İngiltere
Julia Garwood bu sabah erken saatlerde babasının odasına çağırıldığını duyunca hem heyacanlanmış hemde korkmuştu çünkü babasını sadece Akşam yemeklerinde görüyor, konuşmaya çalışıyordu ama babası her zaman sorulara kısa cevaplar verip geçiştiriyordu. Bu sabah ne olmuştuda babası onunla görüşmek istiyordu bilmiyordu. Bu düşüncelere dalmışken hizmetçisi ona tekrar haber verdi ‘’ Hanımım babanız sizi ofisinde bekliyor! ‘’ Julia hemen yataktan kalkıp elbisesini giyindi tuvalet masasının önüne geçip oturdu hizmetçisi saçlarını çabucak halletti.
Julia’nın en sevdiği yeri saçlarıydı belkide ona annesinden kalan en önemli şey olduğu içindi ama yinede çok seviyordu, saçları kızıl rengindeydi ve insanlar bu saç renginden hiç hoşlanmıyor nerede görseler ayıplayıp hor görüyorlardı ama julia insanların düşüncelerine önem vermemeyi öğreneli çok oluyordu insanlar ne derse desin o vücüdunda bir tek saçlarını seviyordu ..
Julie babasının ofisinin önüne gelince eli titreyerek kapıyı çaldı . ‘’ Merhaba efendim’’ babası hiçbir zaman ona baba denilmesini istemezdi. julia hep söylemek istemişti hatta bir kere söylemişti ama arkasından yaşananlar ona hiç unutumayacağı bir ders vermiş bir daha söylememesi gerektiğini anlamıştı.
Babası kalıplı ve uzun vücüduyla masanın arkasında oturuyordu julia içeri girdiğinden beri yüzüne bile bakma nezaketi göstermemişti. Julia bu düşündüğüne içinden güldü bu adam ne zaman ona değer vermiş ve konuşmuştu ki ...
Adam ayakta duran kızına baktı, ve konuşmadan bir sandalye’ye oturmasını işaret etti. ‘’Bu sabah seni neden erkenden ofisime çağırdığımı merak ediyorsundur’’ dedi bay Armstrong. Julia sessizce başıyla onayladı. ‘’ Biliyorsun ki artık 18 yaşındasın’’dedi adam Julia bu adamın değil yaşını yaşadığını bile bilmediğini düşünüyordu ki şaşırmıştı . Bay armstrong devam etti. ‘’Evlilik vaktinin geldiğini düşünüyordum bu yüzden yakın bir zamanda araştırmalara başlayıp sana uygun birisini buldum’’dedi Julia şoka girmişti bu adam ne diyordu hayatında bir kere bile olsa kızım diye sevmediği kızını şimdi bide tanımadığı biriyle mi evlendiricekti aniden içini bir ağlama isteği kapladı keşke annesi yanında olsaydı keşke ölmeseydi keşke bu adam benim babam olmasaydı diye düşündü ama keşkeler hiçbir fayda göstermiyordu ...
Armstrong ‘’ İki haftalığına evleniceğin adamın ailesinin evine gidicek onları tanıyacak ve evleniceğin adamın nasıl birisi olduğunu anlayacaksın. Evleniceğin adam bir dük adı Nathan Vermont .’’ Julia şu anda hıçkıra hıçkıra ağlamak ve bu evden defolup gitmek istiyordu ama bunu yaparsa babası onu mutlaka bulur ve cezalandırırdı.
Julia bu eve bir daha geri dönmek istemiyordu sevilmediği ve istenmediği yerde kim durmak isterdi ? belki evleneceği adam onu sever ve sayardı bu ihtimal çok yüksek olmasada içini heyecanlandırıyordu bu ihtimal onu bu adamdan bile kurtarırdı. Evet kararını vermişti küçük bir ihtimal olsada deneyecekti .... ‘’ Evleneceğin adama saygısızlık edeyim deme bu klanımız için hiç iyi olmaz . Bugün yola çıkıyorsun hizmetçiler eşyalarını hazırladı ‘’.. Ne çabuk diye düşündü julia beni başından bu kadar mı çabuk atmak istiyorsun ? yine içi hüzünlenmişti biran önce burdan gitmeliydi bu adama zayıf olduğunu gösteremezdi. ‘’Efendim’’dedi Julia konuşacaklarımız bittiyse izninizi istiyorum’’ julia dıştan bakınca hiç üzülüyormuş gibi gözükmüyordu aslında hiçbir ifade yoktu yüzünde duygularını yüzüne yansıtmamayı yıllar önce öğrenmişti.
Sırf bu yüzden ona soğuk nevale diyenler olmuştu ondan bahsederken hep bu sözleri kullanırlardı. Julia gitmek için ayaklandı selam verdi tam kapıdan çıkıyordu ki armstrong ‘’ İyiliğin için kızım’’ dedi. Julia hemen o odadan çıkıp odasına koşmuştu babası ona ilk defa ‘’kızım’’ demişti ama giderken demişti şimdi bu sözcük hiçbir şeyi değiştiremezdi. Herşey hazırdı gitme vakti gelmişti onun için bir at arabası iki koruma ve birde annesinden sonra ona hep annesi gibi davranmış olan dadısı margaret vardı.. At arabasına hepsi binmişti babası zahmet edip uğurlamaya bile gelmemişti ne bekliyordu ki zaten.
İskoçya’ya gidiyordu kendi topraklarından uzakta olucaktı, Sonkez evine baktı ve at arabası haraket etti önünde iki günlük bir yolculuk vardı. Acaba eşi nasıl birisi olucaktı ? peki ya ailesi onu beğenicekmiydi ? bunları düşününce içi kıpır kıpır olmuştu ama şimdiden sevinmemeliydi ...