3-Bölüm

181 14 7
                                    

Multimedia; Başak
Çok az vote ve okuma olduğu için bir süre bölüm yazmamayı düşünüyorum. Vote verirken cebinizden bir kruş eksilmiyo o yüzden okumaya başlamadan önce altta bulunan yıldıza tıklar mısını? Teşekkürler.
İyi okumalar....
_

Harika!  Bu gün günlerden pazartesiydi ve yeni okulumun ilk günüydü. Annemle tartıştıktan bu yana bana zehir gibi gelen kocaman bir hafta geçmişti. Annem benimle konuşmayı her ne kadar istediyse hepsini kaba bir şekilde reddedip onunla eninde sonunda olucak konuşmamı ısrarla erteledim. Bu yaptığı onunla konuşmamam için yeterli bir sebepti.  Bana o cezayı verdiğinden beri hayata karşı bakış açım değişmişti. Önceden de toz pembe olmayan dünyam şimdi gözüme siyah beyaz gelmeye başlamıştı. Beni gönderdiği okul da anadolu lisesinden çok meslek lisesine benziyordu. Tartıştığımız günden sonraki gün beni zorla o liseye götürüp kaydımı benimle birlikte oraya taşımıştı. Ordaki kızların sürtük tarzlarını görmesine rağmen kararın kesin olduğunu söyliyerek artık beni geri dönüşü olmayan bi yola sokmuştu. Ayris ayrı okullarda okuyucağımızın şokunu hala atlatamadı garibim. Selen... Selene ne oldu. Annem ona Kaan'la ayrılma cezası vermişti. Selen'i az çok tanıyosam gider gizli bir şekilde sevgilisiyle yiyişmeye kıytırık köşelerde devam ederdi. Ben ne yapıcaktım? Okuldan kaçıp gizli gizli eski okulumda mı okuyucaktım? Hiç sanmıyorum.

Alarmım çoktan çalmıştı ama ben inatla yataktan kalkmıyordum. Okulun bide üniforması varmış. Annem okula kaydımı yaparken okulda kızların giydiği eteği gördüğünde fazla memnun kalmasada, okul çıkışı mağazaya gibip mecburen dizimin bir karış üstünde biten kırmızı kareli eteği ve iki düğmesi kayıp sandığı siyah gömleği bana mecburiyetten almak zorunda kalmıştı. Bu üniforma beni öğrenciden çok emo sürtük gibi gösteriyordu. Annem odaya girip bana sabırla daha önce de üç kez tekrar ettiği cümleyi bir kez daha tekrarlayarak bana kalkmamı söyledi. Okul saat yedi buçukta başlıyormuş. Eski okulum benim uyku rutinime özel tasarlanmış gibi on ikide başlıyordu. Genelde on bir buçukta kalkar okula yardırırdım. Başıma ne geldiyse Selen yüzünden gelmişti. Kendisi hayatına kaldığı yerden devam ederken benim yeni bir hayata başlamam çok büyük bir haksızlıktı. Annem tekrar odaya gelip;

"Hemen şimdi kalkıp giyiniyorsun ve beş dakika sonra hazır bir şekilde beni mıtfakta bekliyorsun!" Dedi. Peki annecim (!) Yataktan resmen yere yığılarak kalktığımda banyoya ilerledim ve saban cilt bakım rutinimi uygulayıp -gözümü ve yüzümü yıkadıktan sonra- dişlerimi fırçaladım ve hazır banyodayken saçımı tarayarak odadan çıkıp odama geri ilerledim. Saygı değer müdürüm bana yeni sınıfımın ders programını vermediği için amele gibi bütün iki saniye bakınca yırtılan ders kitaplarımı ve önceden kullandığım defterlerimi alıp siyah çantamın içine tıkıştırdım. Mükemmel! Eve gelince sırt ağrısı çekmemi garantileyen bir yük oluşmuştu! Dolabımın önüne geçerek ilk önce siyah külotluçorpalarımı sonra da ateşli geceler için tasarlanmış 'Alev' üniformamı giyerek aynaya bakarak kendimden bir kez daha iğrendim. O kadar da kötü değildi aslında. Bacaklarımı güzel gösteren bir etekti ama kesinlikle okul forması olamıyıcak kadar kısa duruyordu. Kim tasarlamıştı bu formayı allasen? Çantamı da alıp mutfağa doğru ilerledim ve her zamanki sandalyeme oturdum. Annem çoktan masaya zeytin ekmek gibi kahvaltılık şeyleri yerleştirmişti. Annem yemek yerken benimde bir şeyler yemem için kaş göz yapınca

"Yemiyicem ben. Bittiğinde haber ver. İlk günden yeni muhteşem okuluma geç kalmak istemem" dediğimde annem bu bir haftadır ona karşı kullandığım tavra alışkın olduğu için yemeğini yemeği bıraktı ve ayağa kalktı.

"Ayakkabılarını giy ve beni aşağıda bekle geliyorum, iki saniyeye kalmaz gelirim."

Dediğinde omuzlarımı umursamazca silkip kıyafetlerime en uygun olan siyah CAT'lerimi giydim ve evden çıkarak asansöre bindim. Annemle aramda bu hafta içinde, kendim inşa ettiğim kocaman ağır tuğladan yapılmış bir duvar oluşmuştu. Annem çekiçle onu parçalamaya çalıştıkça ben yeni bir katman örerek annemin bana ulaşmasını engelliyordum. Tuğlalarım bitince sanırım onunla yüzleşmek zorunda kalıcaktım. Apartman kapısından çıkınca annemi arabasının yanında beklemeye başlamıştım. Telefonumdan bir haber yoktu. Belliki olmıyıcaktı da. Anneme o mesajı atan numarayı aramıştım ama donra numaraya dikkatlice numaraya bakınca, o numaranın aslında benim numaram olduğunu fark etmiştim. Her kim attıysa bana ait ayfonumdan atmıştı. Barmenin söylediği çocuğun ismi İlyas diye hatırlıyorum. Yanlış hatırlamıyorsam telefonumun onun aldığını söylemişti. Ucube! Sen ne diye benim telefonumu çalıyorsun. Kabullenmemi günler alan bir olaya kabullenmem gerekti bu bir hafta içinde. Eğer anneme mesaj attıysa çoktan şifremi bulmuştu ve fotoğraflarıma bile girmişti. Anneme o mesajı atıcak kadar işsizse demek ki, fotoğraflarıma bakıp anırmıştır diye düşünüyorum şahsen ben.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Erimeyen Kar Tanesi Sen      #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin