5. BÖLÜM

63 4 4
                                    

     Ayak  sesleri  git  gide yaklaşırken  elimle  gözlerimi   sildim. Nefesimi  verip  sesin  geldiği  yöne  baktım . Baktığı  yönün  tersine  yürüyordu.  Hızlıydı . Sanki  düsme  korkusu  onun  baktığı  yöndeki  beladan  daha  sakin  kalıyordu. Arkasına  bakmadığı  için   bir  iki  adım  ardındaki  taşı  göremiyordu. Koşarak  taşa  tekme atacaktım  ki  kız  ayağıma  bastı. Ben
      "Ah!!"diye  inleyince  ćığlık  atti . Ellerimi  kulaklarima  götürdüm . Kız  beni  gördüğünde
     "Sen  kimsin  ve  arkamda  ne  işin  vardı  !?"diye  sordu  korkuyla.
     "Sakin  ol  ben  dostum!"deyip ayağımı  tuttum  . Bana  bakıp
     "Özür  dilerim. Seni  fark  etmedim. "
    "Fark  etsen  şaşardım  zaten..."
    "Anlamadım ?"
    "Yani  beni  fark  etmen  için  kafanın  arkasın da gözlerinin  olması  lazım . Emin  ol  öyle  olsaydi  daha  çok  korkardım."  Ben  öyle  deyince  gülümsedi. Gülüşü  güzelmiş. Bana  daha  dikkatli  bakmak  için  yaklaştı . Ayağımı  birakip eğildiğim  yerden doğruldum . Sanki  uzaylıymısim  gibi  bakıyordu. Bana  dikkatle  baktığında
    "İnsanım ben!"dedim.
    "Sen  ağlamışsın !"dedi  tek kaşını  kaldırarak .
    "E  insanım  dedim  ya"geri  çekildi .'Ciddi misin ' der  gibi  baktı. Konuyu  atlatıp
    "Kimden  kaçıyodun  sen?"
    "Sana  bunu  niye  söyliyim?"
    "Bilmem  sadece  sordum."
    "İki  sapıktan  kaçıyodum" onu  bastan aşağı  süzdüm . Kısa  siyah  ve  pileleri  olan  bir  elbise  giymişti. Ayağinda  topuklu  vardı. Şimdi  anladım ayağımın  niye  bu  kadar  acıdığını topukluyla  basmış . Ayağımın  acısi  aklima  gelince  yüzümu  buruşturdum. Hic  hoş  değildi. 
      "Alla  Allah  gece  gece  sapıklar  seni  niye  kovaladi  acaba?"dedim  imalı  hir  sekilde.  Sana  ne  oluyosa ... Kız  'sana  ne  derse  göt  gibi  kalırsın   orda ... dediğinde  iç  sesime  hak  verdim. Kendisinin  ağzı  biraz  bozuktur . İc  ses  işte  atsan  atılmıyoo  satsan  satılmıyo... Kız
    "Beni  kesmeyi  bırakır  misin ?"dediğinde  afalladım  ve  tekrar  yüzüne  baktım . Saçları  kumraldı. Gözleri  kahverengi. Biçimli  dudakları  vardı.  Konuyu  değiştirmek  ićin
      "Bir  soru  sorduğumu  hatırlıyorum "dediğimde eve  gidince  kum  torbama  resmimi  yapıştırıp  resmi  parçalayana  kadar  yumruklauacağıma  söz  verdim.. Ben  kıza  soruyu  unutturmayi  düşünürken   ayni  soruyu  tekrar  sorunca  mala  bagladığımi  anladım. Aģlamak  bana  iyi gelmiyordu  ama  ne  olursa  olsun  lanet  gözyaşlarım  her  koşulda  beni  terk  etmeyi  başarıyordu.
      "Hey  sana  diyorum  dünyalı!"derken  ellerini  gözümünn onünde  salladı. Dikkati  mi  tekrar  on  da toplayınca
      "Beni  düşmekten  kurtardığın  için  sağ  ol "dedi  ve  ters  istikamette  yürümeye  başladı.
    "Hey  bir  dakika!"diye  seslenince bana  döndü . Ceketimi  çıkarıp  ona  uzattım .
      "Böyle  gezersen  bu  gece  eve  gidene  kadar   kaçacak  yer  ararsın . Aslında  giymesen de  arayacaksin  cünkü  hava  karanlık  ve  dısarda  bi  kız var ... Sarhoşlarin  en   sevdiği  sahne... Sonrasi  iğrenć  bence  kal . Arkadaşım  çıktıktan  sonra  seni  eve  bırakabilirim." Oha  amma  uzun  konustum  lan! Kız  bana  bir  süre  daha  baktı  ve  oda  benim gibi  arabaya  yaslandı. 
      "Teşekkür  ederim ..." dedi  sessizce. Cevap  vermedim . Kafamı  tekrar  geriye  yaslayıp  gök  yüzünü  izledim. Gök yüzü  sanki  lacivert  kumaşa   parlak  ve  beyaz  sim   dökülmüs  gibiydi. Gerçi   mat  sim  var mı  onu  bile  bilmiyorum  ama  olsun  ... diye  içimden  gecirince  sırıttım.
      "Neden  güldün !?"diye  soran  kıza
     "İç  sesimle  aramızda  ..!" Dedim  ve  yine  sırıttim..Kız  bana  'aklî  dengen  yerinde  mi?' Dercesine  baktı . Kafa  mı  yine  gök  yüzüne  ćevirdim. Telefonum  çaldı. Cebimden  çıkarıp  arayana  baktım . Ekran  da  '7  Haziran ' telefonu  yanımdaki  kıza  uzattım  .  Genelde  bunu   Beyza  ya  ya  da  Ecem  e  yaptırirdim  ama  şu  an  ikiside  yanımda  değildi . Kız  bana  'ne!?"dercesine  baktığında
       "Az  önce  hayatıni  kurtardım  ve  sen  ayağımı  katil  topuklu  ayakkabılarınla   deliyodun .  Bir  özür  gerekiyor  onu  da   telefonu  açip  açan  kisiye  yanlıs  numara  falan  de  . Eger  sinirini  çıkaracak  insan  arıyosan  laf  sok  ama  ben  yokum  okey!?" Deyip  telefonu  eline  tutuşturdum. Kız  bana  anlamsız  bir  sekilde  bakarken  telefonu açti  ve  hoparlöre  verdi. Tamam  kabul  zeki  kızmıs. Gülümsedim telefonun  diğer  tarafındaki  kız
     "Aloooo.. Cem  lemi  görüşüyorum"diyerek  yayvan  yayvan  konuşunca yanımdaki  kız  gözlerini  büyüttü  ve  bana baktı. Kaşlarını  çattı. Bana  bakması  karşıdaki  kızın 
     "Aloo  Cem  tanımadın mi  beni?  Ya  ben  Neşe  hani  522  numaralı  oda .... "deyince  yanımdaki  kız  bana  şaşırarak  baktı . Ellerimi  birleştirip   nolur  dedim  . Kız  kaşlarini  çatmış  bana  bakıyordu. Telefonu  kapatti  ve  bana  uzattı .
      "İğrençsin!"dediğinde  garipsemesini  anlamamıştım. Ecem  ve  Beyza  böyle  tepki  vermemişlerdi... Sinirlenmişti. Anlamaz  ifademle  ona  bakarken  Beyza elinde  poşetlerle  döner  kapıdan  çıktı .  Kız  arkasıni  dönüp  Beyza ya  baktığında
      "Beyza !" Diye  çıglık  atınca  Beyza da  kıza
     "Ayşe !"diye  tepki  verdi. Bağirmak  zorundamiydilar ? Sağlığım  tehlike  altina  giriyor  sonçta . Kafami sallayip  Beyza nin  adinin  Ayşe  olduğunu  ögrendıgim  kıza  sarılmak  içın  yere  attıği  poşetleri  toplamaya  başladim.
      "Özlemişim  seni de  senin  bu  halin  ne  neyin  var?"diye  soran  Ayşe  ye  baktim. Kalan  poşetleri  de  elime  alırken  Beyza
      "Konuşuruz  sonra " dedi  ve
     "Senin  Cem  le  ne  işin  var "diye  sorunca  poşetleri  bagaja  bırakip
     "Onu  da  o  sana sonra  anlatır . Artik eve  gitmek  istiyorum . Binin  arabaya "dediğim  de Beyza 
     "Sen de mi  bizle  geleceksin?"
     "Gelmese  arabaya  binin  dermiydim  Beyza ?"dediğim  de  Beyza  bana  dönüp 
    "Hiç  komik  degilsin "dedi  .  Ben  yerime  oturdum  Beyza  ve  Ayşe  arkaya  oturdular. Ayşe  Beyza  nin  iyi  olmadığıni  anladıgı  için irdelemiyordu  sanirim . Ya  da  ben  çok  iyimser düsunuyordum. Bilmiyorum. Dikiz  aynasından  arkaya   baktığım  da  Beyza  Ayşe nin  omzunda  ağlıyordu . Ayşe  de  onu teselli  etmek  için  saçıni  okşuyordu. Bu  halleri  hosuma   gitmişti.  Eve  vardığimızda  bagajı  açıp  eşyaları  elime  aldım .  Hepsini  alamadığım  ićin  bir  kısmıni  Beyza ve  Ayşe  üstlendi .  Dangalak  Gökay  i  arasam  da aćmadı  .  İki  merdiven  sonra  kapınin  önünde  durdum. Cebimden  anahtarı  alırken  her  zaman  bozulan  otomatımız  yine  bozuldu  ve  aranın    aydınlığıni   sömürdu.  Her  yer  karanlik  oldugnda  Ayşe  ufak  çaplı  bir  çığlık  attı . Karanliktan  korkuyormuş  meğer . Daha fazla  korkmamasi için  kapıyı  cabucak  açtım .  Ve koridorun lambasıni  yaktim. İceri  girdim .elimdekileri  bırakmak  için  direk  mutfaga  yöneldim Ayşe  ve   Beyza  da  pesimden    gelip   ellerindeki  poşetleri  bıraktılar. Salonuma  geçtiğimde  Gökay  koltukta uyuya  kalmısti  . Elinde  gecen  yazdan  kalma  bir  fotoğraf  vardı.  Fotoğraf  ta  ben  Beyza  Gökay ve  Ecem  vardı. Fotoğrafi  elinden  aldığımda  gözlerim  dolmuştu  .  Ama  birilerinin  önünde  ağlamayı  gururuma  yediremiyordum ... Bu  yüzden  Gökay  i  hic  uyandırmadım. Beyza  ya
       "Beyza  Ayşe  benim  odam  da  yatsin  sen  zaten  Ecem  in  odasında  kalıyosun.."dediğimde  Ayşe
     "Gerek  yok  gerçekten ben  koltukta  yatarim  zaten  fazla  zahmet   verdim.."
     "Gerek  var!"dedim  ve  konuyu  kapattım. Ayaģa  kalkıp  Ayşe  yi  odaya  ben  götürdum  . Çünkü  Beyza  üzerini  değiştiriyordu...  Ayşe  odama  girdiģinde  sadece  bana  bakmayi  tercih  etti.  Normalde  başka  bir  kız  olsa her  yeri  gözleriyle  süzerdi  ama  Ayşe  öyle  yapmamıştı . Bu  huyunu  sevmiştim. Ona  pijamalarimdan  bir  tişort  ve  bir  eşofman  altı  verdim. Ona  dönüp 
      "Banyo  ve  tuvalet  burda . Eger  duşa  gireceksen   banyo  dolabında  temiz  havlu   var . Şimdi bizin  verirsen  once  ben  bir  üzerimi  degistiriyim...-"diye  devam  ediyordum  ki
      "Acele  etme  ben  zaten Beyza ile  konusicam.."dediğinde  kafamı  onaylarcasına  salladim. Odadan  çıktı. Üzerime  gri  atletimi  altımada  siyah şortumu   giydim. İki  çarşaf  iki yastık  iki  pike  aldim. Odadan  çıktım. Elimdekileri  koltuğa  bırakip  mutfağa  su  içmeye  gittim  . Kapıyı  açtığımda  Beyza   ve  Ayşe  masaya  oturmuş  aglıyordu.
      "Pardon "deyip  mutfaktan  çıktım  . Koltuğa  ilerledim . Çarşafımi  serip üzerine  yastığımı  koydum. Beyza  mutfaktan  çıktı  elleriyle  gözlerini  silerek
     "Bir  sey  mi  lazimdi  Cem?"
     "Yok  yok ya  önemli  değil  su alıcaktim  da. "
      "Tamam  alabilirsin  ben  yaticam  iyi  geceler."deyip  gidince  ben  de  mutfağa  ilerledim. Ayşe  masada  oturmuş  telefonundaki  resme  bakıp  ağlıyordu. Beni  görünce  ayağa  kalkti  ve  sulu   gözleriyle  bana  baktı. Bir sey  demeden  kollarıni  boynuma  dolayıp  sarilıverdi  bir  an  da . Ne  olduğunu  anlayamadim. Bana  bakip 
     "Başin  sağolsun "dedi  ve  mutfaktan  ayrıldı . Gözlerim  dolmustu  .  Yine  ve  yine  ağlamak  istemiyordum. Ama  tutamıyordum  kendimi. Canim  yanıyordu. Bir  bardak  su  doldurup  yere  çöktüm sırtimi  dolaba  yasladım.  Dizlerimi  kırıp  kendime  doğru  çektim. Ve  dizlerime  sarılıp   hıckırarak  ağlamaya  başladım...
                .........................
Multi'de Ayşe vaaaar:*:*:*
İyi okumalar.....

PinokyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin