fiksi Penggemarİki Kral da görkemle atlarının üstünde duruyordu. İlk kimin konuşacağı meçhuldu. Havada sadece bir birini tartan gözlerin ağırlığı vardı. Sonra Çin Kral'ı konuştu ve "Sana ait olan bir şeyi benim yaptım." dedi. Söz havada asılı kalırken Roa arkasınd...