Bir hafta sonra
Artık Ecem yoktu. Dün onu sonsuzluğun huzur verici topraklarına emanet etmiştik. Üstüne toprak atmaya kıyamamıştım. Ama attım . Gökay da ayni işlemi yaptı . Ağlıyordum. Hatta ağlıyorduk... Beyza biz cenaze namazını kılarken şuurunu kaybedip bayılmıştı ve biz onun sayesinde iki gündur hastanedeyiz. Babam beni şaşırtarak cenazeye gelmişti. Sevim abla da yanındaydı. Beni görünce sarılmak isteyip kollarıni açınca elimi ona doğru uzatıp bana gelmesini engelledim. Gözlerinin içine bakıyordum. Ona karşı ilk defa bu kadar cesur davranıyordum. Kendime şaşırmıştım. Görulen o ki babam da şaşırmıstı. Gözleri kızarmıstı . Aģlamış mıydı? Bu adam beni gerćekten şaşirtıyordu. Ondan iğrenmemin en büyük sebebi annemin vefatın da büyük katkısı olmasıydı . Annemi en son 11 yaşında görmüştüm. Babamın yediği haltlar yüzünden annemi gözümün önünde.....tek el ateşle sonsuzluğa itmişlerdi . Ondan nefret ediyorum . Onun yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı . Bir an annemin başımi okşayışı ve ağlayarak 'her şey düzelicek bebeģim' deyişi aklıma geldi . Gözlerim dolmuştu. Annem her şey düzelicek dediğinde bana gidiceğini söylememişti.. Annem öldükten sonra her gece ağlamıştım. Ve tam bir ay sonra babam başka bir kadınla evlenmişti. O gün evden kaçıp anneanneme gitmiştim. Bir an yüzümde ufak bir tebessüm oluştu. Babama ilk defa o gün karşı çıkmıştım . Ona bağırıp ondan nefret ettiģimi ilk defa yüzüne haykırmıştım. Ufacık zayıf bedenimde ki koca nefreti öfkeyi babama kusmuştum. Bir sey dememişti. Beni anneannemin yanında bırakip Ecem i de alıp yurt dışına çıkmıştı. Ecem le sadece liseyi beraber okuduk. Ve artık lise bitmişti... Zaten Ecem de gitmişti... Derin bir iç çektim . Bana doğru yaklaşan kişiyi fark ettiğim de gözlerimi sildim. Ayşe ydi. Bana baktı. Hastanenin bahçesindeki banklardan birinde oturuyordum . Yanıma oturdu.
"Ağlayabilirsin kimseye söylemem..."dediğinde gülümsedim. Gülümsedi. Ama ağlıyordu. Sanırım Beyza nin durumuna üzülmüştü. Ama merak edip sordum.
"Niye sürekli ağlıyorsun?"
"Seni anlayabiliyorum..."dediğinde bir sey düsunuyor gibiydi . Gözlerini beton zeminde kilitlediģi yerde bıraktı ve derin bir ić çekti. Göz yaşları dudağında biterken titrek bir nefes daha aldı. Bana döndü.
"Sana sarılabilir miyim?"diye sordu. Afalladım. Ne diyeceğimi bilemedim . Ağlaması şiddetlenmeye başladığında korkup kabul ettim . Korkum o değildi sorduğum soruya vereceği cevabın onu bu denli sarsacak olmasıydı. Yutkundum. Kollarıni belimde birleştirdi ve başıni omzumun biraz alt kısmina yasladı.Derin bir iç çekip söze başladpı
"Ben de kardeşimi kaybettim.... Bu yüzden sana seni anlıyorum diyorum..." Hıçkırdı.
"Anlatmak seni rahatsız ediyorsa anlatma..."dedim. 'Eski ben'e göre fazla anlayışlıydim. Tuhafti. Geçen sene okulda lakabım 'taş kalp'ti . Hatırlayınca gülümsedim. Benim için ne söyledikleri umrumda değildi. Ama eğer bu halimi görselerdi inanmazlardı. Düşünsenize ben oturmuş bir kızı teselli ediyordum. Gerçekten tuhaftım. Hazır hastanedeyken bi de ben mi görünsem acaba diye düşunmedim değil. Ağlayan kızları sevmezdim. Çünkü onlara ağlamak yakışmiyordu . Tipleri kayıyordu... Yalan mı ? Sadece kızlar da değil erkekler de de geçerli... Kızarıyorlar falan..- Ne diyorum ben ya!? Üf kafam karıstı. Ayağa kalkayım diyecekken Ayşe uyuyordu. Yorgun düşmesini anlıyordum. Çünkü iki gündür uykusuz bir şekil de Beyza nın kapısindan ayrılmamışti... Vicdanim 'kalkınca ne halt yiycen !? Otur oturduğun yerde!?' Dediğin de 'sana ne be!" Dedim ićımden. Harika !! Şimdi de vicdanımla kavga ediyordum. Sanırım deliriyorum... Ayşe hala uyuyordu ve ben hala kımıldayamıyordum . Sonra boş verip kafamı geriye yasladım . Uyumayı diledim. Ama olnadı... Gökyüzünü inceledim uzun süre . Barındırdıgı yıldızlara baktım...Mat geceyi asilleştirmişti parlak yıldızlar. Nefes kesen bir görüntüye sahipti. Gözlerim kapattım. Uykum gelmeyi başarmıştı. Uykum cok hassas olduğu için üzerime ortülen şeyle irkildim. Gözlerimi açtığım da karşımda Gökay vardı . Ayşe hala omzum da uyuyordu. Gökay a
"N'oldu?"
"Uyuya kalmıssınız"dedi ve pis pis sırıttı. Bana yakın durduğu için ayağına tekme atmayı başardım.
"Uff tamam ya ne dedim! Beyza nın serumu bitti . Çıkabilirmişiz "dediğinde Ayşe yi uyandırmaya başladım.
"Ayşe kalk artik hadi..
Ayşe hadi ....
Ayşeeeee "deyip dürtmeye başlayınca uykusunda
"Ya ne var ya uykuyu bari çok görme anne . Hem uyku dünyanın en masum şeyi tamam mı ? Artık beni uykuyla bırak.. Sevenlerin arasına girmek günah valla Allah öteki tarafta cayır cayır yakar anacım." Dediğinde gülümsedim.
"Ayşe ben annen değilim." Dediğimde gözlerini kısarak açtı. Beni görünce dahada cok actı. Bu hali komikti. Gülümsedim. Bir anda elleriyle yüzünu kapatıp hastaneye doğru kostu. Anlamamıstım. Gökay arkadan kahkaha atarak
"Utandirdin lan kizi"
Dediğinde tek kaşimi kaldırıp ona baktım . Gülmeyi bir anda kesip
"Sorry" dediğinde ben güldüm . Yüzundeki tedirginlik gülünmeye deyecek cinsten di... Sırtıma dostça vurup
"Hadi artık gidelim." Dedidiginde kafami sallayarak onu onayladım. Hastanenin kapısından girerken Beyza ve Ayşe de kapidan çıkıyordu. Döner kapıdan onlar çıktıgında biz Gökay yüzünden bir tur daha atip çıkmıstik . Geri zekali sırf ben sinirleneyim diye bilerek çıkmamısti. Sonunda cıktık. Beyza ve Ayşe bize bakıp gülerken Gökay da onlara eşlik etmeye başladı. Ayşe ye baktığimda gülüşünü durdurup kafasıni önüne eğdi. Beyza ve Gökay Ayşe nin bu hareketini görünce daha fazla gülmeye başladı . Bu sefer onlara ben eşlik ettim. Artık susmamiz gerektiğini anladığimizda hepimiz sustuk ve arabaya bindik. Arabayı calıstırdım. Sessiz sessiz ilerlerken Gökay radyoyu açtı. Arkaya dönüp
"Kızlar bu şarkı bana gelsin sonra ki de size .... Tamam mı ." Diye sorduğunda kızlar onaylarcasina kafalarini salladilar. Müziğin sesini açtıgında biraz bekledik ve söze başladı
"İncinsnde sözün düzünu diycigem .
İncinsende sözün düzünü diycigem
Acayip hayvanlara benziyirsen
Acayip..-" Gökay hızlıca radyoyu kapattiğinda Beyza ben ve Ayşe kahkaha atmaya başladık. Gökay a
"Ulan bak bu bir işaret .."deyip tekrar güldüğüm de Gökay omzuma yumruk attı. Bozuntuya vermeden arkasıni döndü
"Sıradaki parça canima gelsin " deyip Beyza ya göz kırptı. Radyoyu tekrar açtığında parçanin nakaratina denk gelmiştik
"Sorma durum Leyla
O sesler yok aslında
Birden çika gelse
Yok yok olmaz asla
LEYLA.."
Gökay yine arkasına döndü . Beyza ya bakıp
"Seni seviyorum.."dedi. Ayşe hayran olmuş onlara bakarken ben de ona dikiz aynasindan bakiyordum . Bir an o da bana bakıp gözlerimiz çakıştıginda hemen gözlerimi ondan alıp yola baktim. Sıcak mi basti ne!? Ya ne diyorum ben ya ufff!!!! Aptal olduk iyice . Pencereleri açtım . Eve vardığımızda ben direk odaya geçtim . Bir kaç parça eşya alip duşa girdim. Suyu açtım . Derin derin nefes aldım. Kabinden çıktım. Üzerimi giyerken tişörtümu yere düşurdüm . Yer ıslak olduğu için tişörtte ıslanmısti . Saçlarımi elimle geriye atip banyodan çıktım . Kapıyı açip içeri daldığim da Ayşe ufak çaplı bir çığlık atıp iki eliyle de gözlerini kapattı. Arkasıni döndü ve
"Öküz müsün insan bir kapıyi calar.!"
"Pardon.!! Kendi odama da mi kapiyi calip giriyim!"
"Bu odayı burda kalmam için bana sen vermiştin hatirlatiyim canim..!"
"Canım...!?"
"Ya lafın gelişi söyledim . Salak!"
"İnsanın fikri neyse zikri de odur derdi anneannem... Sen beni mi düşünüyosun?"
"Alakası yok ! Hrm sen kimsin de ben seni düşünücem be.! Kas yığını ...! Hödük . !"
"Sakin ol ya ben bi sey mi dedim!?"
"Uffff ne yapiyosan yap artık cik disari yatıcam ben uykum var!" Dediğinde dolaptan tişörtümu alip cıktım . Tişortümu giydim. Salona geçtiğimde Gökay yatacağımız yerleri hazırliyordu.
"Ooo pek hamaratız bakıyorum.!" Dediğim de
"Senin kadar olmasa da ifare ederiz ..!" Dediğinde
"Ne yapiyom da hamarat oluyom lan!"deyip kafasina vurdum .
"Olum yemek yapiyon ya..!"
"Hamaratlik mi lan o..!"
"Neyse yat artık uykum var .."dediğinde benim için hazirladiği koltuğa uzandim. Gözlerimi kapattım..
.........................................