Yağmur rüyasından kan ter içinde kalktı. Kabus görmüştü. Aceleyle mutfağa gidip su içti. Şu içerken eli bile titriyordu. Yatağına geri gitti uyumaya çalıştı. Ama o kabustan sonra uyuması biraz zor görünüyordu. Sağına döndü olmadı soluna dondu yine olmadı. Koyunları saymaya başladı. O da işe yaramıyordu. Halen daha gördüğü rüyanın etkisindeydi. Çıkmıyordu aklından.
Yataktan aniden fırladı. Hayır olamaz dimi? Kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Rüyasını gözden geçirdi. Rüyasında Ali yi başka bir kızla birlikte eğlenirken görmüştü. Aslında o kadar önemli bir şey değildi. Peki niye Yağmur etkilenmişti bu kadar. Neyden korkuyordu? Yoksa gerçekten? Yoksa gerçekten Ali ye aşık mı olmuştu?
İnanmıyordu kendine. Bunca zaman kendi bile fark edememişti. O kadar şiir yazmıştı ama yine de bu düşünceye saçma gözüyle bakmıştı. Şimdi ise düşüncelerinden kaçamıyordu. Beyaz bayrak çekmişti hayata karşı. Teslim olmuştu.
-" Ben gerçekten Ali ye aşık olmuşum." Bunu jetonu düşen insanlar gibi dışından söylemişti Yağmur.
Kafasını yastığa geri koydu. Uyumak istiyordu. Saate baktı. Saat daha 3.00 dı. Sabaha çok vardı. Gözlerini kapattı. Yine Ali vardı karşısında. Hayalinde belki de rüyasında. Önceden olsa gözlerini hemen açıp bu düşünceden kurtulmak isterdi. Peki ya şimdi?
Şimdi tek istediği Ali nin hayalinle uyumaktı. Gözlerini sımsıkı kapattı. Ali yi daha net görebileceğini umuyordu böylelikle. Hayalinde Ali yle kendini konuşurken sohbet ederken buluyordu. İlk askimsin sen benim diyordu Yağmur Ali ye. Birden durakladı hayalin içine ederek tekrardan yataktan kalktı.
Peki ya Ali? O beni seviyor mudur? Ya sevmiyorsa? Zaten yeni tanıştık nasıl sevebilir ki beni? Ayrıca benden bir üst sınıfta. Ya sevgilisi varsa? Ya boşu boşuna umutlanıyorsam?
Yağmur yine kafasını yastığa koydu. Bitmek bilmeyen sorular vardı aklında. Ama hiç birinin cevabı yoktu. Saat 3.30 olmuştu.
-" Hadi kızım uyu artık yarın okul var uyuman lazım!!!" Yağmur kendi kendine konuşmaya başlamıştı.
Gozlerini tam kapatmak üzereyken. Gözleri şimşek gibi açıldı.
Ali ye yazdığı şiiri bulamamıştı daha. Neredeydi bu şiir? Nereye koymuştu?
Yorganını üzerinden çekti. Çekmeceklerini boşalttı. Aramaya başladı. Oda darma duman olmuştu. Hiç bir yerde yoktu. Düşünmeye başladı. Mektup en son cantadaydı. Sonra Defni nin öldüğü günlerde Ali yi motive etmek için Ali nin yanına gitmişti. İşte o günden sonra mektup yoktu. Yoksa Ali nin evinde mi düşürdüm? Ama nasıl düşürebilirim ki? Hiç çantaya....
Tabi ya telefonumu almak için çantamı açtım ve o ara düştü.
Yağmur kıpkırmızı olmuştu. Ali şimdi biliyor muydu onun sevdiğini?
İnanmıyordu Yağmur kendine. Nasıl yapmıştı böyle bir hatayı. Demek ki sevmiyordu Ali. Seviyor olsaydı şimdiye kadar bir cevap bile verirdi. Rezil olmuştu işte.
Gözunde ki yaşlar yastığını ıslatmaya yetmişti. Neye üzülecegini bilemiyordu. Ali nin karşısında rezil olduğu için mi yoksa aşkına karşılık bulamadığı için mi üzüluyordu Yağmur.
Gozleri yaşlı bir şekilde uykuya daldı. Gün doğmadan neler doğar Yağmur....;-)
..........
-" Ali uyan oğlum sabah oldu. Bak okula geç kalacaksın." Bu Serap hanımın sesiydi. Her sabah ki monotonluğu yaşıyordu. Her zaman ki gibi Ali yi kaldırmakla cebelleşiyordu.
-" Anne 5 dakika daha lütfen" Ali yorganını bırakmak istemezcesine sarılıyordu.
Serap hanım yine aynı taktiği kullanacaktı. Sabahları Ali yi yataktan kaldırmanın tek yolu ona karşı köz kullanmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güç SAVAŞÇILARI
Science FictionKim demiş süper kahramanlar olmaz diye. Hayatımızın her anında bizi korumak için uğraşırlar biz farkında olmadan. Belkide bizim için süper kahramanlık ;bir polisin suçluyu yakalamasıydı yada köpekten kaçarken komşunun aniden çıkıp köpeği kovalamasıy...