Gözlerim bana bir oyun mu oynuyordu yoksa o çocuğun sevgilisi mi vardı? Hayır hayır bence kesinlikle oyun oynuyordu çünkü o öküzün sevgilisi falan olamazdı. Aşk'ın tanımını bilmesini bile beklemiyordum ki o çocuktan sevgilisi olsun...
Bizim evle ne alakası olduğunu bir an önce öğrenmeliydim. Dedikleri aklıma geldikçe çıldırıyordum. Neymiş ben anca oje sürebilirmişim! Lan bi siktir git. Hayvan.
Denizden çıkıp az önce öpüşen çifti hücrelerine kadar inceledikten sonra o çocuğun olmadığını fark ettim. İyi bari... en azından kız yazık olmadı, baya güzel bişey. O hödüğe fazla olurdu.
"İyi geceler Samet abi."
"İyi geceler Kumsal." Gülümseyip bisikletimle bisikletini koyduğum alana doğru sürmeye başladım. Bisikletimi kilitlediğim ağacın altında o salağı telefonla konuşurken bulmayı beklemiyordum.
"Of Gülşah abartma..." Gülşah sevgilisi mi acaba? Yazık. Ağacın altında onun önünde hala çekilmesini beklerken yüzüme baka baka konuşuyordu. Bu çocuk cidden salak. Kıt beyin. "Çekilirsen!" Dedim sesimi yükseltip, sabaha kadar onun konusmasını bitirip çekilmesini bekleyemiyecektim.
Elini 'defol' der gibi sallarken kaşlarımı çatıp elimi belime dayayıp derin nefesler aldım. "Yarın gideriz." Yoron godoroz. "Şimdiden anlaşalım bak, açık saçık şeyler almak yok." Şomdodon onloşolom bok, oçok soçok şoylor olmok yok. Sevgilisiyle alışverişe mi gidicekti yani. Kıza tekrar acıyorum valla.Kolundan sertçe dürtmeye başladığımda bana öyle bir bakış attı ki sanırsın ağzına işedim. "Bisikletimi koyucam ordan kalk artık! Sahiplenmişsin hemen."
"Tamam canım... Birazdan gelirim zaten ben. Görüşürüz." Vayy sevgilisiyle de aynı evde kalıyor demek. Kıza acıma oranım dakika dakika artıyor.Nerden biliyorsun belki sevgilisi bir erkek.
Telefonu kapatıp elinde bir iki kere döndürdükten sonra ellerini dizine vurup yavaşça kalktı. Gözlerimi devirip bisikletimi kilitlediğim gibi eve doğru yürüdüm.
Babamla annem film izlerlerken aralarını açmamak için annemin yanına oturup ayağımı sehbaya uzattım ve bende filmi seyretmeye başladım.
Hırsız olduğunu düşündüğüm adam sevdiği kadının evine girmiş evindeki değerli eşyaları çalıyordu. He bi de bu yetmezmiş gibi kadın uyandığında kadını bayıltmıştı. Sorarım size, bunun neresinde mantık?
Sıkıcı film bittikten hemen sonra babama şu merak ettiğim soruyu sordum. Daha fazla bekleyemicektim valla. "Baba bişey sorucam. Şu geçen gün biz partiye giderken yeni şoförümüz ve senin yanındaki çocuk kim?" Babam cevabı veremeden annem olaya başka yerden bi giriş yapınca göz devirmeden edemedim. "Çok tatlı dimi Kumsal maşallah." O çocukta tatlıysa dünyadaki bütün canlılar tatlıdır be. " Çok da efendi maşallah."
"O çocuk mu efendi?" Annemin dediğini inanmayarak tekrarladım ve güldüm. Hadi ama efendiliğin yanından bile geçmiyordu.Babama bakıp sorunu cevaplamasını bekledim. "Yeni soförümüz İsa beyin oğlu Tuna. Babası arada şehir dışına ya da başka bir işi çıktığı zamanlar falan onun yerine o günler oğlu geliyor. Babasının görevini devre alıyor." Babası şoförse o da şoför oluyordu. Kaç yaşında ki ?
" 20 yaşında mimarlık okuyormuş ve annenin dediği gibi de çok efendi maşallah. Şirketin durumları iyi olursa eğitimine destek çıkacağız." Babama anladım der gibi başımı sallayıp "iyi geceler." Diyerek odama çıktım.Demek mimarlık okuyor ha? Küçükken hep mimar olmak istemişimdir fakat şimdi moda tasarımcısı olmak istiyordum. Bölümlerimiz yakın sayılırdı. Ne de olsa ikisi de farklılıklar falan ortaya katıyordu. Hayret ortak bir yön.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmek İstemiyorum
Teen Fiction"Seni sevmek istemiyorum." cümlesinden sonra başlayan pişmanlık dolu bir aşk.