Uyandığımda üstümde hiçbirşey yoktu.
Justin çoktan uyanmıştı sanırım aşağıdaydı.
Hemen yataktan kalkıp banyoya girdim.Üstümü değiştitip aşağı indim.
'Günaydın bebeğim.'dedi Justin kollarını belime sararken.
'Bunları sen mi hazırladın?'diye sordum şaşkınlıkla.
'Evet, olamaz mı?'dedi ve güldü.Güzelce bir kahvaltı ettikten sonra sinemaya gittik. Aynı Yıldızın Altında'ya girdik.
Salona girdik ve yerimize geçip filmin başlamasını bekledik.
****
'Ağlıyor musun sen?'diye sordum ve gözyaşlarını silip ona sarıldım.
'Bu, bu nasıl bir film böyle?'
Ardından o da benim gözyaşlarımı sildi ve kollarını sıkıca belime sardı.
O olmasaydı ben ne yapardım?
'Seni asla bırakmayacağım.'dedi ve dudaklarıma yapıştı.
'Seni bir yere götüreceğim.'dedi ve elimi tutup arabaya bindik.
'Nereye gidiyoruz?'diye sordum.
'Sürpriz.'
'Pekala.'Bir süre sonra araba durdu ve inip Justin'in elini tuttum.
Justin, siyah hırkasını giymiş şapkasını takmıştı.
Bende aynı şekilde.
Hava kararmıştı zaten.'Burası.'dedim ve durdum.
'Tanrım, uzun zamandır gelmiyorduk.'dedim.
Küçükken ailelerimizi bizi buraya getirmeleri için zorlardık.
Burası harika bir lunaparktı.İçeri girdik ve ilk önce dönme dolaba bindik.
Üstelik buranın manzarası da harikaydı.
Sonunda yukarı çıkmıştık ki durdu.
Bu yüzden şanslıydık.
Biraz da olsa yükseklik korkum vardı ama Justin yanımda olduğu sürece hiçbirşeyden korkmuyordum.
Justin bunu bildiğinden elimi tuttu.'Şimdi neye binelim?'diye sordu.
Etrafıma bakındım ve karar vermeye çalıştım.****
'Hadi gel benimle.'dedi ve elimi tutup koşturmaya başladı.
Ardından bir yerin önünde durduk.'3 top.'dedi ve parayı uzattıktan sonra ilk topu alıp karşıdaki hedefi vurmaya çalıştı.
İlkini vurmuştu.
Diğerini de vurmuştu.Son ve en büyüğü kalmıştı.
Herkes etrafımıza toplanmıştı, Justin'i izliyordu.
Sonuncuyu da vurmuştu.(multi)'Bir imza alabilir miyim lütfen?'diye sordu bir hayran.
Ona imza verdikten sonra tekrar arkamı döndüm ve büyük bir Simpson oyuncağıyla karşılaştım.
Arkasında da Justün vardı.(multi)
'Bu çok tatlı.'dedim ve ona sarıldım.
'Ve çok ağır.'dedim ve güldüm.
Bu oyuncağı benim için kazanmıştı çünkü peluş oyuncakları sevdiğimi biliyordu.
'Seni seviyorum.'
'Seni seviyorum.'