Multimedya - Eda
-Bana at.
-Ya bir git abicim.Denize gelmiştik. Hava çok sıcaktı. Klasik İzmir havası vardı. Deniz masmaviydi. Çok temiz bir yere gelmiştik. Fakat burada bana göre insanlar yoktu. Hep zengin şirineler vardı. Ben buralara göre değildim. Ama bu denize göreydim. Selin,Yaren,Deniz,Savaş,Berke,Anıl,Yağmur,Gökçe,Eda,Nazlı ve Pınar valeybol oynuyorlardı. Ben oynamak istemediğimi belirtmiştim. Onlar da ısrar etmemiş hemen kabul etmişlerdi. Şuan Deniz Anılla top atma konusunda tartışıyordu.
-Lan gerizekalı. Topu niye kıza atıyorsun ?
-Ama çok güzel Deniz ne yapayım abicim ya ?
-Biz burda oyun oynuyoruz. Sen kız kes. Ne kadar akıllısın.
-Teşekkür ederim.
-Mal.Ve böylelikle kavgaları sona ermişti.
-Yareen ?
-Efendim kanka ?
-Gel Deniz'e girelim.
-Rüya sen iyice sapıklaştın. Bana girecekmiş tövbe tövbe.Diyip kahkaha attı bay salak.
-Ahh ne yapıyorsun ya ?
-Alt tarafı kafana deniz kabuğu yedin. Kırılmaz o merak etme.
-Ben seni kırcam şimdi bekle.Maalesef tehdidini yaptı. Bu demek oluyor ki kaçmalısın. Koşarak denize girdim. Benim üç adımım onun bir adımı olduğu için denizin içinde belimden kavradı. Ama bir dakika ben ilk defa bu kadar geldim. Hep kıyılarda oturup deniz dalgalarının ayaklarımı ıslatmasını izlerdim. Ben kesinlikle derine gidemezdim. Gerçi şuan herkese göre kıyı bana göre derin olan bir bölgedeydik. Deniz beni tutmasa kesin boğulurdum.
-Deniz yemin ederim sana bir daha karışmayacağım bırak beni lütfen.
-Kafama deniz kabuğu atmanın cezasını ödetirim küçük hanım.
-Ben denizden çok korkarım. Yalvarırım bırak.
-Savaş !
-Geliyorum.Ne oluyordu ? Ne planlıyordu bunlar ?
-Rüya kurtul lan ! Denize bırakır bunlar seni !
Yapardı bu Deniz.
-Ya Deniz bırak lütfen.
Ayak bileklerimde bir el hissetmemle yerimde sıçradım. Deniz kolumun altından Savaş pisliği ayak bileğimden tutmuş yavaş yavaş ama gittikçe hızlanan biçimde sallıyorlardı. Etrafa baktığımda herkes bize bakıp gülüyordu. Olamaz !
-Yapmay....
Kafamı sert bir şeye çarptım. Birşeyin içindeydim. Gözümü istesemde açamıyordum. Yukarı çıkamıyordum. Bunlar beni derine fırlatmıştı. Burnuma kadar su doluyordu. Kulaklarıma bedenime.. Kalbim durmuyordu. Sanki 'bir daha atmayacağım sabret' der gibi çarpıyordu. Kendimi kaybetmeye başlamıştım bile..
Deniz'den
O salak bunu haketmişti. Onu fırlatmıştık. Çok ta iyi olmuştu. Nasılsa yüzme biliyor çıkar sudan.
-Hadi çıkalım gelir o.
-Tamam.Gülerek denizden çıktık. Yaren telaşla yanımıza geldi.
-Rüya nerde lan ?
-Fırlattık.Diyip Savaşa göz kırptım.
-Sen salakmısın lan ?
-Gelir birazdan bekle.
-Derine fırlattım deme.
-Of ! Yaren nasılsa yüzme biliyor. Gelir.
-Bilmiyor gerizekalı.Şoktaydım. Bu kız yüzme bilmiyorsa...
Koşarak denize girdim. En derine yüzdüm. Onu görmüştüm. Suyun içinde çok yavaş çırpınıyordu. Hemen kucağıma alıp yüzeye çıkardım. Gözü kapalıydı. Yüzünde tek renk yoktu. Bembeyazdı. Kumsala yatırıp nefes alıyormu diye yaklaştım. Çok yavaştı. Çok fazla yavaş. Suni teneffüs!
Dudağına yapışıp ağzına nefesimi verdim. Dudağımda hafif su ile geri çekildim. Tüm suyu içinden boşalttı. Allahım yaşıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZENİM
ChickLitAnnesi ve babasını trafik kazası sonucu kaybeden 18 yaşındaki bu kız teyzesi Yeliz Keskin, eniştesi Tuncay Keskin ve playboy kuzeni Deniz Keskin ile yaşamı nasıl sürecek? Hikayenin sonundaki büyük sır olayları değiştirecek mi ?