GİRİŞ

91 30 6
                                    

 Sare'den:

"Nasıl bir boşluğun içinde olduğumu bilmiyorum. Gözümü kapatıyorum, açıyorum ama aynı görüntünün gözlerim önünde olmasını değiştiremiyorum. Çaresizliğimi anlatacak kelimeler de, anlatabilecek biri de olduğunu sanmıyorum. İyiyi düşünemiyorum, zorluyorum ama olmuyor. Artık hayatımda iyi bir şey olduğunu da sanmıyorum, bundan sonra da olacak gibi görünmüyor.

Takatim kalmadı artık. Dimdik duramıyorum. Yaşamaya sebep bulamıyorum. En dipteyim artık, evet en dipte. Ölüme çok az kaldı. Artık bunu hissetmiyorum, görüyorum, biliyorum. Sadece dakikalar, belki saniyeler kaldı..."

-

Anıl'dan:

Uzun zamandır kafamı işgal eden düşüncelerin vücudumun her noktasına birer ağrı olarak yayıldığını hissediyorum. Etraftaki herkes, herkes ama herkes beni tek bir yere sürüklüyor. Her birine karşı koyabilecek gücü kendimde nasıl bulabilirim? Herkese verecek bir cevap, açıklama... Yok. Beceriksizim, aptalım. Her seferinde kimseyi dinlemeyip burnunun dikine giden bir aptal. Bu yüzden çok kişiyle ters düştüm hayatım boyunca, yalnız kaldım. Ama şu an, öncekilerin lafını etmem bile saçma geliyor. Nasıl böyle bir şey yapabilirim? Aptallığım yüzünden nasıl birinin ölümüne neden olabilirim? En sevdiklerimi bile, şimdi nasıl hepsini karşıma alabilirim?

Kendimi bu kadar çaresiz bilmezdim. Zihnimin bu kadar güçsüz olduğunu... Bilmezdim. Çünkü ben güçlüydüm, diktim. Hayat beni böyle sınamazdı ve ben de ona bu kadar hızlı yenilmezdim. Denerdim karşı koymayı, dayanırdım kimseye belli etmeden. Ama şimdi, hangisini yapmak haddime?

-

"Anıl Bey, buyrun. Aylık durum bu." diyerek dosyayı uzattı Kemal.

Her zaman olduğu gibi sandalyemde bir kaç adımla geriye giderek dosyayı alıp açtım.

Ben dosyayı incelerken Kemal konuşmaya başlamıştı.

" Anıl Bey... Gördüğünüz gibi bu ay 50.000 liralık açığımız var. "

Kemal sözlerini bitirdiğinde henüz gelir giderlere göz atmaya başlamıştım. Söylediği gibi 50.000 liralık açık görünüyordu.

Ben kağıt üzerinde gözlerimi gezdirmeye devam ederken o açıklamasına devam etti.

"Ayrıca ayın sekizinde yapacağımız reklam çekimi için de büyük bir bütçe ayırdığımız hatırlatmak isterim."

Bu cümleleriyle birlikte biraz önceki rahatlığım aniden büyük bir endişeye dönüşmüştü. Söylediklerini idrak etmek için çabalarken bir yandan bana yardımcı olması için bir şeyler söylemesini bekledim.

"Ne yani bu şimdi? diyebildim. Kelimeler bir türlü birbirleriyle birleşmemişti sanki.

"Söylediğim gibi."

"Söylediğin gibi olan ne? Satışlar neden bu kadar düştü? 50.000 liradan bahsediyoruz. Her şey gayet yolundaydı. Birkaç aylık duraklama gayet normal değil miydi?"

"Hayır efendim, hiç de normal değildi."

"Ne demek istiyorsun?"

"Haddimi aşmak istemem ama yirmi senedir kullandığımız kumaşları daha ucuzlarıyla değiştirdiniz ve bu satışlarda düşüşe neden oldu. İlk ay satışlar normal seyrindeydi. Ay sonuna doğru sosyal medya hesaplarımızdan normalden farklı şekilde şikayetler gelmeye başladı. İkinci ay satışlarda gözle görülür bir düşüş oldu ve şikayetler artmaya devam etti. Biliyorsunuz ben aylık raporlarda bunlardan bahsetmiştim. Son durum da gördüğünüz gibi bu şekilde. Müşteriler, kumaşlardaki kalitenin düşmesiyle birlikte markamızın da düşüşte olduğunun farkında."

AKŞAM ESİNTİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin