Medya 1: Enes
Medya 2: Melis- 9 Ay Sonra -
Annemin bağrışlarıyla uyandım bir gece. Yanına koştum, acılar içinde kıvranıyordu. Babamı çağırdım. Hemen hastaneye doğru yol aldık.
Sanırım beklediğim ,ilk defa güzel hayaller kurabildiğim, gün geldi...
Acil servisten beyaz giysili bir hemşire çıktı. Kucağında ise "Kardeşim". Ne kadarda heycanlanmıştım... O bir erkekti ama bu önemli değildi benim için. En azından artık yanlız kalmayacaktım. Sürekli onunla gezip, oyunlar oynayacaktım...
Babamdan bir şey rica ettim. Adını ben koymak istiyordum.
"Baba! Baba! Adı Enes olsun, lütfen!!"
Babam hayır diyememişti.
"Pekâla, olsun bakalım " dedi.Kardeşim gittikçe büyüyordu. Ben onu gerçekten çok seviyordum. Annem bana değer vermiyordu. Enes' in de aynı şeyler yaşamasını istemiyordum. Bu yüzden kimseye vermediğim değeri ve kimseden görmediğim değeri ona veriyordum...
Gün geçtikçe daha hızlı büyüyordu. Ve ben gittikçe seviniyordum. Ailem de gerçekten seviyordu Enes'i. Sevincim bu yüzden...
En azından o benim yaşadıklarımı yaşamayacaktı...
Çok tatlı bir bebekti bu. Annem, benim küçüklüğüme benzediğini söyledi. "Madem ben bu kadar tatlıydım, neden şimdi bu kadar acıya katlanmak zorundayım ? O da benim gibi acı çekecek mi ? " Umarım yanlış düşünüyorumdur. Fakat aklımdaki sorulara cevap bulamıyordum. Kafam çok karışıktı.
"Eğer o benim kadar acı çekerse dayanabilir miydi? Benim kadar güçlü olabilir mi? " aklımdan geçen sorulara son vermeye çalışıyordum.Annem, hiç ses çıkarmamı söyledi. Enes'i uyutmuştu. İstersem biraz dışarı çıkıp oyun oynayabilirmişim. Dışarı çıktım.
"Tek başıma ne yapacağım şimdi ?" diye sordum kendime. Çünkü hiç arkadaşım yoktu...
Biraz dolaştım boşboş. Sonra oyun oynayan bir kaç kişi gördüm. Yanlarına gitmek istedim ama cesaret edemedim. Nasıl arkadaş olunurdu biriyle? Daha önce hiç arkadaşım olmamıştı ki(!). Bilmiyordum. Bu yüzden tek kalmak daha mantıklı gelmişti bana. "Sıkıldım artık!" diye söylenerek eve doğru yürürken yanıma bir kız geldi...
"Merhaba, adın ne?"
"Yaprak" diyerek cevap verdim. Ne kadar da aptalım. Onun ismini sormayı unuttum.(!)
"Benimki de Melis" dedi. Ben sormadan cevap verdi. İçimi okudu galiba.
Sonra cesaretimi toplayıp, nerede oturduğunu sordum.
"Yan binanızda." dedi gülümseyerek. Peki onu neden hiç görmemiştim!
Amaan boşver... Nasıl olsa ilk arkadaşım. Çok sevinmiştim tanıştığımıza. Dile getirmeden edemedim.
"Tanıştığımıza memnun oldum." dedim.
O da gülümseyerek: "Bende" dedi.
Sonra birlikte yürüdük eve doğru. Gerçekten yan binada oturuyormuş. Zamanın nasıl geçtiğine hâlâ bir anlam veremedim. Ama bâya bir geç olmuştu. Hava kararmak üzereydi.Eve gittiğimde annem biraz sinirli görünüyordu. Özür diledim. Ama bana gerçekten çok kızmıştı. Umrumda değildi açıkcası. İlk defa bu kadar mutlu günlerden geçiyordum. Kimse beni üzemezdi...
Koşarak Enes'in yanına gittim. Hâlâ uyuyordu. O tombiş yanaklarına teker teker, kocaman öpücük kondurdum. Ve yorulmuştum. Yatağıma geçip, biraz uzandım. Sonra uykuya dalmışım...Çok kötü bir kabus görmüştüm.
Kan ter içinde sıçradım yataktan. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum.
"ANNE!!!!!" , "BABA!!!"
Ama sonuç?! Kimse yok ..."Ne annem yanımda oldu o gece ne de babam...
Ölsem umurlarında olmam. Ama o var Kardeşim, Enes'im... Onun için katlanmaya devam edeceğim. Keşke banada biraz değer verseler...
Küçücük bir kız çocuğuyum ben. Her şeyden korkacak, her şeye kırılacak, her şeye üzülüp , ağlayacak yaşta bir kız çocuğuyum. Ama ben doğduğumdan bugüne yanlız bırakılmış, istenmemiş biriymişim zaten. Ne bekliyorum ki..(!)
İstenmeme sebebimi Babannem anlatmıştı bana. Annem, ben daha bebekken nefes alamam için yüzüme yastık basmış. Keşke o gün ölseydim. "
Bunları düşünürken gözlerim kapandı yavaş yavaş ve sonunda uykuya daldım.
Uyandığımda çok güzel bir gün geçirme ümidiyle kalktım ayağa... İlk yaptığım şey Enes'i görmekti. Gittiğimde hâlâ uyuyordu. Bir bebek bu kadar çok uyur mu? Korkuyordum, ya bir şeyi varsa ya hastaysa..(!) Allah korusun. O hasta olmasın , ben olurum. Gerekirse ölürüm ama ona bişey olmasın...
Babama söyledim:
"Enes neden bu kadar çok uyuyor ? Korkuyorum, acaba hasta mı?""Sanmıyorum kızım, bebekler gelişmesi için uyumalılar."
"Peki" dedim. İnanmamışçasına...
Aslında gayet iyi gözüküyordu. Belkide ben değer verdiğim tek insanı kaybetmekten korktuğum içindir, bilmiyorum...
Onunla birlikte kurduğum hayallerim renkliydi sadece. Belkide siyahtan vazgeçecek kadar seviyorum onu. Belkide o beni Siyahtan vazgeçirecek tek kişi. Bu yüzden, eğer ona zarar gelirse tekrar siyahtan hayaller kurmak zorundayım (hayal denebilirse). Ve bunu istemiyorum...
"1- Arkadaşlar sizce bölüm nasıl olmuş?
2- Enes hasta mı?
3- Yaprak ile Melis'in arası nasıl olacak?"Yorumlayın lütfen. 🌸
Eleştirilere her zaman açığım. Dikkate almaya çalışacağım. Ayrıca eğer kitabımı beğeniyorsanız, vote verip destek için arkadaşlarınıza önermeniz beni mutlu eder... ❤
Şimdiden okuyan gözlerinizden öper ve vereceğiniz destekler, voteler içinse çok teşekkür ederim. 😘😍
#SiyahSevenler'im 💘💎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHTAN HAYALLER
Non-FictionDaha hayatımın baharındayken, tüm çiçeklerim soldu... Yanlızlık zor gelmişti... Peki bu kadar acı çekmişken, Neden mi sustum? " Güçlüydüm..." Gökkuşağı tarafından dışlanmış siyah gibi, insanlar tarafından dışlanmış Tanrı'yım bir nevi... Yanlız fakat...