Tekrardan merhabaa.
Arkadaşlar yorumlarınızı ve voteleerinizi çokça bekliyorum.
İyi okumalar..Birinin yüzüme küçük küçük öpücükler kondurmasıyla yavaş yavaş uykumdan uyanıyordum. En son arabada Egemen ile uyuduğumu hatırladım. Gözlerimi açtığımda büyük pembe beyaz tonlarıyla döşeli bir odada buldum kendimi. Ve ayrıca karnıma oturmuş beni öpen bir Egemen beklemiyordum. Buraya ne zaman, nasıl geldiğim hakkında en ufak bir bilgim bile yoktu. Bakışlarımı Egemen'e çevirdim gayet mutlu gözüküyordu.
"Egemen, bitanem. Biz buraya ne zaman geldik?"
"İdil Abla sen arabada uyumuştun ve bende uyumuştum ama sonra uyandım..." gülerek devam etti. "Sonra Affan Abim seni kucağına aldı buraya kadar taşıdı."
Duyduğum şey karşısında gözlerimi pörtleterek Egemen'e baktım. Ne yani, o patronum olacak densiz beni kucağında mı taşıdı!
"İdil Abla bir şey mi oldu?"
"Yok canım. Burası kimin evi?"
"Affan Abi'min evi."
"Hı tamam canım anladım. Hadi sen Affan Abi'nin yanına git bende geliyorum." Başını sallayarak yataktan inip koşarak kapıdan çıktı. Bende hemen yataktan kalkıp etrafa göz gezdirip çantamı aramaya başladım. Neyse ki fazla uzun sürmeden yatağın arkasında olduğunu gördüm. Hızla çantama ilerleyip içinden telefonumu aldım. Ekranı açıp saate baktım. 4-5 saattir uyuyordum ve akşam olmuştu. Telefonumu kapatıp çantaya rastgele attım.
Salon olduğunu tahmin ettiğim yere geldiğimde densizle Egemen birbiriyle konuşup gülüyorlardı.
Bu ev densizin olmalıydı. Çünkü Onur Amca'nın evi değildi.
Boğazımı temizleyip salona adım atmamla iki çift göz de bana döndü. Biraz daha ilerledikten sonra konuşmak için boğazımı tekrardan temizledim.
"Benim gitmem lazım. Geç oldu."
"Esma Abla nereye gidiyorsun. Hem hava da karardı bizimle kalsana lütfen." Cidden artık bu densizle aynı ortamda kalmak istemiyordum. Zaten yarın zorunlu olarak yanında olcaktım.
"Bitanem, cidden gitmem gerek yapmam gereken işlerim var." Egemen suratını asıp sadece kafasını sallamakla yetindi.
"Sarılmayacak mısın bana?" Gönlünü almaya çalışıyordum. Bu çocuk çok masumdu, açıkçası bir de benim yüzümden üzülmesine izin veremezdim.
Egemen densizin kucağından inip bana doğru koşmaya başladı. Bende ona doğru bir adım atarak hızlı bir hareketle kucağıma aldım ve en sıkısından ona sarıldım. Saçlarına öpücükler kondurmaya başladığımda gülüyordu. Sanırım hoşuna gitmişti. Egemen'i kendimden biraz uzaklaştırıp bana bakmasını sağladım. O sırada Egemen'in karnından guruldama sesleri geldi. Dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemeye çalışarak. Aynı şekilde Egemen de bana öyle bakmaya başladı. O sırada unutmuş olduğum densize göz kaydırdım. İmrenerek bize bakıyordu ve yüzünde yok denilecek kadar bir gülümseme vardı. Cidden bu çocuk onun için çok önemliydi.
"Mutfağa gitmek ister misin?" Tabiki Egemen'i aç bırakıp gitmeyi düşünmüyorum. Egemen hemen gülümseyip başını salladı ve tekrardan bana sarıldı. Bende aynı şekilde ona karşılık verirken densiz ayağa kalktı. Bana yandan bir bakış atıp kafasını gelmem için salladı. Bende kucağımda Egemen ile onu takip ettim.
Şuan benim kiralık evim kadar büyüklüğünde bir mutfaktaydım. Sade, beyaz ve kırmızı üzerine dizilmiş eşyalar vardı ve birbirleriyle çok uyumluydular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozuk Patron
RandomHayatındaki ani değişimlerden sonra mucizenin o kadar da zor olmadığını öğrenen bir genç kız. Zorla bir şirketin başına getirilmiş, zorluk çıkaran ve bir o kadar da içindeki merhamet duygusunu körelten bir genç adam. . Gelin, Affan ile İdil'in hikây...