3.BÖLÜM "HER ŞEY YOLUNDA.. "

220 5 2
                                    

"Dün kötüydü, bugün hallice" ..

İçeriden gelen yüksek sesli müziğe eşlik ettim. Evet dün kötüydü.

"Gün döner iyi gelir zaman " ....

Şarkı sözlerinin zihnime yerleşmesiyle birlikte yüzüm istemsizce düşmüştü. Zaman iyi gelecek miydi..? Bu cevabını bilmediğim fakat üzerinde oldukça umutlu olduğum bir soruydu. Daha doğrusu umutlu olmak istediğim bir soru desem daha doğru olurdu.

Durdum ve gülümsedim. Daha çok hüzünlü bir gülümsemeydi. Ama yine de umut doluydu .Öyle ki umut, yüzüme yansımışçasına aydınlıktım bugün..

"Ben ,üzülürüm. Sonra düzelirim

Kim bilir kapı çalar gelir aşk

Bırakmaz elimi yaşlanırız belki
Umut değil mi? Ne ki yaşamak? "

Pekala Aşk'la ilgili olan kısım kesinlikle bana uymuyordu. Hayattan hiç öyle büyük bir beklentim olmamıştı.

"Her şey yolunda, bakma her şey yolunda... "

Aynada ki yansımama bakarken her şey yolunda diye mırıldandım. İçimde ki benden nefret eden yanım, bu sözlerim karşısında bana gözlerini devirerek baktı. Yine de gülümsedim. Gülümsemek zorundaydım..! İçimde ki benden nefret eden yanımı görmezden gelerek aynada ki yansımama bakmaya devam ettim. Ve hemen ardından " en azından her şey yoluna girecek " dedim. "zamanla... "

Şarkının rahatlatıcı ezgisi ve Sıla'nın sesinde ki dinginlik zihnimden akarak ruhuma işlerken, yeterince dağılmış olan siyah, hırçın ve bir o kadar da inatçı saçlarımı nihayetinde bir düzene sokabilmiştim. Aynı zamanda da şarkının, ruh halime nasıl da güzel aksettiğini düşünüyordum. Dün oldukça yoğun bir gün olmuştu benim için. Öyle ki, üzerimde ruhani bir dermansızlık vardı hâlâ..

"bu aralar yalnız kalmam hiç sağlıklı olmaz" diye geçirdim içimden. Ama bunun yanı sıra yanıma alabileceğim kimse de yoktu. Ki zaten buna yok denecek kadar az olan arkadaş ilişkilerimi de dahil edersek bu düşünce kulağa oldukça imkansız geliyordu.

Göz devirdim...!

Ahh ne gerek vardı ki, bir şekilde idare edecektim. En azından Kayra gelene kadar. Kayrayı düşünmemle birlikte , içimde ki onunla konuşma isteği daha da katlanılmaz hale geldi ve daha fazla diretmeyerek numarayı tuşladım. Ekranda ikimizin resmi belirdi. Bu en sevdiğim resimdi. Ben, yüzümün yarısı kayraya dönük, bir elimle yüzüme yaramazca dökülen saçlarımı kulağımın arkasına tutturmaya çalışmış diğer elimle de kayranın omzuna yaslanmıştım . Kayra ise, düz, uzun, kumral saçlarını dağınık bir topuz yapmış ve tabi ki benim aksime hunharca gülmüştü. Her zaman olduğu gibi.. Yeşil gözleri ise olduğundan daha parlak ve ışıl ışıldı.

Telefondan gelen ses, anıların önünü bir bariyer gibi kapattı.

" Günaydıııın .. sabah sabah birileri beni çok mu özlemiş acaba "

Özlemek kelimesini kayradan duymak özlemimi bir kat daha arttırmıştı.

" Evet " dedim. Ve durgunluğumun üzerini örtmek adına gülümsemeye çalıştım.

" Evet, fazlasıyla özlenmiş olabilirsin. "
ama sesim sandığımdan daha pürüzlü çıkmıştı. Yoksa ruhumda ki durgunluk kelimelerime de mi bulaşmıştı. Ahh , hayır aptal düşünceler..

Neyse ki Kayra anlamamıştı. Uzunca bir süre havadan sudan bahsettikten sonra Kayra derin bir nefes aldı ve " sana güzel bir haberim var sanırım " dedi. Sesi heyecanlı ve telaşlıydı.

Sessizliğe Yum SözleriniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin