8. BÖLÜM

66 3 3
                                    

   Başıma  giren  saplantıyla  gözlerimi  araladım. Dün  gece  içtikten  sonrası  kafamda  şaubeliydi. Biraz  rahat  yatmak  için  sola  döniyim  dedim . Dönmemle  yeri  öpmem  bir  oldu.
   "Ah! Başım!"
   "Noluyo  abi  ya!"
    "Gökay  senin  benim  yatağımda  ne  işin  var!? Allah  aşkına  söyle!?"
   "Hatırlamıyorum! Sen  yerde ne  yapiyon!?"
   "Bir  öküz  saolsun  düştüm.!"
   "Ben  ne  yaptim  ya!?"
   "Bak  öküz  olduğunu  nasılda  kabulleniyo.!"
   "Üfff  Cem  napıyon  sen  yerde  adam  gibi  cevap  ver!"
    "Oğlum  yatağın  % 20 sini  kafan % 50 sini kolların %5 lik  kısmınıda  bacakların  kaplamış ! Sayende  göt  kadar  yerde  yatmısim.!"
   "Senin  mallığın!"
   "Benim  mallığım??"
   "Heee  öyle..."
   "Ben  sana  asıl  mallığı  göstericem  sen bekle!"deyip  üzerine  atladım. Yumruklamaya  başladım. Karşılık  verince  tikiyle  oynadım.  Onun  bu kıvrak  hali  beni  gülmekten  öldürüyordu..
   "Cem ! Cem  tamam  ibne  tamam  dur! Basketbol  maçıyla  her şey  hallolabilir."
   "Düşünmem  lazım!"
   "Düsünmene  başlatma !!"
   "Üf  iyi  be!"deyip  üzerinden  kalktım.
   "O  zaman  kahvaltıyi  da  sen  hazırla  ben  ekmek  almaya  gidiyom.!"dedim. Üzerimdeki  tişörtü  çıkarıp  dolaptan  tişört  alırken.
     "Ya  nereye  gidersen  git  de  mahremiyet  diye  bi  şey  var ..!"
    "Lan  dangalak  o  mahremiyet  denen  şey  yanımda  yatarken niye  yok?!"
   "Aklım  başımda  degildi! Hem  senin  benim  yanına  yatmadığın  ne  malum!? Pis  sapık  şey " dedi  ağzını  kızlar  gibi  oynatıp  sesini  incelterek
    "Gökay  kız  tribi  yapma .!"
   "Knk  komik  oluyo  ama  ya!"
    "Neyse  çikıyom  ben!"
   "Fırından  al  lan  ekmekleri!"
    "Tamam!"diye  bağırarak  dış  kapıdan  çıktım.
  
    Ayşe  den
 
  Beyza  nın  sesiyle  gözlerimi  araladım
    "Ayşe  kalk  hadii!"
    "İstemiyorum!"
    "Bak  bir  daha  söy -le -mem KALK!"
    "Sen  bilirsin!"
    "Öyle  olsun  sen  kaşındın!"
    "Ya  ne  var ne .."diyerek  kafamı  kaldırmıştım  ki kafama  yediğim  yastıkla  kalktığım  yere  geri  yattım.
   "Kalk  sana  kızım yaa!"derken  bir  daha  vurunca .
   "Savaş  diyosun !!"deyip  başımın  altındaki  yastığı  kafasına  geçirince   dengesini  kaybedip  yatağa  düştu. Üzerine  çıktım . Bir  elimle  kollarıni  tutup diğer  elimle  Beyza  yı  gıdıklamaya  başladım  .
    "Yapma ! Hayır! Ayşee! Lütfeeen! Lütfeeeeeeen!"
    "Bir  daha bana  karışacak  mısın?"
    "Dur  bi  düsüniyim. Tabikii  EVET!"
    "Demek  öyle !" Deyip  daha  fazla  gıdıkladım.
    "Ya  tamam  Allah  kahretmesin  tamaaam.!"dediğinde 
    "Benim  çıkarım  ne  peki ."
   "Çıkarcı  pislik!!"
   "Bunu  kahvaltıyı  ben  hazırlarım  olarak  algılıyorum. "Deyip  üzerinden  kalktım.
   "Sende  git  fırından  ekmek  al   o zaman!!"
    "Tamam!"diye  bağırıp  Beyza  nın  dolabından  siyah  bir  şort  üzerine  de  bol  beyaz  bir tişört  giydim. Banyo da  elimi  yüzümü  yıkayıp. Saçlarımı  dagınık  bir  topuz  yaptım. Çantamdan  güneş  gözlüklerimi  alıp  gözüme  taktım. Telefonumu  da  alıp  cebime  koydum. Kapıya  çıkıp  ayakkabılıktan  sporlarımı aldım.
     "Beyza  başka  bir  şey  istiyon mu?"
    "Hayır ! Acele  et  yeter!" 
    "Tamaam!" Deyip  apartmanı  terk  ettim. Arabamı  tamire  verdiğim  için  bekle  beni  belediye  otobüsü...  Duraklara  doğru  yürümeye  başladım. 5  dakika  sonra  duraklara  vardım  ama  otobüs  25  dakika  sonra  gelecek... Vay  ben  şansıma...! Neyse bekliycez.. Etrafı  süzmeye  başladım . Durağın arkasında  geceden  kaldığını  tahmin  ettiğim iki  sarhoş  vardı. Yere  sızmışlardı. Ama  toparlanmaya  başladılar. Gözüm  bankta  oturan  kıza  ve  erkeğe  takıldı .  Çocukta  playboy  tipi  vardı. Kız  ise  okyanustan  kaçmış  balina  yavrusu  gibi  maşallah! Sen  neyine  güvendin  de  o  kadar  etek  giydin  ey  kadın ? Kız  neredeyse  oğlanın  ağzına  düşecek  oğlan  gelmiş  başka  kızları  kesiyo...derken  iki  sarhoş  banka  ilerlemeye  başladı. İzlemeye  devam  etmedim . Heralde  burdan  sonrasıni  çocuk  hallederdi. Önüme  döndüm. Daha  otobüsün gelmesine  15  dakika   vardi. Arkamdan  jet  hızıyla  geçen  çocuğa  baktım  . Hadi  ama  bu  kadar  şerefsizliği  bünyeniz  nasıl  kaldırıyo? Arkamı  döndüğümde  sarhoşlardan  birinin  elinde  çakı  vardı. Hiç  vakit  kaybetmeden  kızın  yanına  ilerledim. Beni  gören - solda  ki  -
    "Ooo  abi  iki  oldular!"dedi akıttıği  agzının  suyunu  elinin  tersiyle  silerken ...
   "İkiyi  göstercem  ben size !"diye  bağırarak  elinde  çakı  olanın  üzerine  atladım. Elindeki  caki  yere  düştü. Kasığına  dizimi  geçirince  ikiye  büküldü. Ayağına  tekme  atıp  onu    yere  düsürdüm . Diğerine  bakmak  için  kafamı  kaldırdığımda  çokta   yok  olmuştu. Bir  anda  herkesin  beni  izlediğini  fark  ettim.
    "Herkes  işine  baksın ! Oyun  mu  var  lan  burda!"deyip  terslediğimde  siyah 2001  model Passat ın  içindeki  adam  bana  bakıp  kahkaha  atıyordu . Üstüne  üstlük  video  ya  çekiyordu . Gel  de  sinir  olma!! Arbanın  yanına  gittim.
     "Hayırdir  insanlık  nedir  öğrenmek  için  videoya mı  alıyosun!?"
     "Ne  diyosun  kızım  bir  git  başımdan  ya !"
     "Sil  lan  o  video yu!"
    "Bak  kızım  çık  git  başıma iş  çıkarma.!"
     "Noldu  korktun  mu!?" Kaşnıyor  muyum  bilmiyorum  ama  özgüven  patlaması  yaşadığım  kesindi! Adam  arabadan  indi .  Pis  pis   gülüp   bana  baktı. İğrencti. Yüzümu  buruşturduğum  da  yediğim  tokatla  herkes  bir 'ooooooo' çekerken  etrafı  süzdüm. Adam  hala  sırıtirken  kafamı  burnuna  geçirdim. Anlım  biraz  sızladi  ama  olsun . Burnunu  tuttu. Küfür  ediyordu. Gülumseyip  karnına  tekme  attım . Yere  düştü. Onu  umursamadan  otobüse  doğru  ilerledim. Otobüse  bindiğimde  herkes  bana  bakıyordu. Surat  ifadelerine  gülmemek  için  kendimi  zor  tutuyordum. Fırına  yakın  bir  yerde  indim. Biraz  yürümenin  iyi  geleceğine inanmışımdır  hep. Fırına  vardığimda  ekmek  ve  simit  aldım . Parayı  uzatırken adam
     "Hanımefendi  dudağınız  patlamış  kanıyor. "Dediğinde  elimi  dudagima  götürmemle  elimin  kan  olması  bir  oldu. Adamın  uzattiği  peçeteyi  alıp  teşekkür  ettim. Telefonuma  gelen  mesajla  irkildim . Kapıyi  açıp  ćikacaktım ki  sert  bir  şeye  çarptım . Bakın  çarpışmadım  çarptım . Kafamı  kaldirdim . Yok  artık  ya!
     "Önüne  baksana  kızım!"
    "Kusura  bakma  Cem!" Deyip  yere  düsen  telefonu aldım.  Tam  çıkacaktım  ki  omzumda  bulunan  el  beni  geri  çekti.
    "Senin  dudağina  noldu?"
    "Seni  ilgilendirmez!"deyip  fırindan  çıktım. Aynı  sekilde  eve  döndüm . Kapıyı  çaldım. Beyza  açtı. Başka  kim  açabilirki  zaten....
    "Bu  ne  hal ?? Dudağına  noldu  senin!?"
    "Adam  dövdüm. Yani  onlara  ne  kadar  adam  denir bilmem  ama  dövdüğum  kesin "deyip sırıttım. Bana  bakıp  gözlerini  devirdi .
      "Banyo  ya  git  üstünü  başını  temizle   elini  yüzünü  yıka  çabuk  sofra  hazır."
     "Tamam anneeee"deyince  kafama  terlik  attı. Elimle  attıgi  yeri  ovuşturdum . Dudağım  fena  değildi. Ya  bir  insana  darp  izi  bu  kadar  mı  yakısir anlamıyorum  ki. Kendi  kendime  gülüp  elimi  yüzümü  yıkadım.  Masaya  oturdum . Çatalımi salatalıklara   sapladım  agzima  attim. O  sırada  telefon  çaldi. Benim  ki  değildi  . Benimkinin  melodisi  bu  değildi  zaten... Beyzaya
    "Kızım  şu  telefonunu  açsana  ya "diye  cırladığım da
    "Benimki  değil !"dedi . Cebimde  titremeye  başlayan  telefonu  çıkardım . 'CADALOZ:)))' yazıyordu. Altında  da  benim  numaram  yazıyordu. Telefonu  açtım . Bir  an  aklıma  Cem le  olan  çarpısmam  geldi  gülümsedim. Sonra  telefonuma  şifre  koymadığımı  hatırladım.
    "Telefonumu  getir  Cem!"
   "Allah  Allah  bana  ne  gel  al  telefonunu. Ayrıca  sen  hala  benim  numaramı  kaydetmemişsin . Çok  kırıldım  valla .. Ha  bu  arada  kızım  senin hiç  düzgün  fotoğrafın  yok  mu  hepsi  açık  seçik  şeylerle  dolu!"
  "Sana  ne  be  salak!"
   "Ha  bu  arada  bir  adam  aradı  tamirciymiş arabayı  bırakmak  için  adres  istedi  ben de  benim  evin  adresini  verdim. Yani  her  halükarda  gelmek  zorundasin...!"
     "Üfff  tamam  be! Cadoloz  sensin  pislik!!"dediğimde  Cem  kahkaha  atıp  telefonu  suratıma  kapattı. Sinirle  solurken  telefonuna  baktim . Önce  numaramı  sildim.  Sonra  tekrar  kaydettim. Kişi  ismine  ' 12  Haziran 'yazdım. Aklıma  o  gün  gelince  yine  sırıttım. Bardaktaki  suyu  bir  dikişte  bitirip Beyza  ya
     "Ben  çıkıyooom!"diye  bağırdım . 'Nereye!?'diye  sormasıni  göz  ardı  ederek  ayakkabılarımı  giyip merdivenlerden  koşarak  indim. Arbama  kavuşacağımın  sevinciyle yol  boyunca  koştum. 5  dakika  sonra  kapıda  yanında  bir  kızla  konuşan  Cem e   baktım. Cem  beni  görünce  bana  yaklaştı  ve  sarıldı. SARILDI!!!!" Kızın  gözleri  ağlamaktan  kızarmıştı . Ben  daha  ne  olduğunu  anlamadan kız daha  fazla  ağlayarak
    "Beni  bunun  için  mi  bıraktın  Cem!!"
    "Bana  bağırma  Simge sen  beni  yediğin  haltlar  yüzünden  kaybettin.!!"
    "Senden  özür  diledim!"
    "Bak  beni  ćıldırtma  yoksa  elimden  bir  kaza  çıkacak!" Evet  şu  anda  mallığımı  tesçillemiş  bulunmaktayım  canlarım. Cünkü  hala  bir  sey  anlamiyorum. Cem  niye  bana  sarıldı?CEM NİYE  BANA  SARILDI!!?" Ulan  şimdi  göstermez miyim  ben  ona..! Su  kız  bi  def  olup  gitse  ben  buna  yapacağımı  bilirim  de ... neyse.
   "Cem  ben  sen  olamadan  yaşayamam! Ne  olur  affet !  Hem  ben  ona  yapma  dedim. Cem  senin  arkadaşın  benim  sevgilim  dedim .  Ama   Eren  anlamadı.."
    "Ulan  yalanına  başlatma  şimdi! Sen  Eren  e    yavşaklık  yaparken  seni  çekmiş  Gökay  ! Zaten  en  başından  beri  istememişlerdi  seni! Keşke  onları  dinleseydim...! Simdi  defol  git ! Senin  o  iğrenć  sesini  duymak  istemiyorum!!" Cem  i  ilk  defa bu  kadar   sinirli  görüyordum. 'Aldatılmak  ' insana  bu  kadar  koyuyor  demek  ki . Hem  de  en  yakınlarından  biriyle... Ben  düşüncelere  dalmış  Cem  e  bakarken bana  bakmıyordu. Sesli  bir  şekilde  yutkundum. Ahaaa ! Ağlıycam  lan  ! Yok  artık . Aha  aktı  valla ! Ulan  bir  yerinizde  durmayı  bilmiyosunuz.  Niye  yani  niye  şimdi? Eve  gidince  olsa  olmuyo  mu!? Offf  ya  offff! Psikolojik  rahatsızlığım  var  benim. Yani  o  kadar  önemli  büyütülecek  doz da değil  ama  var  işte  arada  bir  durduk  yere  ağlıyorum. Sarılma  ihtiyacım  yanlızlıgimla  savaşıyor . Ama  ben  hiç  sarılacak  insan  bulamıyordum .  Bir  kaç  damla  daha  dökuldü  gözlerimden . Cem  in  bütün  odağı  üzerimdeydi .  Bana  bakıyordu . Başımı  önüme  eğip  bir  kaç  damlanın  akmasına  yardımcı  oldum. Ağlamazsam  rahatlayamazdım...  Cem  kafamı  ellerinin  arasına  aldı . Kafamı  yavaşca  kaldırdi . Ben  de  izin  verdim. Hala  sinirliydi. Boynundaki  damar  fazlasıyla  belirgindi . Çok  çekici  gözüküyordu  .  Yalan  yok.!!
    "Özür  dilerim .  Ağlayacağını  tahmin  etmedim." Dediğinde  gözlerine  baktım . Pişmanlik  vardı. İnsanların  duygularını  gözlerinden  anlayacak  kadar  zeki  değildim  ama  insan  her  aynaya  baktığında karşısında  gördüğü  şeyi  nasıl  tanıyamaz  ki?? Evet  ben  her   aynaya  baktığım da  pişmanlığın  vücut  bulmuş   halini  seyrediyordum. İçimdeki  sarılma  hissini  bastıramaýıp  kollarımı  Cem  in  boynuna  doladım. Biraz  durduktan  sonra  o  da  sarıldı . Ne  olduğunu  merak  ettiğini  biliyordum. Ondan  ayrılıp  ellerimi  tersiyle  gözlerimi  sildim. Sonra  sert olmayan  bir  tokat  attım
    "Noluyo  lan! O  ne  biçim  bir  duygu  değişimı?"deyip  elini  yanağına  götürdü. Biraz  sıvazladı.  Kaşları  catıktı. Gülümsedim.
    "Sen  az  önce  bana  nasıl  sarılırsın!"
    "Önce  sen  sarıldın  kızım  manyak  mısın?"
    "O  değil  Simge  denen  o  kız  varken . Senin  yüzünden  kız  beni  senin  sevgilin  sanıyo! Başimda  onlarca  sıkınti  varken  bir  de  senin  eski sevgililerinle  uğraşamam!!" Aslında  öyle  büyük  bir  derdim  yoktu . Ama  olsun. Ne  derdin  var  diye  soracak  değil  ya!
    "Ne  derdin  var?" Sordu lan.
    "Seni  ilgilendirmez  tamam  mı!?"
    "Bağırma  bana!"
    "Sensin   bağırma !!"deyince  söylediğim  şeyin  pek  mantıklı  olmadığını  anladım. Güldüm . Cem  de  güldü. Hala  gülüyorduk. Kafayı  yediğimizi  düsünmüyorum  değil  ama  komikti. Hala  sinirliydi.
    "Hala  sinirlisin  " dedim  boş  bulunarak. Beni  onaylarcasına  kafasını  salladı.
    "Anlat  hadi"dedim  sesimi  çoculaştırarak. Tek  kaşını  kaldırdi.
    "Sanmıyorum."dedi. Niye bilmiyorum  ama  olanları  öğrenip  Beyza  yla  dedikodu yapmak  için  can  atıyodum. Ona  çizmeli  kedi  gibi  baktiğımı  düsünürken  o  bana
    "Böyle   bakmayı  kes  maymuna  benziyorsun ."deyip kahkaha  atmaya  başladı. Gözlerimi  kısarak  ona  baktım.
    "Hadi  gidiyoruz "dedim .
    "Nereye?"
    "Soru  yok .  Arabamın  anahtarlarını alıyım. "Dediğimde  sanki  anasına  sövmüşüm  gibi  baktı. Kaşlarımı çatıp
    "Hadi  yaaa . Bir  kere de  dediğimi   yap!"
    "Offff!" Deyip cebindeki  anahtarları  çıkardı. Kilit  aćma  tuşuna  basınca benim  arabam  değil  de  başka bir  araba   açıldı. Kafamı   Cem  e  çevirdim. Gözlerini  sımsıkı  kapatmıştı.
    "Arabamın  anahtarları  nerde.??"dedim
   "Evde .!"
   "Git  al  o  zaman !"
   "Evin  anahtarlarıni  Gökay  aldı. "
  "Hay  ben  şansıma.!"
   "Aman  küfür  yok !"deyip  eliyle ağzımı  kapatan  Cem e  ters  bir  bakış  attım. Attığım  bakısla  elini  ağzımdan  çekti.
    "İyi  biz de  senin  arabanla  gideriz "deyip  omuzlarımı  silktim. Açilan  arabaya  doğru  ilerledim . Sürücü  koltuğuna  oturdum. Siyah  Audi  a8 in deri  döseme  koltuklarına   kurulurken  Cem  in  binişini  izledim . Sürmeye  başladım. Cem  bana
     "Nereye  gidiyoruz ?"diye  sorunca  komik  olur  diye  yüzüme  çarpık  bir  gülüş  yerleştirip  Cem  e
     "Gidince  görürsün "deyip  göz  kırptım. Şu  an bana  sapıkmısım  gibi  bakıyordu. Ona  dönüp
    "Korkma  ırzına  geçmiycem "deyip  kahakaha  attım. Allah  ım  affet  hiç  ağzıma  yakısmayacak  kelimeler  ama  affet  . AMİN...
  
  
  
  

PinokyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin