Annem, Ediz ve ben arabaya doğru gittik. Ediz ve ben arka koltuğa oturduk. Annem sürücü koltuğa oturup anahtarı kontağa sokup arabayı çalıştırdı. İnşallah sorunsuz bir akşam yemeği olur. "Çok yakışıklı olduğunuzu söylemişmiydim bayım ? " , "evet söylemiştiniz güzel bağyan teyefon numayanızı ayabiliymiyim acaba " , "Ben tanımadıklarıma telefon numaramı vermem bayım", "tanışabiliyiz güzel bağyan" kahkaha atarken annem araya girdi "o nasıl bir söz eve gidelim size bir ceza vermek gerek!" Ediz'le aynı anda "Ama anne" , "ama ayneee" annem yalan bir sinirle kaşlarını çatıp "aması yok küçük hanım ve küçük bey " , "Ne ceza veyicen ayne ?" meraklı gözlerle bakıyordu anneme böylede çok tatlı ya. Bi hamlede yiyesim var. "Onu sonra düşünücem. Şimdi düşünmem gereken başka birşey var. Gerçi heyecandan hiç bir şey düşünemiyorum." annemi ilk kez böyle görüyorum. umarım bi sıkıntı olmaz. "tamam ayne, kötü biyşey olacağını sanmıyoyum ne de oysa ŞEN BANA KIYAMAZSINKİİ" ahh akıllı bıdık , annemi zayıf noktasından vurdu. Şimdi aklıma Murat geldi. Matematik dersinde söylemişti bana akıllı bıdık diye neyse efkarlanmayacağım.
Annem tam ağzını açtı ki telefonum çaldı. Elimdeki telefona baktım. 'seyyar çene' telefonuma böyle kaydettim. cidden çok konuşuyordu ama çok seviyorum Ceyda'mı. taşınalı hiç konuşmadık kızacak gene bana. "Efendim bonibonummm" , "Hiç yağcılık yapma(sesi üzüntülü) , hiç aramadın,sormadın,mesaj atmadın,unuttun hemen beni, tabii ben kimimki unutursun hemen, benim yerime yeni arkadaşlar bulmuşsundur şimdi , aldatıyorsun dimi beni, biliydim ya böle olacağını, gitme kal dedim dinlemedin, son zamanlarda soğuk davranıyordun bana , gittin anladım ama aldatmak ne he ne demek aldatıp bırakıp gittin(sesi normal ses tonuna döndü) okulda neler oldu biliyormusun Mete bana çıkma teklifi ettiii-deyip çığlık attı-, sonra Yağmur Yaşar'la çıkıyor -deyip ikinci bir çığlık attı-, Beden hocası gitti yeni taş gibi hoca geldii - deyip üçüncü çığlığı attı-" telefonumu kulağıma yaklaştırıp "Bitti mi ceyda?" dedim. "evet bitti " dedi. "Nefes al be kızım , bendeki kulak deme, şimdi beni iyi dinle ve örnek al bir kaç cümle ile özet geçeceğim senin gibi uzatmayacağım." , "hı anlat bakalım gıcık ne var mı benim konuşmamda Allah Allah " , -Sorusunu es geçip- "Ben şuan annemin yeni işi var onun yemeğine gidiyoruz yarın salı okuldan sonra her şeyi anlatacağım sana biraz boşladım biliyorum ama işler vardı özür dilerim. şimdi kapatmam lazım annem arabayı park ediyor söz her şeyi anlatacağım." deyip telefonu kapattım. "Hadi inin bakalım bay ve bayanlar" dedi.
Arabadan inip elbisemi indirdim nede olsa otururken biraz yukarı toplanmış. Sonra Ediz'i indirdim. Annemde inince topuklu ayakkabılarla zor da olsa şık, lüks , pahalı bir restoran 'a doğru yürüdük. Kapının önünde kırmızı halı vardı. "Hoş geldiniz Merve hanım bu taraftan" diyerek tahminen masaya doğru yöneltti. Masalar uzun dikdörtgen şeklindeydi. sandalyeleri buz mavisi rengindeydi. üzerindeki süsler mumlarda öle. Çok güzel bir renkmiş. Oturacağımız masaya baktığımda Su , Arda ,Kerem , Can vardı. Ve onların babaları. "Hoş geldiniz Merve hanım ", diye tanışma faslı başladı. "Kendinizi tanıtır mısınız hanımefendi" Bunu söyleyen artık amcamı desem bilemedim. "Ben özge ceylan kızı oluyorum." yeterli bilgi verdiğimi düşündüm. "Tanıştığıma memnun oldum, duyduğuma göre bizim çocuklarla aynı okuldaymışsın buna sevindim. Su 'yu da tanıyorsun tanışmıssınız onun babasıyım." dedi. "Tanıştığıma memnun oldum " dedim. "Ben de Arda ve Kerem'in babasıyım bende memnun oldum" ," bende özge tanıştığıma memnun oldum" . Sonra sert uzun boylu biri geldi karşıma "Merhaba ben can 'ın babasıyım tanıştığıma memnun oldum"dedi sevecen bir sesle. Hiç beklemezdim böyle biri çıkacağını, çocuklarla iyi anlaşan biri gibi görünüyor. Ben daha çok sert buz gibi bakışları olan tersleyen biri zannederdim. Ayrı bir gülümsemeyle "Bende özge tanıştığıma memnun oldum." dedim. Tebessüm edip elimi bıraktı, tabi bende.
Bakışlarımı Ardaya çevirdim. Beni baştan aşağı süzüyordu. Bende süzmeye başladım. Kapalı kırmızı renginde ceket , içinde siyah bir gömlek, beyaz bir papyon ve aynı kapalı kırmızı renginde pantolon gümüş renginde saat vardı. Epey bir yakışıklı olmuş kabul.
