0.3

36 3 0
                                    

EMRE KUTAY
ÇİRKİN İNSANLAR

" ne yapmayı planlıyorsun.
Hayatının tamamını bu odada geçirip hayatın boyunca insanlardan korkmayı mı?
Yeter artık."

Ve bir sinirli çığlık daha küçük evde yerini aldı.

" tamam anne boş ver, ona yardım etmeyi bırak, bizi dinlemiyor bile."

Ablamın sakinleştirici sesi annemin sadece bir dk kadar susmasını sağladı ve hemen ardından bütün apartmanı sallayan bir gürültü koptu.

" yeter artık ben bıktım. Beni köpek gibi kullanmasından bıktım. Bana bunu yapmaya hakkı yok."

Bir kaç sert ve hızlı adım sesleri geldi ve kilitli kapıma sertçe vuruldu

" duydun mu? Beni bu yaştan sonra böyle peşinden koşturtmaya hakkın yok. Git. İstemiyorum seni. Orospu..."

Haklıydı ama insanlardan kaçmam benim elimde olan bir şey değildi.

"Oros-"

Kulaklıklarımı kulağıma taktığım an bütün sesler kesildi ve kulaklığımdaki kız hafifçe bir şarkı mırıldanmaya başladı.
Haklıydı.
Üç çocuğu arasında onu bu kadar yoran ve yıpratan bendim.
Sözlerinin hiç birine üzülmedim yada alınmadım ama bu sefer bir şeyler farklıydı,
bana olan siniri ve cümleleri aynıydı ama benim...
Hiç bir şey hissetmiyordum.
Normalde her böyle bir bağırışma olduğunda ya kulaklık takar yada sorunu düşünmeden kitap okurdum ama bu sefer içimdeki düşünceler sözlerinden kaçıcak kadar bile umursamadım annemi,
umursayamadmı.
Kitap her zaman güzel bir kaçış yöntemiydi ama şu günlerde onu bile hissedememeye başlamıştım.
Hiç bir şeyi hissetmiyordum.
Ne korku,
ne heyecan,
ne de suçluluk,
hiç bir şey.
Annemin beni sevip sevmemesi umrumda değildi diğer bütün insanların beni sevmediğini ve benden tiksindiğini varsayarken birde annemin benden nefret ettiğini araya katarsam ne fark ederdi ki.
Telefonuma arka cebime koyarak yavaşça yerdeki rengi aslında beyaz olan ama terden hafif farklı bir renge yer vermiş olan çorabı alarak ayağıma geçirdim.

" yeter."

Dışardan gelen sese karşı parmağım otomatikmen ses açma tuşuna giderek sesini sona kadar açtı.
Birisi size kilitli kapınızın ardından bağırırken kulaklık takmak hem kötü hemde iyi bir şeydir.
Kötü tarafı kapının ardında neler olduğunu duyamamanız iyi tarafı ise kendinizi yavaş yavaş dışarıda olan olaydan soyutlamanızdır.
Çorabın diğer tekinide alarak ayağıma geçirdim ve bir anda neredeyse kulaklarımı dolduran müzik gitti. Kulaklıkları kulağımdan çıkararak gerçek hayattaki seslerin kulağıma dolmasına izin verdim ve yatağımın yanında duran küçük dolabıma uzanarak içinden bir tane yedek kulaklık aldım.
Kulaklıklarımın sürekli bozulması artık çok normalleşmiş bir şeydi çünkü ben kulaklığımı 7/24 takıyordum ve gece yatarkende buna dahil olduğu için doğal olarak kulaklık içindeki teller zarar görüyor ve bozuluyordu.
Kahkaha sesi duydum ve hemen ardından ablamın iyileştirici özelliği olan sesini

" hatırlıyor musun bir keresinde banada böyle küçükken bağırmıştında bende evden kaçmıştım."

Annemin sakinleşip rahatlayan sesindeki kahkahaya dayanamayan suratım kendiliğinden buruştu ve ellerim hemen ardından kulaklıkları kulağıma taktı.
Bu hayatta en nefret ettiğim şey bir insanın gülmesiydi.
İki tane ablam vardı ikiside Antalyada kalıp sadece tatillerde buraya geliyordu ortanca ablam bazen bir ay boyunca gelmediği bile olurdu ama en büyük ablamın bu hafta erken gelmesine sevinmiştim çünkü o olmasa annem evdeki herşeyi kırar,
beni hırpalar ve bütün mahallenin duyacağı bir şekilde bana küfrederdi. Ama ablam burda.
O mükemmel üniversiteyi %100 burslu bir şekilde bitirip işini eline almış bir aile kurmak üzere olan ablam.
Benle çelişen ablam.
Benim aksime annemi mutlu eden ablam.
Peki,
her kavgamızda ablam annemi güldürüyordu ama ya ben?
Her kavgada sessizce içine bir yara daha alıp yavaşça gömülen ben.
Belkide bu yüzden artık bir şey hissedemiyorumdur
belkide bu kadar yara bana fazla gelmiştir ve içimdeki küçük çocuk boğularak intihar etmiştir.
Yerdeki halının desenin en ince ayrıntısına kadar bakarak yavaşça fısıldadım

" benim yanımda kitaplarım var."

Ben her üzüldüğümde yanımda olan kitaplarım,
beni intihar etmekten vazgeçiren kitaplarım ve gine beni intihara itip yalnız bırakan kitaplarım.
Kitaplar uyuşturucu gibidir. Uyuşturucu gibi size hayal kurdurtur ve tadı o kadar güzeldirki bağımlılık yapar ama bir yanda sizi bencilce hayattan soyutlar aynı uyuşturucu gibi sizi kendi dünyanızla baş başa bırakır.
Aynı özgür olmak isteyen bir eroinmanın düştüğü çelişkiye düşmüştüm.
Kitaplarımı bırakmak istiyordum ama tatları o kadar güzeldi ki gerçek dünyayı unutarak kitabın o tadında kendimi kaybediyordum.
Daha sadece 15 yıldır hayattaydım ve 15 yıldırda insanlardan kitap yardımıyla kaçıyordum.
Kitaplar benim insanlara karşı kurduğum buzdan duvarlarımdı. Kendimi bildim bileli hep sosyal fobim

(Sosyal fobi veya sosyal anksiyete
bozukluğu sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur.)

vardı ve sırf bu fobi yüzünden bütün hayatım cehenneme dönmüştü.
Eğer bana ailen mi?
yoksa kitapların mı?
Diye sorucak olursanız hiç düşünmeden kitaplarım derim.
Ailemi sevip sevmediğimden değil her çocuk gibi her ne kadar bazenleri aramızda savaşlar yaşansada bende ailemi seviyordum ama benim bu yaşıma kadar yanımda olan tek şey kitaplarımdı. Bütün ailemin yanımda olduğunu biliyordum ama bu dünyada beni tek anlayan şey kitaplarımdı.
Okuduğum her kitapta geçmişimdeki yaşadığım savaşlardan kalan bir iz vardı.
Bir tane kitabın kapağı büküktü çünkü o kitabı sınıfta herkes eğlenip gülerken kapağı tutan elimi sıkarak okudum.
Bir tane kitabın ön sayfasında saçma sapan çizimler vardı çünkü o anda birisi benle konuşurken fazla heyecanlanmış uğraşacak bir şeyler bulamayıp önüme gelen şeyi karaladım.

Benim kitaplarım benim savaşlarımı nasıl kaybettiğimi gösteren gerçek hayallerdir.
Benim her kitabım bir savaşımı kaybedişimin göstergesidir.
Ben bir sürü savaşa katıldım ama hiç birinde savaşmak için uğraşmadım sadece savaşı kaybettiğimi en başından kabullenip kitap okudum çünkü ben savaşıcak kadar güçlü değilim.
İlk savaşımda yıkıldım ve bir daha hiç ayağa kalkamadım,
ayağa kalkmak içinde uğraşmadım,
dediğim gibi bütün savaşları kaybederek öldüm ve ölürken sadece kitap okudum aynı şu an annemin sakinleşip yavaş yavaş mutlu olan sesine karşı verdiğim savaşta kaybettiğimi kabullenerek kitap okudum gibi

 İlk savaşımda yıkıldım ve bir daha hiç ayağa kalkamadım, ayağa kalkmak içinde uğraşmadım,dediğim gibi bütün savaşları kaybederek öldüm ve ölürken sadece kitap okudum aynı şu an annemin sakinleşip yavaş yavaş mutlu olan sesine karşı verdiğim savaş...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gine kaybettim

***

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

çirkin HAYATLAR, çirkin İNSANLAR (düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin