ATEŞ SOYKIRAN
ÇİRKİN İNSANLARKötüydüm,
hemde sonuna kadar,
hemde yolda ağlayan küçük çocuğa bağıracak kadar,
hemde her sabah önümden çekinerek geçen kıza herkesin ortasında çelme takıcak kadar. Ama O kızın okulun ortasında, herkesin önünde düşmesi yada o çocuğun ona bağırdım diye
daha da fazla ağlamasının suçlusu ben değilim.
Bütün herşeyin suçlusu sizsiniz. Çünkü beni kötü olmaya siz zorladınız,
bide üstüne üstün sırf kötüyüm diye benden uzak durdunuz. Sizce bu dünyada gerçektende iyi olan bir insan var mı?
Bence artık kendinizi kandırmayın ve gerçeklerle yüzleşin." hoş geldin Ateş "
Hafif önden gelen annemin sesiyle beraber farkında olmadan gözlerimi kitaptaki okuduğum satırdan kaldırarak bende umursamazca onu selamladım.
Cidden,
hani böyle kitabın en güzel yerlerini okurken tam duygusallaştığınız anda, tam o satırları hissetmeye başladığınız anda bir insan sizle konuşmaya çalışır yağ?
İşte bu hayatımda en nefret ettiğim şey. Sanki bir kaç dk daha geç gelsen olamıyor.
Tabi bu gelicek olan kişi bizim okuldaki kızlardansa siz benim dediğimi unutun gitsin.
Hadi ama gerçektende kendini böylemi kandırıyorsun.
Bana doğruları söyleyen iç sesimi dinlemedim bile" anne "
İşte benim selamlama şeklim böyledeydi,
bir anne kelimesi ve bir dahaki konuşmaya kadar sessizlik.
Odama girerken halen daha kitaptaki sorunun cevabını düşünüyordum.
tamamen iyi olan bir insan var mıydı?
Helede bu gerçekçi olan dünyada.
Bence düşünmeye gerek yok,
kitapta yazar cevabı çok güzel vermiş,
gerçektende bazı insanlar kendilerini bu konuda kandırıyorlar,
hemde kötü olduklarını bildikleri halde.
Altımla aynı anda boxer ımı çıkarırken kitapta yazan diğer şeyleri düşündüm. yazar,
kötü olmasının kendi suçu olmadığını, diğer insanlar yüzünden olduğunu söylüyordu,
sanırım bunu anlamak için kitapta biraz daha ilerlemem gerekiyordu,
aslında o koskocaman paragrafta pek önemli bir cümleymiş gibi durmuyor, ama en küçük cümleler bile aslında yazarın saatlerce düşünerek yazdığı cümlelerdi,
o cümle belki size bir şey ifade etmezdi, ama yazar için o cümleyi kağıda yazmak bile ayrı bir heyecandı.
Siyah boxerımı havaya kaldırarak incelemeye başladım.
%100 pamuk ha?
Normalde boxer giymeye karşıyımdır ama nedense bu gün nedensizce içimden bir boxer giyme isteği gelmişti, hey bakmayın öyle,
hem neden bir insan çıplak dolaşmak varken iç çamaşırı giysinki acayip rahat bir şey,
emin olunki dışarıda çıplak dolaşma gibi bir şansım olsa hiç durmam, elimdeki boxerı bacaklarımdan geçirdim ve dolabımdan siyah bir pantolon alarak salona doğru yürüdüm. Benim için çıplaklık bir sorun değildi hatta bir keresinde karşı komşumuzun 12 yaşındaki küçük kızı bize kek getirdiğinde sırf önüne üstümde hiç bir şey olmadan- tamam, biraz tuhaf ama evde yalnızken her zaman tamamen çıplak, iç çamaşırı giymeden dolaşırım- çıktığım için dava edilmişliğim bile var. Evet biraz saçma olabilir ama kız iki gün boyunca etkisinden çıkamamış, yakışıklılığımdan yoksa hayatında ilk defa çıplak bir vücud gördüğünden mi bu kadar etkilendiği hiç kimse tarafından bilinmiyor ama hey,
bu kimin umurunda yakışıklıyım, derslerim iyi,
neredeyse okulun en popüler çocuğum ve üstüne üstlük basketbol takımının kaptanıyım,
ha birde okuldaki bütün kızların süsülü hayallerinin ana karakteri olamam var. Pantolonumu ayaklarımdan geçirerek mutfağa yürüdüm ve duvara asılı olan kocaman televizyonu açarak karşısındaki mini bara oturdum.
Evet,
mutfağımızda rafları içkilerle dolu bir mini bar var süper değil mi?
Aslında düşününce hayatımın ne kadar da süper ve kusursuz olduğunu anlıyorum.
Dönen uzun tabureye otururken kemerimi bağlayarak cinayetlerle ilgili bir kanal açtım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çirkin HAYATLAR, çirkin İNSANLAR (düzenlemede)
Fiksi RemajaBen kimim biliyor musun? Ben her kitapta olan, sadece o güzel ve yakışıklı ana karakterin aşklarını yaşarken birbirlerine sarılıp durduğu kaldırımda yanlarından geçen, başında kapüşonu olduğu için hiç bir zaman fark edilemeyen gereksiz, sadece or...