21.BÖLÜM "FRAGMAN"

68 7 5
                                    


Bölüm çok uzun, elimden geldiğince hatalarımı kontrol edip düzeltmeye çalıştım ancak yazım veya noktalama hatam olmuşsa affola.

Keyifli okumalar,

Yaşananları kaldıramamaya başladığım tarih, her bir cümleyi kusup bağırmak yerine içime atmaya başladığım tarihle aynıydı benim takvimimde. İnsanların olanlara beni sürüklemesi, dahil etmesi hatta hiç alakam olmayan yerlerde başrolleri kapmam da bunlara etkendi.

Babamla annemin kavgalarında bana sorulan binlerce tercih sorusu, okulda şahit olduğum için sorguya çekildiğim binlerce olay ve kendi içimde kendimi yargılayıp astığım binlerce düşünce... Hepsi benim şu anki karakterimin oluşmasında etkili olan başlı başına nedenlerdendi.

Güvendiğim insanlardan darbe yediğim olmuştu bu yaşıma kadar. Ancak ne zaman ki Barlas hayatıma girdi, girdiği anda beni ve hayatımı bambaşka bir yöne sürükledi. Sürükleyip de fırlattığı, umursamadığı o 'şey'ler aslında ben ve hayatımdı; ruhum, benliğim ve hayatım. Beni fırlattığı o diyara bir daha geri dönmemişti o, benim yabancı olduğum o yollarda öylece bırakmıştı beni. Zorla atıldığım bu yolların ambalajlarını tek tek tırnaklarımla söktüğümde ise kimsenin bu acımasız yollara bu denli çaresizce fırlatılmadığını anlamıştım.

Barlas'ın hayatıma dahil oluşu bile o kadar hızlıydı ki kendimi birçok kez sorguya çektiğimi hatırlıyordum. Kendi ruhumdan parçalarla kırık dökük yaptığım silahın namlusu düşüncelerimin alnına dayandığında, silahımın diğer ucunda bekleyen Barlas, her şeyin bir an önce bitmesini içten içe, sinsice bekliyordu halbuki. Orada, o silahın diğer ucunda, benim emrimle bir tek hissimi bile önemsemeden düşüncelerimi paramparça edebilecek olan tek acımasız kişi elbette yalnızca Barlas olabilirdi.

Ya, ben?

Göz gözü görmez karanlık günlerde ona bilerek sırtımı dayamamış mıydım? O sırta binlerce kez soktuğu bıçağa rağmen yine de o bıçakları tek tek ona çıkarttırmamış mıydım? Benim bedenime her şeyden çok değer verdiğini her olayda böylesine belli etmiş olmasına rağmen, ben bu denli anlayamayacak kadar salak mıydım? Evine gittiğim o gün, Barlas'ın sarhoşluğu onu uykusundan uyandıramayacak kadar güçlüyken gidip yanında durmuş, beni o haliyle bile kendi ihtiyaçları doğrultusunda çekmeye çalışırken o ellerin içinde kalmış, sonra da o ellere tutunmamış mıydım?

Evet, bunların hepsini kendim yapmıştım. Ancak gözümün o zamanlar görmemesi aşktan mıydı yoksa ilk defa böyle bir hissin verdiği sebepten mi bilmiyordum. Barlas'a aşık olmadığımı düşünüyordum ama o zamanlar hissettiklerim aklıma gelince duraksama ihtiyacı doğuyordu içime. Bana dokunmasına izin verdiğim ilk erkekti Barlas, beni keşfetmesine izin verdiğim ilk erkek.

Emanet ettiğim ruhu kaybederek hıyanet eden ilk erkek.

Şu anda şaşkınca baktığım o iki çift göz belki de benim hayatımda en sık karşılaşacağım gözlerdi. O yüzden gözlerimi kısarak bir süre daha içimde hissettiğim öfkeyi onlara belli etmek istedim.

Eştan elindeki bıçağa hüküm veremeden öylece kalırken Barlas'ın kanayan eline doğru bakışlarım indi. Elinin üzerindeki kesik öyle derindi ki böyle bir yaranın gerçek olup olmadığına inanmak için bir kez daha bakma gereği duydum. Ellerinden bakışlarımı kaydırarak yüzüne doğru çektim ve uzun zamandır bakmadığım o karamel gözlere baktım.

İPEKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin