10

124 2 0
                                    


            Ertesi gün rahat bir uykunun verdiği huzurla uyanmıştım. Hemen hazırlanıp kahvaltı için aşağıya indim. Annemi ve babamı öptüm. Hızlıca kahvaltımı bitirip okula gitmek istiyordum. Bu aşırı heyecanımın dikkatleri üzerime çektiğini anca hissedebilmiştim.

              "Ne?" dedim.

                 Kaşlarını kaldırarak birbirlerine baktılar sonra babam, "Hiç sadece her gün olduğundan biraz daha mutlusun gibi geldi bize." dedi.

                 Annem, "Biraz mı, fazlasıyla mutlusun bence." diyerek arkamdan boynuma sarıldı.

               "Acaba bize söyleyebileceğin bir şeyse.." dedi babam.

           "Yok!" dedim aniden ve hemen pişman oldum."Yani.. demek istediğim. Hiç bir nedeni yok." hemen çantamı alıp evden çıktım. Yoksa yanlışlıkla ağzımdan kaçırabilirdim.

                    Onlara yalan söylemekten hiç hoşlanmıyordum ama bu konuyu onlara söylersem kalplerinin kırılmasından korkuyordum. Bu düşüncelerle boğuşurken okula varmıştım. Öğle arasında buluşup bir plan yapacağız. Nasıl bir şey söyleyip gerçek ailemi aramaya gidebilirim. Tabii ki tek gitmeyecektim. Jenna ve Niklaus ta gelecekti ama önce bir planı oluşturmamız gerekiyordu. öğle arası olduğunda yemekhaneye gidip bir masa seçtim ve oturup etrafıma bakınmaya başladım.

                 Arkamdan gelen sesle aniden irkildim.

            "Oo, erkencisin bakıyorum."

            Bu Jenna'ydı. Nerede olsa tanırdım. Bu rahatlık, alaycı tavrını ve tabii sesini.

             "Aptal. Beni korkuttun." diye söylendim.

            Yanımdan geçip karşıma oturdu ve çantasını ve montunu çıkartıp yanına bıraktı.

               "Özür dilerim. Ee ne yapıyoruz bugün."

             "Bugün üçümüz plan yapacaktık sakın unuttum deme Jenna."

               Gözlerini hafif açarak kafasını oynatmadan gözlerini kaçırdı ve sonra bana gülümsedi.

          "Yok canım olur mu hiç öyle şey? Unutmadım elbette."

          Ben de ona cevap olarak hafifçe sırıttım ve etrafa bakınmaya başladım. Nerede kalmıştı bu, neden bu kadar gecikti?

            "Ne oldu kime bakıyorsun? Birini mi arıyorsun?" dedi alaycı bir sırıtışla.

            Yanaklarım ısınmıştı sanırım. "Hiç kimse." dedim direk ve konuyu nasıl değiştirsem diye etrafıma bakınmaya başladım.

           Ama ben daha konu bulmadan Jenna bana doğru eğilip bir elini masaya vurarak parmağını bana doğru salladı.

            "Yalan!"

         Eminim şu anda dışarıdan çok kötü görünüyordum çünkü gözlerim neredeyse yuvalarından fırlayacaktı.

          "N-ne?" gergin bir şekilde gözlerimi kaçırarak kafamı salladım. "Ha-Hayır.Hiçte bile."

                 "N-ne?" Diye benimle alay etmeye başladı aman ne güzel. Suratımı asmıştım bu da onun daha çok hoşuna gitti. "1- Kızardın. 2- kekeliyorsun. 3- Gözlerini kaçırıyorsun."

               "Kimi bekliyorsun böyle. Dur tahmin edeyim. Mike hani şu spor kaptanı." bunu derken bana göz kırpmıştı. Ona ağzım açık bir şekilde bakıyordum. "Ya da john, hani şu inekler başkanı olan." bunu derken de rahatsız olmuş gibi görünmeye çalışıyordu. "Yoksa beni mi? Aa ama ben zaten buradayım."

Gerçekler (Şeytan Kız serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin