6.BÖLÜM

50 4 0
                                    

                  Bir  hafta  sonra
  
    Artık  Ecem  yoktu.  Dün  onu  sonsuzluğun huzur  verici  topraklarına  emanet  etmiştik. Üstüne  toprak  atmaya  kıyamamıştım. Ama  attım . Gökay  da  ayni  işlemi  yaptı . Ağlıyordum. Hatta  ağlıyorduk... Beyza  biz  cenaze  namazını  kılarken  şuurunu  kaybedip  bayılmıştı  ve  biz  onun  sayesinde  iki  gündur  hastanedeyiz. Babam  beni şaşırtarak  cenazeye  gelmişti. Sevim  abla da  yanındaydı.  Beni  görünce  sarılmak    isteyip  kollarıni  açınca  elimi  ona  doğru  uzatıp   bana  gelmesini  engelledim.  Gözlerinin  içine  bakıyordum. Ona   karşı  ilk defa  bu  kadar  cesur   davranıyordum.   Kendime  şaşırmıştım. Görulen  o  ki  babam  da  şaşırmıstı. Gözleri  kızarmıstı  . Aģlamış  mıydı? Bu  adam beni  gerćekten  şaşirtıyordu. Ondan  iğrenmemin  en  büyük  sebebi  annemin  vefatın  da  büyük katkısı  olmasıydı  . Annemi  en  son  11  yaşında  görmüştüm. Babamın  yediği  haltlar  yüzünden  annemi  gözümün  önünde.....tek  el  ateşle  sonsuzluğa  itmişlerdi . Ondan  nefret ediyorum . Onun  yüzünden  başımıza  gelmeyen  kalmadı . Bir  an  annemin  başımi  okşayışı  ve  ağlayarak 'her  şey  düzelicek bebeģim' deyişi  aklıma  geldi . Gözlerim  dolmuştu. Annem  her  şey  düzelicek  dediğinde  bana  gidiceğini  söylememişti.. Annem  öldükten  sonra   her  gece   ağlamıştım. Ve  tam  bir  ay sonra  babam  başka  bir  kadınla  evlenmişti. O  gün  evden kaçıp  anneanneme  gitmiştim.  Bir  an  yüzümde  ufak  bir  tebessüm  oluştu.  Babama  ilk  defa  o  gün  karşı  çıkmıştım . Ona  bağırıp  ondan  nefret  ettiģimi  ilk  defa  yüzüne  haykırmıştım. Ufacık  zayıf  bedenimde  ki  koca nefreti  öfkeyi  babama  kusmuştum. Bir  sey  dememişti. Beni  anneannemin  yanında  bırakip  Ecem i  de  alıp yurt dışına  çıkmıştı. Ecem  le  sadece  liseyi beraber  okuduk. Ve  artık lise  bitmişti... Zaten  Ecem  de  gitmişti... Derin  bir  iç  çektim . Bana  doğru  yaklaşan  kişiyi  fark  ettiğim  de  gözlerimi  sildim. Ayşe  ydi. Bana  baktı. Hastanenin  bahçesindeki  banklardan  birinde  oturuyordum . Yanıma  oturdu.
      "Ağlayabilirsin   kimseye söylemem..."dediğinde  gülümsedim. Gülümsedi. Ama  ağlıyordu. Sanırım  Beyza  nin  durumuna  üzülmüştü. Ama  merak  edip  sordum.
       "Niye  sürekli  ağlıyorsun?"
      "Seni  anlayabiliyorum..."dediğinde  bir  sey  düsunuyor  gibiydi . Gözlerini  beton  zeminde  kilitlediģi  yerde  bıraktı  ve  derin  bir  ić  çekti. Göz  yaşları  dudağında  biterken  titrek  bir  nefes  daha  aldı. Bana  döndü.
       "Sana  sarılabilir  miyim?"diye  sordu. Afalladım. Ne  diyeceğimi  bilemedim . Ağlaması  şiddetlenmeye   başladığında  korkup  kabul  ettim . Korkum  o  değildi  sorduğum  soruya  vereceği  cevabın  onu  bu  denli  sarsacak  olmasıydı. Yutkundum. Kollarıni  belimde  birleştirdi  ve  başıni  omzumun  biraz  alt kısmina  yasladı.

Derin  bir  iç  çekip  söze  başladpı       "Ben  de  kardeşimi  kaybettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin  bir  iç  çekip  söze  başladpı
       "Ben  de  kardeşimi  kaybettim.... Bu  yüzden  sana  seni  anlıyorum  diyorum..." Hıçkırdı.
     "Anlatmak  seni  rahatsız  ediyorsa  anlatma..."dedim.  'Eski  ben'e  göre  fazla  anlayışlıydim. Tuhafti. Geçen  sene  okulda  lakabım 'taş  kalp'ti . Hatırlayınca  gülümsedim. Benim  için  ne  söyledikleri umrumda  değildi. Ama  eğer  bu  halimi görselerdi inanmazlardı. Düşünsenize  ben  oturmuş  bir kızı  teselli  ediyordum. Gerçekten  tuhaftım. Hazır  hastanedeyken  bi  de  ben  mi  görünsem  acaba  diye  düşunmedim  değil. Ağlayan  kızları  sevmezdim. Çünkü  onlara  ağlamak  yakışmiyordu  . Tipleri  kayıyordu... Yalan mı ? Sadece  kızlar da  değil  erkekler de  de  geçerli... Kızarıyorlar  falan..- Ne diyorum  ben  ya!? Üf  kafam  karıstı. Ayağa  kalkayım  diyecekken  Ayşe  uyuyordu. Yorgun  düşmesini  anlıyordum. Çünkü  iki gündür  uykusuz  bir  şekil  de  Beyza  nın kapısindan  ayrılmamışti... Vicdanim  'kalkınca  ne  halt  yiycen !? Otur  oturduğun  yerde!?' Dediğin de 'sana  ne  be!"  Dedim ićımden. Harika !! Şimdi  de vicdanımla  kavga  ediyordum. Sanırım  deliriyorum... Ayşe  hala  uyuyordu  ve  ben  hala  kımıldayamıyordum . Sonra  boş verip  kafamı  geriye   yasladım . Uyumayı  diledim. Ama  olnadı... Gökyüzünü  inceledim  uzun  süre . Barındırdıgı   yıldızlara  baktım...Mat  geceyi  asilleştirmişti  parlak  yıldızlar. Nefes  kesen  bir  görüntüye  sahipti. Gözlerim  kapattım. Uykum  gelmeyi    başarmıştı. Uykum  cok  hassas  olduğu için  üzerime  ortülen  şeyle  irkildim. Gözlerimi  açtığım da  karşımda  Gökay  vardı . Ayşe hala  omzum da  uyuyordu. Gökay  a
       "N'oldu?"
      "Uyuya  kalmıssınız"dedi  ve pis  pis  sırıttı. Bana  yakın  durduğu  için  ayağına  tekme  atmayı  başardım.
      "Uff  tamam  ya  ne  dedim! Beyza  nın   serumu  bitti  . Çıkabilirmişiz "dediğinde  Ayşe  yi  uyandırmaya  başladım.
     "Ayşe  kalk  artik  hadi..
     Ayşe  hadi ....
      Ayşeeeee "deyip  dürtmeye  başlayınca  uykusunda
     "Ya  ne  var  ya uykuyu  bari  çok  görme  anne  . Hem  uyku  dünyanın  en  masum  şeyi  tamam  mı ? Artık  beni  uykuyla  bırak.. Sevenlerin  arasına  girmek  günah  valla  Allah  öteki  tarafta  cayır  cayır  yakar  anacım." Dediğinde   gülümsedim.
     "Ayşe  ben  annen  değilim." Dediğimde  gözlerini kısarak  açtı. Beni  görünce  dahada  cok  actı. Bu  hali  komikti. Gülümsedim. Bir  anda  elleriyle  yüzünu  kapatıp  hastaneye doğru  kostu. Anlamamıstım. Gökay  arkadan  kahkaha  atarak 
          "Utandirdin  lan  kizi"
Dediğinde  tek  kaşimi  kaldırıp  ona  baktım . Gülmeyi  bir  anda  kesip
         "Sorry" dediğinde ben  güldüm  . Yüzundeki  tedirginlik  gülünmeye  deyecek  cinsten di... Sırtıma  dostça vurup 
       "Hadi  artık  gidelim." Dedidiginde  kafami  sallayarak  onu  onayladım. Hastanenin  kapısından  girerken  Beyza  ve  Ayşe  de  kapidan   çıkıyordu. Döner  kapıdan onlar çıktıgında  biz  Gökay  yüzünden  bir  tur  daha  atip  çıkmıstik . Geri zekali  sırf  ben  sinirleneyim  diye  bilerek  çıkmamısti. Sonunda  cıktık. Beyza  ve  Ayşe  bize  bakıp  gülerken  Gökay  da  onlara  eşlik  etmeye  başladı. Ayşe  ye  baktığimda  gülüşünü  durdurup  kafasıni  önüne  eğdi. Beyza  ve  Gökay Ayşe  nin  bu  hareketini  görünce   daha  fazla  gülmeye  başladı . Bu  sefer  onlara  ben  eşlik  ettim. Artık  susmamiz  gerektiğini  anladığimizda hepimiz  sustuk  ve  arabaya  bindik. Arabayı  calıstırdım. Sessiz sessiz  ilerlerken  Gökay radyoyu  açtı. Arkaya  dönüp
      "Kızlar  bu  şarkı  bana  gelsin  sonra  ki  de  size  .... Tamam  mı ." Diye  sorduğunda  kızlar  onaylarcasina  kafalarini  salladilar. Müziğin  sesini  açtıgında  biraz  bekledik  ve  söze  başladı
     "İncinsnde sözün düzünu diycigem .
      İncinsende sözün  düzünü diycigem
     Acayip hayvanlara benziyirsen
     Acayip..-" Gökay  hızlıca  radyoyu  kapattiğinda  Beyza  ben  ve Ayşe  kahkaha  atmaya  başladık. Gökay  a
     "Ulan  bak bu  bir  işaret .."deyip  tekrar  güldüğüm de  Gökay  omzuma  yumruk  attı. Bozuntuya  vermeden  arkasıni  döndü
     "Sıradaki  parça  canima  gelsin " deyip  Beyza  ya  göz  kırptı. Radyoyu tekrar  açtığında  parçanin  nakaratina  denk gelmiştik
       "Sorma  durum  Leyla
        O sesler  yok  aslında
        Birden  çika  gelse 
        Yok  yok olmaz  asla
        LEYLA.."
   Gökay  yine  arkasına  döndü . Beyza  ya  bakıp
     "Seni  seviyorum.."dedi. Ayşe  hayran  olmuş  onlara  bakarken ben de  ona  dikiz  aynasindan  bakiyordum . Bir  an o  da bana bakıp gözlerimiz  çakıştıginda    hemen  gözlerimi  ondan  alıp yola  baktim. Sıcak  mi  basti  ne!? Ya ne  diyorum  ben ya  ufff!!!! Aptal  olduk  iyice . Pencereleri  açtım .  Eve  vardığımızda ben direk  odaya  geçtim . Bir  kaç   parça  eşya  alip  duşa  girdim. Suyu  açtım . Derin  derin  nefes aldım.  Kabinden  çıktım.  Üzerimi  giyerken  tişörtümu  yere  düşurdüm . Yer ıslak  olduğu  için  tişörtte ıslanmısti . Saçlarımi  elimle  geriye  atip  banyodan  çıktım . Kapıyı  açip  içeri  daldığim da Ayşe  ufak  çaplı  bir  çığlık  atıp  iki  eliyle  de  gözlerini  kapattı. Arkasıni  döndü  ve 
     "Öküz  müsün  insan  bir  kapıyi   calar.!"
     "Pardon.!! Kendi  odama  da mi  kapiyi calip  giriyim!"
     "Bu  odayı  burda  kalmam için  bana  sen  vermiştin  hatirlatiyim  canim..!"
     "Canım...!?"
     "Ya  lafın  gelişi  söyledim . Salak!"
     "İnsanın  fikri  neyse zikri  de  odur derdi  anneannem... Sen  beni  mi düşünüyosun?"
      "Alakası yok ! Hrm sen  kimsin de  ben  seni  düşünücem  be.! Kas  yığını ...!  Hödük . !"
     "Sakin  ol  ya  ben  bi sey  mi  dedim!?"
      "Uffff  ne  yapiyosan  yap  artık  cik  disari  yatıcam  ben  uykum  var!" Dediğinde dolaptan  tişörtümu   alip  cıktım . Tişortümu  giydim. Salona  geçtiğimde  Gökay  yatacağımız  yerleri  hazırliyordu.
      "Ooo  pek  hamaratız  bakıyorum.!" Dediğim  de
    "Senin  kadar  olmasa  da ifare  ederiz ..!" Dediğinde
     "Ne  yapiyom  da  hamarat  oluyom lan!"deyip kafasina  vurdum .
     "Olum  yemek  yapiyon ya..!"
      "Hamaratlik  mi  lan o..!"
      "Neyse  yat  artık  uykum  var .."dediğinde  benim  için  hazirladiği  koltuğa  uzandim. Gözlerimi  kapattım..
        .........................................
    

PinokyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin