Hızla arkasını döndü ve yansımada gözüken kadının artık orada olmadığı fark etti. Fakat sonra kadını birkaç kez rüyasında gördüğünü hatırladı. Aynı kadının rüyalar dışında da görünmeye başlaması, Alex'in kendi akıl sağlığından şüphelenmesini sağlamıştı.
Endişeli bir şekilde Alex'e yanaşan Melinda, adamın gözlerinin normale döndüğünü görünce rahatladı.
"Alex! Alex!"
Kadının kendisine seslendiğini yeni fark eden Alex, dalgınlığından sıyrıldı.
"Alex, gözlerin gerçekten siyaha döndü mü, yoksa hayal mi gördüm?"
"Ben de aynı şeyi gördüm Mel. Açıkçası son zamanlarda başka ürkütücü şeyler de görmüştüm."
"Bütün bunların sebebi ne olabilir?"
Alex cevabı tahmin ediyordu. "Kalem yüzünden sanırım."
"Ondan kurtulursan bütün bu gariplikler düzelebilir. İstersen senin yerine bir süre ben saklayayım."
Kadının sorusu üzerine Alex'in paranoyası harekete geçti. "Kalemi benden almak için beni kandırmaya çalışıyor. Öldürdüğünü söylediği ama canlı olarak karşılaştığımız adamla birlikte çalışıyor olmalı. Belki de bir büyücü ile anlaşıp rüyalarımdaki kadını bana musallat etti."
Bu düşünceler biriktikçe Alex'in yüz ifadesi çarpılmaya başladı. Kadın gördüğü yüzden korktu ve uzaklaşmaya çalıştı.
"Alex, beni korkutuyorsun. Ben gidiyorum."
"Hiçbir yere gidemezsin. Kalemi benden çalmanı kim emretti? O adamla ne gibi planlar yaptın?"
"Söylediklerin çok saçma Alex, beni neyle suçluyorsun?" Kadın kapıdan çıkmak için davranınca, Alex kadını kolundan yakalayıp sertçe çekti. Melinda yere düşerken başını yatağa çarptı. Başından akan kan halıya bulaşırken, Alex yaptığı şeyin korkunçluğu karşısında donakaldı.
Kadını kurtarmak için ambulans çağırmakla, kaçmak arasında tereddütte kalmıştı. Sonunda paranoyası galip geldi. "Kalemimi çalmaya çalışırsan, işte böyle sonuçlanır sürtük." Ceketini alıp evi terk etti. Bir an önce karakola gidip kalemi almalı ve güvenli bir yere götürmeliydi. Artık kimseye güvenemezdi.
Karakola girdiğinde sanki tüm gözler kendisine bakıyor gibi hissetti. Yanlarından geçtiği her kişinin düşüncelerini duyduğuna inanıyordu.
"Dumas'ı öldürdüğü halde nasıl böyle rahat davranabiliyor?"
"Kız arkadaşını da öldürmüş."
"Kalemi çalmak için gizlice arkasından yanaşıp başına sertçe vurmalıyım."
"Ara sokağa çekip beynine bir kurşun sıksam kimse onu özlemez."
Duyduğuna inandığı sözler yüzünden çıldıracak hale gelmiş olan Alex Martin, kalemi alıp cebine koydu ve hızla karakoldan ayrılmaya çalıştı.
Bir arkadaşı, "hey Martin nereye gidiyorsun?" diyerek kolundan tutunca, adama vurup elinden kurtuldu. Kendisini yakalamalarına ve kalemi almalarına izin vermeyecekti.
Aklına dairesinde bıraktığı Melinda geldi. Kadın şimdiye kadar ölmüş olabilirdi. Eğer evinde cesedini bulurlarsa, kendisini hapse tıkıp kalemine el koyacaklarını düşündü. Hızla eve dönüp cesetten kurtulmalıydı.
Anahtarını kilide takıp kapıyı açtı ve içeri girdi. Halının üzerindeki kan duruyordu ama kadının bedeni ortada yoktu.
Birisinin kendisinden önce gelip cesedi çaldığını düşündü. Şimdi kesin peşine düşecekler ve kendisine şantaj yapacaklardı. Önce halıdan kurtulmalıydı, böylelikle cesedi çalanların bir şey ispatlayamayacağına emin olacaktı.
Halıyı dürüp naylonla etrafını kapladı ve bantladı. Kapının önündeki çöpe atamazdı, o yüzden bulunmasını geciktirmek için çöplerin toplandığı alana atacak ve tonlarca çöpün içerisinde kaybolmasını umacaktı.
Halıyı attığında, kendisini suçlayabilecekleri bir şey kalmadığına inandı. Kalemi kimsenin bulamayacağı bir yere saklamak zorundaydı. Bu yüzden aklına gelen en güvenli yere doğru yola çıktı.
-DEVAM EDECEK-
Yayımlanma Tarihi: 29.05.2016
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekleri Yazan Kalem (SY)
FantasyYazılan yalanları ortaya çıkaran büyülü bir kalem olabilir mi? Alex Martin ve soyunun gizemlerine sizi davet ediyorum. 17 bölümlük mini bir hikayedir.