1

193 12 9
                                    

İlk bölüm birtanecik aşkım @CerenOzbek5 e gelsin. Seni seviyorum

*-*-*-*

İzmir'e geleli bugün tam bir hafta olmuştu. Okulların kapanması sebebiyle yabancı ve yerli turistler her sene olduğu gibi buraya akın etmeye plajlar yavaş yavaş kumsalda güneşlenen insanlarla dolmaya başlamıştı. En huzurlu ortamdı bence yazları plajlar. İnsanların uğultulu çığlıkları,dalga sesleri,gülen yüzler... denizi daha fazla sevmeme yardımcı olan eylemlerdendi.

"Kumsal hadi seni bekliyoruz bir çıkamadın şu odadan." Diye sistemle konuşan canım arkadaşım hatta kardeşim Özge benim deyimimle Özgiş, Enes ve Arda nerdeyse yarım saattir parti için benim hazırlanmamı bekliyorlardı. Ama ben bir yıldır insan içine çıkmadığım için biraz daha güzel çıkmak istiyordum ve insanlar beni bir yıl sonra ilk defa görecekti. Ne yapayım?

"Sonun-" Arda gözlerini komple vücudumda gezdirip kaşlarını çattı. "Lan bu hal ne! Boşuna giymişsin kapatmıyor hiçbir yerini!" Gözlerimi devirdim. Bence çok güzel olmuştum. Boş yere tepki veriyordu. "Abartma Arda." Deyip yanından geçmeye çalıştım ama Enes de Arda'ya hak verince "Bırakın da bir günlük olsun." Onlar hep böyleydi her zaman Özge ile beni korumaya çalışıyorlardı bir öz abi gibi hatta bazen baba gibi ama bazen de çok karışıyorlardı ne yaptıklarımıza bu bazen sıksada yine de onları çok seviyordum.

Evden çıktığımda babam ve yeni söförümüz olduğunu öğrendiğim adam otoparkta birşeyler konuşuyordu. Fakat yanlarındaki çocuğu hem ilk defa görüyordum hem de ne alaka olduğunu bilmiyordum. Çocukla gözgöze geldiğimizde bana iğrenirmiş gibi bakması sinirlerime dokunsa da takmamaya çalıştım. Niye bu kadar herkesi takıyorsam zaten.
"Kumsal gidiyor musunuz kızım?" İçimden 'her ne kadar yok baba ya keyfine bu kadar hazırlandım şurda da bir defile yapayım dedim hazırlanmışken' demek istesemde demedim. "Evet baba."
"Tamam dikkat edin çok da geç kalmayın. On iki de evdesiniz ona göre."
"Merak etme Ahmet Amca. Enes bile bana emanet." Diyen Arda'ya babam gülerken Enes kafasına bir şaplak atmıştı.
"Hadi iyi eğlenceler çocuklar."
"Teşekkürler Ahmet Amca." Diyen Özge de bizimle beraber Arda'nın arabasına doğru ilerlerken Enes'in arabasına olan özlem içerikli konuşmalarına gülmeden edemiyorum. Arabasına çok bağlıydı fakat bakımları için bir hafta kadar bir süre hasret yaşamak zorundaydı maalesef.

Parti yerine geldiğimizde nerdeyse bütün Fatih Koleji burada idi. Fatih koleji benim İzmir'de yani burda okumuş olduğum okuldu. Beni fark edenler kendi aralarında fısıldaşmaya başlarken rahat tavırları sergilemeye çalışıyordum ama ne kadar başarılı olduğum söz konusuydu. Bu kadar dikkat çekmeyi hiç sevmiyordum. "Rahatla biraz." Diyen Özge'ye tereddütle gülümserken gözüme takılan kişiyle yüzümü buruşturdum. Meymenetsiz suratlı varlık. Biz bi masaya geçerken bakışmalarımız hala inatla devam ediyordu. En sonunda buna dayanamayacağımı anlayıp gözlerini ilk kaçıran ben olmuştum fakat hala dik dik bana baktığını hissediyordum.

Ortama slow bir müzik eşlik ederken sıkıldığımı hissettim.
"İçecek birşey alacağım birşey isteyen var mı?" Diye sorup ayaklandım. Enes "Özge ile kendine meyve suyu..." meyve suyu mu? Kaşlarımı çattım."bana... ya da dur ben alırım Arda her zamankinden değil mi kardeşim?" Ben of layarak tekrar otururken Arda'nın Enes'i onayladığını duydum.

Gördüğüm manzara ile şoka uğrarken "yok artık." Deyip meyve suyumu şokla masaya koydum. Sert bi şekilde koyduğum için masadan çıkan sesle beraber "noldu lan?" Diye merakla konuştu Arda. "Şu kırmızı elbiseli Yaren mi ve onun karşısındaki beraber dans ettiği de Selim?"
" Ben sana telefonda anlatmayı unuttum kuzum ya. Üc aydır falan birlikteler. " Bunu bana nasıl söylemeyi unuturdu?
"Yok artık bunlar düşmandılar. Hiç beklemezdim böyle birşey hele ki onlardan. Ciddi misin şuan yuh?"
"Kimse beklemiyordu zaten. Okula bomba gibi düşmüşlerdi."
Normaldi çünkü Yaren ve Selim sürekli savaş içinde bulunan iki kişiydi. Defalarca okuldan uzaklaştırma almalarına rağmen takmadan kavgalarına devam ediyorlardı. Yaren sanki bir kızla kavga eder gibi Selim ise de sanki bir erkekle kavga eder gibi kavga eden kişilerdi onlar en son ben bıraktığımda.
"Ulan şurdaki kız beni mi kesiyor?"
Enes'in parmağıyla gösterdiği kıza baktığımızda direkt Enes'e bakıyordu. Kesiyor olabilirdi. Kız oturduğu masadan kalkıp yürümeye başladığında bizim masaya geleceğini anlamıştım. Kız Emre'nin omzuna dokunup"Selam." kızın yapmacık sesi kulaklarını tırmalarken Enes ise "Males"diyerek selam vermişti. Gözlerimi devirmeden edemedim. 'Males' 'selam' kelimesinin tersten telefuzuydu. Buna zeka derler Özge ve ben yüzümü buruştururken kız anlamamışa benziyordu. Salak... Arda ise tıkınmakla meşguldü muhtemelen bizi duymuyordu bile. "Yani selam demek istedi arkadaş." Kız tercüme eden Özge'ye mal mal bakınıp en sonunda "neyse" deyip "tanışalım mı?" Diye sordu. Enes çaktırmadan bize göz kırparken oyun oynayacağını anlamıştık. Kıza dönüp "sizin gibi bir güzelle tanışmak benim için bir şereftir." Kızın şaşırdığı yüzünden okunmuştu. Enes kesinlikle oyuncu olmalıydı, çok iyi rol yapıyordu. "Çok tatlısınnn. İmge ben." Enes gülümseyip adını söyledi. "Otursana." Enes kıza yanındaki boş yeri gösterdiğinde "Aslında ben yukarıdaki odalardan birinde vakit geçirip tanışırız diye düşünmüştüm. Tabi sen de istersen." Elimle yüzümü kapayıp çaktırmadan gülerken parmaklarımın arasından gördüğüm kadarıyla Özge'de tıpkı benim gibiydi.
"Kırmak istemem ama buradan çıkışta başkasına sözüm var." Enes'in söylediğiyle ellerimi yüzümden çekip kızın düşen suratına baktım. "Hadi ya. Peki yarın?" Bu kızda hiç gurur yok muydu be? " Sana ayıracak hiçbir vaktim yok yapma surat. Şimdi başımdan gidersen iyi olacak seninle konuşmak utanç verici de." deyip içeceğini ağzına götürdü Enes. Erkenden bitirdi bu da biraz daha ezseydi şu sürtüğü keşke. İmge midir nedir her ne boksa, kaşlarını çatıp "beni kaçırdığına pişman olacaksın!" konuştuğunda Enes'in kahkası kulaklarımda yankılanırken "eğer iyi olsaydın günlerdir ve ya saatlerdir şuan her yerde bir karşı cinsini aramazdın,boş olmazdın değil mi? Yukarıda ya da herhangi bir yerde becerilirdin. Hadi şimdi ikile bakalım." Ooo. Enes'e de bak sen. Kız iyice sinir küpü olurken ayaklarını yere sinirle vurup hışımla mekandan çıkıp gitmişti. "Helall be!" Enes'in omzuna önce sertçe vurdum ve sonra da okşadım. "Fena koydun." Özge benim aksine gayet donuk bir ses tonu kullanmıştı. Buraya geleli bir sorun vardı ama ne? Ne de olsa bugün bizde kalacaktı,öğrenirdim.
"Tabi kızım ne sandın." Deyip sırıtan Enes bir kaç saniye sonra "Midemi bulandırıyorlar." Demişti Özge'ye doğru bakarak. Aramızda tek sessiz kalan Arda telefonunda birşeyler yapıp duruyordu. Ne olduğunu çok merak etmiştim. Parmakları hızlı bir şekilde bir oraya bir buraya giderken mesajlaştığını anlamıştım. Acaba kiminle mesajlaşıyordu. Sırıttım.

Seni Sevmek İstemiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin