1. Bölüm

74 4 2
                                    

Günümüz

"Sıkılmaya başladım." Arkamda duran adamlara baktım. Ölümüme şahit olmak için buradaydılar ama sıkıldıklarını söylüyorlardı. Gerçi her gün bir kaç kişiyi kendilerinin öldürdüğünü tahmin ettiğimden sıkılmalarını mantıklı buldum. Yüzümü gökyüzüne çevirdim. Ayı kısmen gölgeleyen bulutlar yağmurun habercisiydi. Benim damlalarını hissedemeyeceğim yağmurun. Rüzgar vardı ama üşütmüyordu. En azından şimdilik.

Arkamda ki adamlar homurdanmaya başladığında ellerimi köprünün kenarlarında ki demirlerden ayırdım ve kendimi serbest bırakmak istedim. Yapamadım. Nereye düşeceğimi bilerek atlayamadım. Bu yüzden arkamı döndüm. Katilimin adamlarına baktım, ardından da gökyüzüne. Ellerimi demirden son kez ayırdım. Yatağıma sırt üstü atlıyormuşum gibi. Bir nevi aynı şeydi aslında. Sadece altımda ki yatak su doluydu ve ben bir daha o yataktan kalkamayacaktım o kadar.

Acaba beni, yani cesedimi, bulmaları ne kadar sürer diye düşündüm hala düşerken. Sonra bu sorumun yerini başka bir soru aldı. Acaba cesedimi bulabilecekler miydi? Hala aşağı düşüyordum. Üzerimde ki beyaz elbisenin tülleri, saçlarım gibi uçuşuyordu. Kendimi tavşan deliğine düşen Alice gibi hissettim. Sonra suyun soğukluğu bütün düşüncelerimi dondurdu ve ben iyice dibe batarken buna izin verdim. Gözlerim son kez kapanmadan ve beynim işlevini yitirmeden önce son kez hayal ettim: kardeşimin beni affettiğini...

2 Gün Önce...

"Ceylin! Onlar senin gerçek ailen bile değil, bunu yapmak zorunda değilsin."

"Biliyorum Miray ama bu onlara karşı borçlu olduğum gerçeğini değiştirmiyor maalesef." dedim önümde kağıtları masaya vurarak düzeltirken. " Üstelik şu an sahip olduğum her şeyi onlara borçluyum, biliyorsun."

"Tamam, sustum. Zaten konuşmam senin kararını değiştirmeyecek inatçı keçi."Ona minnetle gülümsedim. "beni tanıman ne kadar hoş."

"Ee akşam ne yapıyoruz bakalım" diye sordu kahvesinden bir yudum alırken. Ağzımı aradığı her halinden belliydi. Bana şüpheyle bakıyor ve bir açığımı arıyordu. Bakışlarımı kahveme indirdim birazdan yiyeceğim azara karşı kendimi hazırladım. Söyleyeceği şeyleri şimdiden duyabiliyordum. Birbirimizi bu kadar iyi tanımamız gülümsememe sebep olurken önüme gelen saçımı kulağımın arkasına atarken kahvemi içerek zaman kazanmaya çalıştım. "Yine işim var deme sakın." Gözlerimi kaçırdım. "Ceylin?"

"Maalesef." Derin bir nefes aldım ve o söze başlayamadan devam ettim. "Yarın akşam bir şeyler yaparız olur mu?" Tatlı bir şekilde gülümsedim. "Hatta gecede sende kalırım. Kız gecesi yapmayalı baya oluyor."

"Ecrin sorun beraber vakit geçirememiz değil ki..." Gözlerinden benim için endişelendiğini anlayabiliyordum.

"Benim için kaygılanmana gerek yok. Sonuna yaklaştığımı hissediyorum. Şuanda bırakırsam benim aileme olmasa bile başkalarına bir zarar verebilirler. O zaman dolaylı olarak bundan sorumlu hissederim."

"Peki ya sana bir zarar verirlerse. O zaman dolaylı olarak bundan sorumlu olmaz mıyım seni vazgeçirmediğim için?" Benim kelimelerimi kendi tarafına çekerek son kez vazgeçirmeye çalışıyordu. İkimizde bunun boş çırpınışlar olduğunu biliyorduk. Saatime hızlıca bir bakış atıp, yeterince geciktiğimi fark ettim. "Merak etme, çok dikkatli olacağım. Söz veriyorum." Bana kuşkuyla baksada daha fazla itiraz etmeyeceğini biliyordum.Masanın üzerinde ne varsa çantama tıktım ve yerimden kalktım. "Gitmem gerek. Bu konuyu ne kadar çabuk halledersem o kadar iyi." Başıyla beni onayladığında, saçlarına küçük bir öpücük kondurup neredeyse koşarak kafeden çıktım.

Katiline GülümseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin