VANİLYA

Tuğçe'nin Duyguları

Bardan içeriye girince yoğun bir içki ve sigara kokusu çevremizi sarmıştı. Bu beni biraz rahatsız etse de idare edebilirdim. Gözümüzü çevrede gezdirip Çağan'ı ve Batuhan'ı bulmaya çalıştım. Amam o sırada belime sarılan kollar ile tam çığlık atacaktım ki bir el ağzımı kapattı.

" Şşşş! benim ben "

Arkamda gülen hödüğü itip elimi yumruk yapıp karın boşluğuna yumruğumu geçirdim. Yumruğum ile karnını tutarak  iki büklüm oldu. Kafamı Tuğçe den taraf çevirince burada olmadığını anladım sanırım masaya gitmişti. Kafamı Ömer'e çevirip üzgün gözlerle ona baktım. Sanırım canı acımıştı. Elimi omzuna koyarak biraz eğildim.

" İyi misin ? Özür dilerim ama beni çok korkuttun"

" Lan eğilme oran buran gözükecek şimdi katil etme bizi "

Kafamı sesin geldiği yere çevirip kimin konuştuğuna baktım. Parlak mavi gözler.  Doğrulup tekrardan Ömer'e doğru döndüm. Ama o çoktan toparlanmış masaya doğru gitmişti. Bende onu takip edip.

Batuhan'a döndüm 

" Selam "

" Naber "

" iyi sen "

" Bende iyide "

" De?"

" Hiç hiç bir şey bir şey içer misin ben kendime bir şeyler almaya gidiyorum "

" Votka olabilir "

" tamam "

Batuhan gidince bende masaya doğru hızlı hızlı adımlamaya başladım. Herkese selam verip boş olan bir yere oturdum. Kafamı sağa çevirince koreli çocuğu gördüm.

" Naber Mert "

" İyiydim ama şimdi daha da iyi oldum peki ya sen ?"

" Bende iyiyim "

" Çok şık olmuşsun "

" Teşekkür ederim "

Kafamı masadakilere çevirdim ve tek tek onları incelemeye başladım. O sırada barda sevdiğim  şarkı yankılandı. UEFA 2016 için yapılan David Guetta ve Zara Larsson - This  one' s  for  you . Yerimde sallanarak kafamı sarılmış olan Selin ve Emir'e çevirdim. Selin siyah bir elbise giymişti. Emir ise sevgilisine uyarak siyah pantolon ve siyah gömlek giyip kollarını dirseklerine kadar kıvırmıştı. Tek tek hepsiyle sohbet etmeye başlayınca Batuhan gelip soluma oturdu. Elindeki içeceği bana verip ufak bir gülümseme yolladı bana. Bende bu kusursuz gülümsemesini kabul edip ona gamzelerimi belli ede ede kocaman güldüm. Bundan cesaret almış gibi biraz yan dönüp benimle konuşmaya başladı.

" Ee kendinden bahsetsene biraz "

" Hmm mesela ne sen sor ben anlatayım "

" Doğum günün ? En sevdiğin renk ? Hangi burç ? En sevdiğin şeyler ve sevmediğin şerler ile başlaya bilirsin "

" Tamam o zaman 7 ekimde doğdum, en sevdiğim renk siyah, mor ve mavi , Terazi burcuyum , en sevdiğim şey müzik dinlemek hatta bazı arkadaşlarım bu yüzden " annenin karnında kulaklık ve telefonla doğdun galiba " diye espri yaparlar ,  paten sürmeyi çok severim, sevmediğim ise sanırım şu an aklıma gelmiyor. Peki ya sen ? "

" Bende 28 eylülde doğdum, terazi burcuyum-bu arada terazi burcu olan kişilerle çok iyi anlaşırım- en sevdiğim renk turuncu - gün batımındaki turuncu - siyah, yemek olarak hamburgere bayılırım, korku filmini  severim  ya sen korku filmini sever misin ? "

" Severim ama yanımda birisi olması lazım yanımda birisi olmazsa izleyemiyorum korkudan "

" Merak ettim bak  ne kadar korktuğunu "