Karanlıkta adım sesleri yükselirken karşısında beliren siluetle gözlerini kısıp duraksadı.
Yüzünü örten pelerin onun kim olduğunu saklıyordu. Ama görmese bile kim olduğunu söyleyebilirdi. Çünkü insan en iyi dostlarını tanırdı ya da düşmanını...
Pelerinli, sakladığı yüzünü gösterirken
"Beni buldun." Dedi.
"Çünkü bulmamı istedin." Diye cevap verdi. Diğeri sakince kafasını sallayarak onayladı.
"Nedenlerimi merak ediyorsundur."
"Hayır. Neyi, neden yaptığını biliyorum. Merak ettiğim başka."
"Sana istediğin her şeyi verebilirim."
"Karşılığında?"
Diğeri başını eğerek tekrarladı.
"Karşılığında... Bir şey istemeye hakkım yok. Yanında olmama izin ver sadece."
Kısa bir sessizlik karanlıkta yükselince pelerinle olan tekrar devam etti.
"Bana güvenebilirsin."
"Endişe ettiğim sadakatin değil." Neyi kastettiğini anlayınca hemen konuştu.
"Ölümden korkmuyorum. Sadece onu güvende tut."
Çünkü bunu ona borçluydu.
Adımlarını geldiği yöne doğru çevirirken kafasını salladı
"O zaten güvende." Dedi ve ekledi
"Burada kal ve gelecek emirleri bekle."
********
Kai saraya doğru geri dönemeye hazırlanırken yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu. Son bir haftadır yapılacak düzenlemeler için kafa yormuşlardı ve bugün sonunda düşünceleri işleme dökmek adına adım atmış; sulama kanallarının yolunu temizlemişlerdi.
Yolun tadilatı bile bir sürü köylüye iş yani ekmek olmuştu.
Huzurla iç çekerken ona doğru uzatılan çiçeği alıp, onu veren kıza gülümsedi. Gülümsemesi yüzünde genişlerken üzerine doğru gelen Kral'a baktı. Evet halkı için yararlı şeyler yapmak onu mutlu ediyordu. Ama içinde durduramadığı kıkırdama dürtüsünün nedeni bu adamdı.
O geceden sonra Sehun değişmişti. Öyle kocaman bir adım atamamışlardı belki ama bu kadarı bile güzelliklere boğmuştu Kai'nin kalbini.
Keşke en başında dürüst olsalardı bir birlerine. Kırmak, kaçmak yerine açık olup konuşsalardı her şeyi. Ya da en başında gösterseydi Kai, Sehun yanında olduğu sürece hiç bir şeyin onu yıkamayacağını. Derince bir nefes verirken aklından geçenleri boş verdi. Bu mutluluk için yaşadığı her şeye razıydı.
Kral elini tutarken gülümsedi. Gerçekten sonu Sehun'a çıkacaksa geçtiği yolların hiç bir önemi yoktu...
*****
Kris "Hey, heyyy sakin ol!" diye uyarırken Lay yüzünü buruşturarak elindeki kılıcı bir kez daha savurdu.
Uzun olan iyice gerilerken diğeri durduramadığı şikayetleri sıralamaya devam ediyordu.
"Hem neden bu kadar ağır bu!"
Kris gülümsemesini saklama gereği duymadan
"Çünkü o bir kılıç." cevabını verdi. Lay elindekini rastgele savurmaya devam ediyordu.
"Ama o kadar ağır ki hem dengemi bozuyor hem de hızlı hareket etmemi engelliyor."
Uzun olan ellerini pes edercesine kaldırıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Emperor's Love
Fanficİki Kral da görkemle atlarının üstünde duruyordu. İlk kimin konuşacağı meçhuldu. Havada sadece bir birini tartan gözlerin ağırlığı vardı. Sonra Çin Kral'ı konuştu ve "Sana ait olan bir şeyi benim yaptım." dedi. Söz havada asılı kalırken Roa arkasınd...