İMKANSIZ

34 7 3
                                    

Multimedyadakiler Toprak ve Açelya

"Hayır Açelya olmaz. Kesinlikle olmaz."
"Ya Begüm ne olur gidelim ya. Üniversite hayatını asosyal olarak geçirmeyi düşünmüyorsun herhalde."
"Tam olarak da öyle düşünüyorum. Hem Latin Danslarına giderek mi sosyal olucaz Allah aşkına. Biz orada sosyal değil rezil oluruz."
"Kanka niye rezil olalım orada öğreneceğiz işte. Hem haftaya parti için bir iki hareket öğreniriz."
"Ne partisi ? Bir partimiz eksikti Açelya." Dedim oflayarak.
"Okulun her sene düzenlenen partisiymiş. Ona zaten gideceğiz itiraz etme hakkın yok. Ama şu kulübe de yazılarım lütfen."
Biricik arkadaşım bana sevimli köpek yavrusu bakışı atarken bende sıkıntılı bir şekilde nefes verdim. Zaten ders çıkışları çalışacaktım. Haftanın bir kaç günü fazlaca yorulacaktım ama Açelyayı kıramayacaktım.
"Of peki tamam. Ama çok yorulursam bırakırım ona göre."
"Ya sen süpersin be. Kankaların bir tanesi canım arkadaşım."
Açelya boynuma dolanarak sarıldı. Eh en azından arkadaşımı mutlu etmiştim.
"Hadi gidip yazılalım sana söyleyeceklerim var."
Yangından mal kaçırır gibi aceleyle kolumdan çeke çeke beni kaydolucağımız yere götürdü.Bu kız bir işler çeviriyordu yakında çıkar kokusu.
Kaydolduktan sonra koridorda yürümeye başladık. Bahçeye gidiyorduk.
"Ee ne söyleyeceksin çıkar bakalım ağzındaki baklayı."
İlk boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Tamam söylüyorum. Şey Atakan da bu kulüpte."
Ben inanamayan bir şekilde Açelya'ya bakarken Açelya dudağını ısırıyordu.
"Sana inanamıyorum. Resmen beni oyuna getirdin."
"Dur ya kızma hemen kendim için istedim bunu."
Kendisi için mi ? Bir an kalbim tekledi. Yoksa Açelya Atakan'ı ...
"Ay şunun tipe bak nasıl kaldı. Saçmalama Begüm napayım ben o şapşalı. Zaten o senin. Tencere kapaksınız mübarek."
Peki ben buradan ne anlamalıyım.
"Ne için istedin o zaman çatlatma insanı."
"Atakan'ın arkadaşı gizemli yakışıklı bad boy Toprak için."
"O çocukta mı Latin danslarındaymış." dedim gülmemek için kendimi zor tutarak. O çocuktan hiç böyle birşey beklemezdim. Tamam çocuğu pek tanımıyorum bazen Atakan'ın yanında görürdüm. Yine de hiç çocukta Latin dansları yapacak tip yok.
"Açelya o çocuk biraz şey. Yani garip birisi gibi duruyor."
"Evet öyle duruyor ama çok hoş bir çocuk. Zaten bu kulüp sayesinde onunla yakınlaşmaya çalışacağım. Hem düşünsene sen Atakan'la bende Toprak'la olsak ne güzel olur. Çift çift takılırız."
Çift çift takılmak ne ya.
"Of kızım iyice ergenleştin. Hem sizi bilmem ama ben ve Atakan biz olmayız."
Olacağımız varsa bile geçmiş buna izin vermez.
"Neden olmasın. Bu çocuk geçen gün senin sesini özlediğini söylememiş miydi? O senden hoşlanıyor Begüm bunu göremeyecek kadar kör olamazsın."
Atakan'ın söyledikleri yüzümde tebessüm oluşturmuştu.
"Al işte sende hoşlanıyorsun şu tipe bak." Yüzümdeki tebessümü sildim ve normale döndüm. Ne yapıyordum ben böyle.
Ah canım arkadaşım bir bilsen geçmişimizi.Gerçekten Atakan benden hoşlanıyorsa geçmişimizi öğrendiğinde yine benden hoşlanır mıydı sever miydi beni. O benim çocukluğumun bir parçası olsada karanlık bir geçmişimiz vardı. Zifiri karanlıkta gerçekleri göremediğimiz bir geçmişti bizimkisi.
"Çetin mevzusundan dolayı mı güvenmiyorsun ona ."
"Hayır güvenmemekle alakalı değil. Bilemiyorum Açelya."
"Eğer içinde bir şüphe varsa Atakan öyle bir erkek değil Begüm. Onu çok eskiden beri tanıyorum her şeyini anlatmazdı bana ama diğer çocuklar gibi şımarık olma hakkı hiç olmadı.Annesi ve annem konuşurken duymuyordum bende. Babasız büyümesi ve yaşadıkları onu olgun birisi yapmış."
Bir an içim burkuldu. Onun hikayesini biliyordum. Onun yanında değildim elbet ama tahmin etmek zor değildi. O da bende babasız büyüdük. Hayat bizi kocaman insanlar yaptı. Annelerimizle birlikte hayata sıkıca tutunduk.

Çaylarımızı alıp bahçedeki masalardan birine oturduk. Atakan geleli iki gün oldu ama dün onu göremedim. Zaten dün tek dersim vardı dersim biter bitmez kitapçıya gittim. İlk günüm olmasına rağmen çok rahattım. Gelen müşterilerle ilgilendim kalan vaktimde de rafları düzelttim. Annem çalışmamamı istemese de çalışmaya başladığı söylediğimde olumsuz bir tepki vermedi. O da biliyordu bu işin tam bana göre olduğunu.
Bunların dışında Çetin ve Cemreyi tamamen görmezden geliyordum. Arada karşılaşıyordum ve ben onlar hiç yokmuşlar gibi ya da onları hiç tanımıyormuş gibi yapıyordum.
"Partide ne giysek acaba."
Ah bir de parti meselesi vardı.
"Geleceğime dair söz vermedim o yüzden kıyafet konusunu düşünmüyorum." Dedim göz kırparak.
"Beni yalnız bırakmayın düşünmüyorsun demi ?"
"Atakan var Toprak var yalnız kalmasın merak etme."
"Onlar gelecek mi bakalım. İnşallah gelirler. Özellikle Toprak gelmeli. Ay düşünsene ben Toprakla dans ederim sende Atakan la ne güzel olur "
Abartılı bir şekilde göz devirdim. Bu kız benden de inattı. Beni partiye götürmeye gerçekten niyetliydi.
Efrafıma baktığımda karşımda Atakan bize doğru geliyordu. Yanında gizemli arkadaşı Toprak ile birlikte .
"Selam kızlar oturabilir miyiz ?" dedi Atakan gözlerini bende sabitleyerek. Toprak ise selam anlamında başını sallamıştı. Açelya ya göz ucuyla baktığımda sevinci gözlerine yansımıştı. Aptal aşık.
"Oturabilirsiniz tabi ki ." dedim. Atakan benim yanıma geçti. Toprak ta Açelyanın yanına oturdu. Çayımdan bir yudum daha alırken Atakan ın halen bana baktığını görebiliyordum. Bu hem çok rahatsız edici hem de değişik bir şekilde güzeldi.
Ortam aşırı derecede sessizdi. Toprak telefonunu kurcalıyordu Açelya da arada göz ucuyla Toprağın telefonda ne yapmaya çalıştığına bakmaya çalışıyordu. Beceremeyince bana bakarak yanaklarını şişiriyordu. Ben kahkahayı basmamak için kendimi tutarken Atakan Açelyaya onaylamadığını belli eden şekilde kafasını sallıyordu.Toprak bizim bu hareketlerimizi görmezken içimden yuhluyordum.Bizim bu hallerimizi göremeyecek kadar ne yapıyordu telefonla acaba. Ben böyle merak ediyorsam Açelya'yı düşünemiyorum.
Bilmem kaç dakikadır hiç konuşmadan oturuyorduk.Ortam aşırı sessizdi.Bu sessizliği yine ben bozacaktım galiba.
"Havalar da soğumaya başladı değil mi ?"
Bir anda hepsinin gözü bana döndü. Çok klasik bir yerden konu açmıştım sanırım. Ama ne yapayım aklıma başka konu gelmedi.
"Soğusun daha iyi soğuk insanı dinç tutar." Dedi Atakan. Ben sıcağı severken o soğuğu severdi. Bu konuda aşırı zıttık. Acaba halen beni hatırlayamamış mıydı? Onunla bir gün konuşmalıydım. Buna nasıl cesaret ederim bilmiyorum ama bilmesi lazımdı.
"Yazın güzelliği hiçbir mevsimde yok bence ." diyerek konuya dahil oldu Açelya. "Sence hangi mevsim Toprak ?"
Toprak gayet tepkisiz bir şekilde "Ne fark eder ki ?" diyerek telefonunu kurcalamaya devam etti. Açelyanın işi zordu valla. Çocuk sıfır iletişimle yaşıyor resmen.
Tekrar sessizliğimize gömülürken bu sefer sessizliği Atakan bozdu.
"Partiye gidecek mısınız?"
Açelya 'Gitmezsek seni arkadaşlıktan reddederim.' Bakışlarını bana gönderiyordu. Bende gözlerimi devirerek "Gidicez gibi gözüküyor." Dedim.
"Siz yenisini gidin tabi." Dedi Atakan. Ne yani o gelmeyecek miydi?
"Sen gelmeyecek misin?" dedim. Açelya kaşlarını kaldırdığında 'Yine ne oldu' şeklinde baktım. Sonra hatalı fark ettiğimde tekrar Atakan'a döndüm.
"Yani siz gelmeyecek misiniz diyecektim." Dedim hatamı düzelterek. Aptal Begüm.
"Biz her sene gittik değişik bir şey olacağını sanmıyorum ama yine de belli değil."
Peki anlamında kafamı salladım. Açelya sevmemişti bu durumu. Sonuçta Toprak için gitmek istiyordu. Atakan gelmezse bu asosyal hiç gelmezdi.
"Ben kaçıyorum gençler." Toprak birden ayağa kalktı.
"Nereye oğlum " dedi Atakan.
"Bir arkadaşla buluşucam sana haber veririm sonra." Dedi göz kırparak. Arkadaş! Nasıl bir arkadaştı bu. Yoksa başka bir kızla mı buluşacaktı.
Açelya ya baktığımda tam hayal kırıklığı yaşıyordu. Belki biz yanlış anlamışızdır. Ah benim canım arkadaşım başka birini mi bulamadın.
Toprak yanımızda ayrılırken Açelya bu sefer ölümcül bakışlarını Atakan'a yolluyordu.
"Kiminle buluşmaya gitti o." Açelyanın sesi sinirli çıkıyordu.
"Bilmiyorum." Dedi Atakan.
"Neden sana kaş göz işareti yaptı o zaman bak Atakan biliyorsan söyle."
"Nereden bileyim ben çok merak ediyorsan git öğren." Ciddi miydi bu çocuk.
"Öyle yapıcam zaten." Diyerek ayağa kalktı. Atakan ciddi değilse bile Açelya ciddiye almıştı.
"Kızım saçmalama manyak mısın takip mi edeceksin çocuğu." Dedim şaşkın bir şekilde. Bu kız iyice psikopat oldu.
"Evet takip edicem hadi görüşürüz." Deyip masadan ayrıldı.
"Ya ders var nereye gidiyorsun. Hey kime diyorum ben."
Koşar adımlarla masamızdan uzaklaştı.
Bizde Atakan la beraber yalnız kaldık.
"Gerçekten seviyor galiba." Dedi Atakan gözlerimin içine bakarak. Bu çocuk bana bakmasın böyle yoksa bir gün bayılacağım.
"Belki de bir takıntıdır ." dedim ifadesiz bir şekilde. "İnsan imkansızı sevmeye daha çok meyillidir. " Diye devam ettim.
"Sence ikisi imkansız mı?"
Biraz düşündüm. Toprak en azından hoşlansa illa ki belli ederdi. Gerçi Toprağın ne hissettiğini biz anlayamayız. Çok zor bir karakter ve yeterince tanımıyorum.
"Bunun cevabı sende." Dedim . "Sonuçta Toprağı sen tanıyorsun."
"Toprak soğuk gibi görünür ama birisinde saf sevgiyi hissettiğinde o da sevgisini gösterir. "
"Herkes öyle değil mi zaten hepimiz gerçek ve saf sevgiyi aramıyor muyuz ?" dedim bu sefer ben gözlerimi onda sabitleyerek.
"Bazıları yalan sevgiyle daha çok mutludur." Dedi gözlerini benden çekmeyerek. Kim yalan sevgiyle mutlu olabilir ki.
"Sen peki " dedim korkarak. "Sen yalandan bir sevgiyi mi seçersin yoksa saf sevgiyi mi ?"
Sanki bana birazcık daha yaklaştı ve nefesi tenime değerek konuşmaya devam etti.
"Yalan sevgiyi seçseydim imkansızıma yakın olmazdım."

YAZ KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin