Havuzdan ayağımı çekip ani kalkışımla Tuna'nın üzerine düşecek gibi olmuştum ama ne iyi ki öyle birşey olmamıştı.
"Hangi uygulamadan yaptığını çözmeye çalışıyordum ama bence bi daha ki sefere başka bi uygulama tercih et, çok belli." kahkahası intihar sebebimken "emin misin uygulama üzerinden yaptığıma" deyip tişörtünün uçlarından tutup yukarıya doğru kaldırdı ve saniye sonrası siyah tişörtü suratımdaydı. Suratımdan düşüp giderken "Napıyon sen be!" desemde pek umrunda olmamışa benziyordu ki gözleriyle ve elleriyle baklavalarını gösteriyordu. Gözümü oraya çevirip gözlerimi devirdim. Tamam anladık baklavan var.
"Gördün mü cici kız?" alaylı bakışına gözümü devirdiğimde bu çocuğa sürekli göz devirdiğimi farkettim. "Gördüm şeker oğlan. Büyük başarı." deyip elimle alkış yaptım ve eve girdim.Odama çıkıp yatağımın hemen yanındaki komodinin ilk bölmesinden bisikletimin anahtarını alıp odadan çıktım. Yemek hazır olasıya kadar birkaç tur atabilirdim dimi ama?
Bisikletimi bıraktığım ağacım yanına gidip kilidini açtım. Bir bacağımı kaldırırken duyduğum sesi takmamaya çalıştım. "Senin gibi bir kıza bisiklet yakışıyor mu ufaklık?" Dinleme onu Kumsal. Takma. Konuşma...
Asla altta kalmam, kimse beni küçümseyemez!
"Benim gibi kız derken? "
Eliyle evi gösterip "Fazlasıyla zengin, şımarık... " gözlerini üzerimde gezdirip yine o ilk gördüğümde attığı bakışın aynısını attı bana. "Kirli." Elimi ne zaman yumruk hale getirmiş dişlerimi ne zaman kıracak raddede sıkmaya başladım hiç farkında değildim. Tek fark ettiğim anında gözümden düşen gözyaşımım bıraktığı ıslaklıktı. Gözlerimi gözlerine çıkardığımda tamamen duygusuzca bana bakıyordu. " ah hadi ama niye bu kadar alındın, doğru olduğunu en iyi sen biliyorsun." Bir adımla aramızdaki mesafeyi en aza indirirken bi yandan da iterek uzaklaştırıyordum onu. Niye konuşamıyordum? Niye öylece yüzüne bakıyordum? Kafamı ağaca dayanmış bisikletime çevirdikten sonra yapmam gereken şeyi yaptım. Bana bu iğrenç sıfatı giydiren adama tokat attım.
Kimine göre diyecek çok şey vardı belki de, ağzına sıçmak vardı mesela. Ama ben yapamıyordum bunu. Bıraktığım görünüşün altında kendi kendime eziliyordum. Kendimi suçluyordum nasıl böyle bir izlenim bıraktım diye...
Ama kimse beni yok yere bu iğrenç tabirle kirletemezdi.Tokatın ardından oluşan tok ses kanımın donmasına sebep olurken kafası sağ tarafa dönmüş gözleri kapalı öylece duruyordu.
Bisikletime binip pedallamaya başlamışken göz yaşlarımın bulanıklığıyla beraber gözgöze gelmiştik. Gözlerindeki ifadeyi çözememekle beraber giriş kapısından çıktım.
Küçüklüğümden beri her zaman geldiğim parka gelip bir banka oturdum.
Neden büyüdüysek sanki?
Büyüdük de noldu? Sorun sorun mutsuzluk mutsuzluk...
5 yaşında olan bir çocukla 18 yaşındaki insan arasındaki psikolojiyi anlamayan yoktur heralde.
Bir çikolataya mutlu olduğum günlere dönmek istiyorum.Eve döndüğümde annem samet abinin yanında telaşlı bir haldeydi. "Nerdesin sen kaç kere aradım haberin var mı Kumsal?" Cebimden sessizde unutmuş olduğum telefonumu çıkarıp arayanlara baktım.
25 cevapsız arama 5 mesaj
10 defa annem ararken
5 defa samet abi
5 defa babam
5 defa da Ayşe teyze aramıştı.Gelen: Enesbaba
Nerdesin lan sen Melek teyze ortalığı ayağa kaldırdı. O telefon ne bokuma yarıyor. Bak eğer o piç le buluştuysan var ya sakın bir daha yüzüme gözükme. Mesajı görür görmez hemen ara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmek İstemiyorum
Teen Fiction"Seni sevmek istemiyorum." cümlesinden sonra başlayan pişmanlık dolu bir aşk.